Aylardan Aşk (Sancaktarlar Serisi #1)

En Son Değerlendirmeler

10 puan

harika bir romandı yazarımız Meral Kır'a teşşekürler soluksuz okudum fılm ızlıyormusum hıssı verdı ama hıc bıtmesını ıstemedım bır baktım devamıda varmıs en kısa zamanda Aşkı seçtim kıtabını alıp okumalıyım bakalım neler beklıyor benı :)

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/06/meral-kr-aylardan-ask.html

Ve bende Aylardan Aşk diyelerden oldum çıktım. Ne desem bilemedim şimdi :)

Reklamları yapılıp alınıtlarla merak uyandırılan kitap Aylardan Aşk'ı, hayran olup bütün kadınların aşık olduğu doktor Yağız'ı, herkesin yere göğe sığdıramadığı kadın olan baş karakterimiz Tanem'i ya da yakışıklı sempatik aşık olunası adam olan Doruk'u okudum mu demeliyim yoksa kitap bitti diye üzüldüm mü demeliyim bilemedim şimdi.

Meral Kır... Kendisi, CNR Kitap Fuarı'nda tanıştığım çok cana yakın güler yüzlü ve çook tatlı bir bayan. Onu tanıyıp da kitabını okumak ayrı bir zevk oldu benim için. Neyse... konuya geri dönelim, kendisi gibi kalemi de çok iyiydi. Akıcı, sıkmayan, hiçbir konu havada kalmadan, duyguları hissettirerek ve sonunda ne olacağının merakı ile okutan bir kalemi sahip.

Kitabın her satırında bir emek verildiği belli oluyor, o kadar tıbbi terimi, hastalıkları çareleri vs. belli ki araştırılarak yazılmış ve bir emek hatta çok fazla emek harcanmış! Tebrikler!

İtiraf etmek gerekirse bu kadarını beklemiyordum. :))

Kitap, beklentilerim üstünde, hem duygusal hem de merak uyandırıcı hem yatarıcı bir aşk hikayesini barındırıyor içinde. Zaman zaman hüzünlendiren zaman zaman aile bağlarıyla insanın içindeki aile sevgisini dışa vurana zaman zaman aşkı iliklerine kadar hissettirerek kalbine dokunan zaman zaman kızdırıp sinirlendiren 'ne yapıyorsun sen ya' dedirten ama her şeye rağmen yüzünde tebessüm ile okutan ve kitabı kapattığında içinde müthiş bir kurgu okumanın verdiği tatmin duygusuyla biraz daha okuma isteği ile dolduran bir kitap!

Bunca sözden sonra bana bir de tavsiye ederim okuyun dememi beklemeyin! Belli ki kitaba bayıldım tabi ki okumanızı isterim :)


"Bazen kulağımızla işitmek isteriz sevildiğimizi. Fakat onun yerine adamın sevgisini sana dokunduğunda hissedip bakışlarında görebiliyorsan, dudaklarının söylediğinin ne önemi var ki! Önemli olan kalbinin söylediklerini duyabilmektir."

Profil Resmi
10 puan

Çok güzeldi...

10 puan

Severek ve hissederek okuduğum içinde kendimden bir şeyler bulduğum ve okurken bitmesini hiç istemediğim bir kitap, Yazarı tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum ayrıca şiddetle tavsiye ediyorum...

6 puan

Fazlaca abartıldığını düşünüyorum. Yorumları okumadan alsam 8 bile verebilirdim ama bu yorumlardan sonra okuyunca abartilan kitap bu mu yani diye düşündüm.
Aşırı uzatılmış sahneler vardı. Tanem ise hiç de hafıza kaybı geçirmiş gibi hissettirmedi bana. Bir de vajina penis vs. kelimeleri beni rahatsiz etti. Bayan bir yazar oldugu icin biraz daha uygun kelimeler beklerdim.Yazarın kalemi iyi bana göre ama böyle pohpohlanarak kendini gelistirmesinin önüne geçiyor okuyucular. Eksiklerini de yazsa keşke yorum yapanlar...

8 puan

Kitaba başlarken beklentilerimi aşacağını tahmin etmiyordum doğrusu. Bence güzel bir ilk roman olmuş. Bazı kısımlarda uzamalar vardı ama kitabın akıcı dili bunu örtbas ediyordu :)

Ama ben Doruk ile Asya'yı çok merak ediyorum :( Ve bu çiftin kitabını bir an önce okumak istiyorum.

10 puan

Bayıldım tavsiye ediyorum.Tasvir etmek zor gercekten cok guzeldi

Profil Resmi
10 puan

Mükemmel bir yazar , Harika bir kitap ve aynı zamanda dünyanın ben şeker manevi ablası :) ♥ ♥ ♥ Yağız ve Tanem , Doruk ve Asya , Ahmet ve Sena dan oluşacak bir aşk serüveni. Her ne kadar polisiye günü görünse de harika bir aşk romanı dur . Sizi alır götürür. Kitabın içindeki o duyguyu , acı ve üzüntüyü , aşkı ve sevgiyi yüreğiniz de hissedeceğiniz bir kitap olacak. Doruk ve Asya ' yi ikinci kitapta okumak için sabirsizlaniyorum. Ahmet ve Sena daha da yakacak üçüncü kitapta. :) ♥ ♥ ♥ ♥

10 puan

Meral KIR / Aylardan Aşk <3
Öncelikle belirmeliyim ki anlaşma öncesi, sonrası, kapak heyecanı, basım aşaması derken aylardır sabırsızlıkla beklediğim canım ablamın bu şapşahane kitabını okuyup bitirip yorum aşamasına gelmiş olmanın haklı gururunu ve heyecanını yaşıyorum. :)
‘Aylardan Aşk’ nasıl bir kitaptı diye soracak olursanız, dilimin döndüğünce, parmaklarımın, düşüncelerimi yazıya döktüğünce anlatmaya çalışayım. :)
‘Sadece basit bir okuyucu’ gözüyle söylüyorum ki zaten kitap çıkmadan önce benim beklentilerim oldukça yüksekti ama kitabı elime alıp okumaya başlamamla beklentilerimin çok çok üstünde olduğunu anlamam bir oldu.
Şöyle söyleyeyim, kitabı elinize alıp okumaya başlıyorsunuz ve kitap siz hiçbir çaba sarf etmeden akıp gidiyor. Belki Tanem’in uyanış evresine gelene kadar azıcık sabırsızlanabilirsiniz ama ondan sonrasında öyle bir heyecan dalgasına kapılıyorsunuz ki her şeyi bir tarafa bırakıyor, bitirmek için daha bir istekli davranıyoruz.
Sürükleyici, heyecanın tavan yaptığı, açığa çıktığında tüm dengeleri alt üst edecek sırların, hayal kırıklıklarının, korkuların, geçmişte kapatılmamış hesapların içinde yeşeren sımsıcak bir aşk hikâyesi…
Dikkat! Bu hikâyede herkese potansiyel suçlu gözüyle bakabilirsiz! (Şekil A.1 ben) :) Son nokta koyulana kadar nedir, ne değildir anlayamayacak ve tüm gerçekler açığa çıktığında çok şaşıracaksınız…
*Tanem’in yaptığı kaza ile ilgili bilinmeyen tüm gerçekler…
*Tanem’i zehirleyen suçlu kimdi ve amacı neydi?
*Sancaktar ailesinin çok gizli sırları neydi?
*Yağız’ın geçmişine gömdüğü ve kendini yalnızlığa mahkûm etmesine sebep olan bütün gerçekler açığa çıkmak için tüm sınırları zorlarken bakalım Doktor Yağız’ımız geçmişi ile yüzleşip onun karanlığından kurtulabilecek mi? Geçmişiyle barışıp, geleceğe bembeyaz bir sayfa açıp, her şeye sil baştan başlayabilecek mi?

*Doruk (uyuzu!) neden gitti? (“Neden geri geldi?” diye de sorardım ama o sorunun yanıtı hepimizin merakla beklediği 2. kitapta saklı… ;) )
Bu soruların cevapları mı? Hepsi kitapta! ;)
Dostluk, aile bağları ve aşk üzerine yazılmış, türlü sırlarla harmanlanmış ve oldukça fazla emek verilmiş, dolu dolu muhteşem bir kitap!
Yorumumu noktalamadan önce ise değinmek istediğim birkaç tane konu var… Okuduğum birkaç yorumda kitapta çok fazla ‘tıbbi terim’ kullanıldığıyla ilgili eleştiriler vardı ve hatta bende buna kendimi hazırlamıştım. Ama sonra okudum gördüm ki abartıldığı kadar değildi. Yerli yerinde kullanılmış terimlerdi. Sonuçta doktorlar ve ortada çözüme ulaşmayı bekleyen tıbbi bir vaka var… Tıbbi terimler yeşillik olsun diye değil gerekli olduğu için kullanılmıştı ve bence kararındaydı.
Kitap kapağındaki Sarah Jio’nun yorumu eleştiriye tabi tutulan diğer bir başka konuydu. Fakat ben bunda yadırganacak bir şey göremedim. Yurtdışında zaten çoğu yazarın kitapları için başka yazarlar tarafından bu tip destek mahiyetli öneri cümleleri yazılıyor. Yabancı yazarlar kullanınca sorun olmuyor da bizim yazarlarımız kullanınca niye eleştiri malzemesi olarak kullanılıyor bu konu anlamadım. Bence çok çok güzel düşünülmüş ve iyi ki de uygulanmış dediğim bir yenilik oldu bu. Ha, Sarah Jio’nun ismi biraz küçük yazılabilir miydi, derseniz; evet, yazılabilirdi. Lakin yine de ‘Meral Kır’ ismini gölgeleyecek büyüklükte yazıldığını düşünmüyorum. Kitabı Sarah Jio’nun kitabı zanneden arkadaşlarımıza da biraz daha dikkatli olmalarını ve gündemi takip etmelerini önermekten başka çarem yok sanırım. ;) :)
Bana göre, -tekrar ediyorum- bana göre, akla, mantığa aykırı hiçbir yanı olmayan, her şeyi es geçerek sadece cinselliğin ön plana çıkarılmadığı, tüm duyguları bünyesinde barındıran ve o duyguları sonuna kadar hissettirmeyi başarabilen, gerek kapak tasarımıyla, gerek iç tasarımı ve ayraç tasarımıyla çok emek harcanmış dolu dolu ve şahane bir kitaptı.
İçinizden, “Her şey iyi, hoş da bu kitap tamamen dört dörtlük müydü, hiç mi eksiği yoktu be kardeşim?” diyeniniz varsa cevabım şudur ki “Bir sürü yazarın bir sürü kitabını okudum fakat daha dört dörtlük olanıyla hiç karşılaşmadım.”
Elbette ki her kitapta olduğu kadar ufak tefek aksilikler vardı. Ama onlar bence işin tuzu biberiydi. Nazar boncuğuydu. :)
Yorumuma son noktayı koyarken sevgili Müptelâ Yayınlarına bizi bu güzel kitapla buluşturduğu için teşekkürlerimi sunuyor, canım ablamm Meral Kır’a kalemine, yüreğine, aklına sağlık diyor, daha nice nice kitaplarını okuma isteğimi şiddetle belirtiyor ve kitabı hâlâ alıp almamakta kararsız olanlara kesinlikle tavsiye ettiği söylüyorum. :)

Dipnot: Serimizin 2. Kitabı olan Doruk ve sarı şeker Asya’mızın hikâyesini merakla ve sabırsızlıkla beklediğimi söylemeden de geçemeyeceğim. Sevgili yazarım bizi çok merakta bırakma. :) Birde Sancaktar kardeşlerin hepsine hepsine ama hepsine kitap istiyorum. :)

10 puan

Okumaya fazlasıyla değer...

10 puan

Yine bir Türk yazar önyargımı aşan kitap oldu Aylardan Aşk.Önce yazarı admin olarak tanıdım sonra kitabını okudum.Tanıdık bir insanın kitabını okuması daha bir güzel oluyor onun farkına vardım.Normalde hiç aşk romanı okumayan beni kitaba çeken çok özellik oldu.Konusundan tut ayracına ay bölümlerine renklerine farklı tasarımına vuruldum dedim okuyum kalın bir kitap ama birşey kaybetmem.Ve başladım okumaya.Sahurdan sonra yatan ben yatmayıp kitabı bitirdim sabahladım başından kalkamadım.2 günü bulmadı kitap o derece sardı beni.Aşk romanı demeyelim sadece içinde polisiye,entrika,hırs da vardı.Karakter çözümlemeleri güzeldi bir ilk kitap için.Yağız ve Asya favori karakterlerimdi ama bütün karakterlerin konuşmaları, esprileri,aile bütünlüğü,cinselliği kullanmaları(bazı yerlerde fazla olduğunu hissettim.) yazarın ne derece kalemini güzel kullandığını gösteriyor bence. Yeterince ayrıntı vardı detaya inilip emek verip araştırılmış konular mevcuttu ki tıbbi terimler bi ara çok geçince dedim konu mu atladım ama :))Biraz uzatılmış gibi hissettirse de sıkmadı tadında bıraktı :)) Entrikasının bol olması benim için çok büyük avantajdı özellikle o bölümleri ve flashback bölümleri çok çok sevdim.Belirtmeden de geçemeyeceğim konu bir Kore dizisi izler gibi hissettirdi bana:))Genelde bu tür konuları işleyen ve benzer çizgide giden dizinin senaryosunu okumuş gibiydim:))Aşkı çok benimsemesem de aşk harici diğer bütün kitabın özelliklerini sevdim yazarın çıkacak kitaplarını ilkten alıp okumayı bekliyorum:))

6 puan

Kitap kapağı,kurdeleli şemsiye ile kitaba tutturulmuş ayracı, içindeki renkli kağıtlarla ayrılmış bölümleri ile oldukça göz dolduruyor .Akıcı elinizden bırakmak istemeyeceğiniz türden Türk filmi tadında bir aşk öyküsü.Zaman zaman ay tamam uzatmasalar da sonuna bir an önce ulaşsam dediğiniz oluyor.Aşk kitapları okumayı seviyorsanız tam size göre.

9 yıl, 8 ay
9 puan

Aşk romanı sevmem ama bu bir harikaydı çok sürükleyiciydi elime almamla bitirmem bir oldu zaten.Karakterleri yaşadım resmen.
Tavsiye ederim.

7 puan

Klasik Türk filmi sevenler için güzel bir aşk hikayesi, ben keyifle okudum :)

4 puan

üzgünüm ben beğenmedim,beni sıktı...

9 puan

Ben kitabı herşeyiyle çok beğendim.Bence yazarın ilk kitabı olmasına rağmen, aşk-polisiye karışımı basarılı bir romandı.Okunmayı kesinlikle hakkettiğini düşünüyorum..

8 puan

Eylül ayı sanırım en çok bu kitaptan sonra anlamlı oldu. Çünkü en önemli olaylar o ay da oldu. Diğer ayların da anlamlarını, isimlerini nereden aldıklarını o sayfalarda görmek çok hoştu.

Esasa gelirsek, kitabı beğendiğimi söyleyeyim ama yine şu gereksiz uzunluktan yana dertliyim. Tanem’ in hastane süreci çok fazla uzatılmış ve sıkılmama neden oldu. Neyse ki sonradan uyandı da asıl olaylar başladı. Ve diğer bir nokta, birçok karakterin anlatılması dikkatimi dağıttı. Hangisine odaklanacağımı şaşırdım. Doruk ve Asya’ya mı Ahmet ve Sena’ya mı Burak ve Yağmur’a mı? Bilemedim. Bir de üstüne Ailenin büyük sırrı ve biri tarafında Taneme zarar vermek istenmesi eklenince iyice karmakarışık oldu her şey. Ama yine de her karakter kendini sevdirdi. Yağız’ı şu cümleyle anlatabilirim size “Sevmeyi bilen, sevginin en güzel halini yaşatan bir gün gelecek sevdiğini de söyleyebilecekti. Sevdiğini söyleyemeyen, sevmesi güzel Abime.” Bu sözler küçük kardeşine ait. Son sayfaları okurken Yağız’ı kafamda hangi cümlelerle anlatmam gerektiğini bilmiyordum Kalın Kafalı? Belki. Ama bu sözler cuk diye oturdu adama.

Tanem ise çekingen tavırlarıyla ve yağızın peşinden koşmasıyla sinirlerimin odak noktası oldu. Ama yavaş yavaş kendine gelmesi ve elinde ki gücü fark etmesiyle toparladı. Takıldığım bir yer var hafıza kaybı yaşamıyormuş gibiydi. Arada gördüğü geçmişe dair kesitler olmasaydı bu nasıl hafıza kaybı derdim.

Peki, o nasıl bir sondu? Doruk sana etmediğim küfür kalmadı söylemeden geçemeyeceğim. Sırf bu yüzde hemen diğer kitaba geçmem gerekecek.

Son olarak yazarın özel anlarda kullandığı şiirsel anlatımı sayesinde duygusallaşıyorsunuz. Bazı kelimeler çok özenli ve duygu doluydu. Ama şu karışık ve herkesi anlatan tarzını maalesef benimseyemedim. Ve uzatmış olduğu süreçlerde bir ara yeter dedirtmedi değil. 

“Ben bir Eylül günü düşlerimi kaybettim. Şimdi de şairin dediği gibi, yüklemi olmayan bir aşkın öznesi oldum. Peki, aşk neydi? Düşlerimi, geçmişimi, kısaca beni, geleceğin karanlık suretine gömmüşken, onlardan vazgeçip yüzümü döndüğüm mü aşktı? Aşk isyan mıydı, yoksa Nazım Hikmet’in dizelerinde betimlediği gibi ‘Gelsene dedi bana, kalsana dedi bana, gülsene dedi bana, ölsene dedi bana. Geldim. Kaldım. Güldüm. Öldüm. ‘ diyen içtenliğin adı mıydı aşk? Yoksa mağrur bir hoşça kal mıydı aşk; yıl yorgunu bedenim bir ‘hoşça kal’a daha hazır mıydı? “

7 puan

http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2015/07/kitap-yorumu-aylardan-ask-meral-kr.html

Meral Kır, kalemini merak ettiğim bir yazardı ve sonunda fırsat bulup, okuyabildim. Bazı yönlerden kendisini çok başarılı buldum, bazı yönlerdense tam olarak beni tatmin etmedi. Bunu da yazardan ziyade serinin ilk kitabı olmasına bağlıyorum. ^^ Üstelik çok kalabalık bir karakter kadrosu vardı. Başlarda beni bunaltmış olsalar da okudukça hepsine alıştım.

Yağız'ın tabiriyle 'cennet gözlümüz' Tanem, Sancaktar ailesinin en küçük çocuğu. Tanem sıradan, normal bir hayat yaşarken bir trafik kazası geçiriyor ve iki yıl boyunca uyuyor. Doktor Yağız tarafından ilk defa uygulanan bir tedaviyle hayata dönen Tanem, uyandığında kendisi ve ailesiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyor. Onca bilinmezliğin içinde Yağız'ı güvenli limanı olarak gören genç kız için aşk kaçınılmaz oluyor.

İkisi arasındaki ilişkiyi ve tatlı atışmalarını okumak çok keyifliydi. Yağız'ın kitabın sonuna kadar kıza kendisiyle ilgili doğru dürüst tek kelime etmemesine sinir oldum. Yaşadığı olaylardan, düşünce şeklinden dolayı belki bu normaldi ama yine de bir yerden sonra şu adam artık çözülsün diye bekledim. Fakat doktor bey, nuh dedi peygamber demedi. :D Her neyse, biz de onu bu şekilde kabullendik...

Aylardan Aşk, içinde bir sürü şeyi aynı anda barındıran bir kitap. Aşk, aile, dostluk, fedakarlık... Hepsi güzelce harmanlanmış. Diyaloglar kadar düşüncelere de yer verilmişti. Kalın bir kitap olduğu için bu durum beni yer yer sıksa ve sürekli ara vererek okumama sebep olsa da genel olarak güzeldi.

Fakat o son... O son neydi öyle?! Doruk adamım dedim, adam bizi ters köşe yaptı. İkinci kitap onların hikayesini anlatıyor. Olayların iç yüzünü çok merak ediyorum ve içimden bir his, Aylardan Aşk'tan daha çok seveceğimi söylüyor. Okuyup, göreceğiz bakalım. :D

Ve kitaptan daha çok sevdiğim bir şey var ki... Tasarımı! Müptela'nın cicili bicili kapaklarına hepimiz bayılıyoruz ama bu daha bir güzeldi. Her bölümün başında değişik renkte bir sayfa olması, ayracı, kapağı... Hepsi birbirinden güzeldi. Gerçekten emek verildiği çok belli, ilgili arkadaşları tebrik ediyorum. :')

Özetle, merak edenler bir baksın derim. Mutlaka okuyun diyemem çünkü herkesin beğeneceği bir anlatım tarzı ve olay örgüsü olduğunu düşünmüyorum. Ama bu tarz kitapları, konuları seven insanlar beğenebilir.

8 puan

Son dönemde Türk yazarlarını daha çok okumaya başladıysam benim için bu çok güzel bir şey. Artık Aiden, Christian, Cash vs. gibi erkek isimlerinin yanında Yağız, Doğan, Güven'i de okumak ve bizde de böyle erkeklerin olabileceğini bilmek sevindiriyor beni :)

Trafik kazası sonrası ölmek üzere olan Tanem şans eseri Yağız'ın çalıştığı hastaneye getirilir. Herkes umudu kesmişken ailesinin izni olursa Yağız Tanem'i hayata döndürebileceğini söylemektedir. 2 yıldır sürekli uyutularak tedavisi sürdürülen Tanem'in artık uyandırılma vakti gelmiştir. Yağız'ın bir doktor olarak nasıl mücadele verdiği, kendi içinde yaşadığı pişmanlıklar yüzünden daha çok Tanem'i hayata döndürme çabaları güzel bir kurguyla anlatılmış. Karakterlerin duyguları güzel ifade edilmiş. Tanem'in uyanmasına yakın yaşanan olaylar ile Yağız kendini bir maceranın içinde ortasında bulur. Herkes şüpheli, herkes tehlikelidir Tanem için.. Tanem'e hissettirmeden olayları çözmeye çalışan Yağız asıl tehlikenin nereden geleceğini tahmin edememiştir..

Kitapta en duygusal bulduğum yer; kendi iç hesaplaşmasını yaşayan Yağız, kazada kaybettiği ailesinin evine gittiğinde kız kardeşinin odasını incelerken, hergün yemek yediği masaya dokunurken ki hissettiklerini okuduğum yerlerdir..

Hem aşk, hem macerayı güzel ve akıcı bir kalemle sunmuş yazar. Tek sorun bence, 500 küsürlük kitabın çokta uzatılmasına gerek yokmuş. Biraz daha kısa tutulabilirdi.. 10/8 diyorum.

7 puan

Oldukça kalın bir kitap olmasına rağmen , akıcı dili ve sürükleyici konusuyla okuyucuyu yormayan güzel Türk Filmi tadında güzel bir roman...Kitabın ana karakteri Tanem'e şımarıklığından dolayı yer yer kızmadım değil ama mutlu sonla biten romanları ayrıca severim.. Sıra Sancaktarlar serisinin ikinci kitabı Aşkı Seçtim ' de.. Bakalım Doruk efendi ikizleri olduğunu bile bile koluna Sabrina'yı takıp ne demeye getirmiş ? :)

5 puan

Kopuk ve uzatılmış, klişe ve tahmin edilebilir bir kitaptı. Beğendiğimi söyleyemem.

7 puan

Sancaktarlar serisi, kitap zevkine güvendiğim bir kaç kişi tarafından çokça övülünce okumak istedim. Ama ben son kitabı daha çok merak ediyordum. Belki de kitap kapağı da etkili olmuş olabilir :/ Ama seri olduğu için tabii ilk kitap olan Aylardan Aşk'tan başladım.
Sancaktar ailesinin küçük kızı Tanem, geçirdiği bir trafik kazasından sonra 2 yıl boyunca komada kalır. Ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü tedavi edilemez. Fakat doktor Yağız onu uyandırmayı başarır. Uyandığında hafızasını kaybetmiştir.
Üstüne üstlük bir de Tanemi zehirlemek ve zarar vermek isteyen bir sapık vardır. Bu sırada da Tanem doktoruna da aşık olur.

Hımm güzeldi kitap. Ama biraz uzundu sanki. Demek sosyete böyle yaşıyormuş :D Yanı ne bileyim garipsedim biraz. Hep alışmışız ya otoriter abilere; başta biraz sevgili olacak kişi zorlanır, gözü korkutulur, sonra zaten ne diyecek, olmuş gitmiş ama bunda öyle değildi. Çiftler bir anda fazla samimi olunca o höt höt abiler neredeler dedim :D E çünkü öyle bahsedildi. Valla ne diyim Yağız çok soğuk nevale geldi bana zaten saçları da uzundu. :D Okurken gozumun önüne hep Can Yaman geldi zira daha uzun saclisini tahayyül edemedim :D
Ahmet çok övüldü ki onun karakterini daha çok sevdim acaba direk onun olduğu kitabı mi okusam ki :D
Söylemeden de geçemeyecegim. Bu kitap 3. Baskı. Nasıl olur da hâlâ bu kadar yazım yanlışı olur? Benim çok gözüme batıyor kitaplardaki hatalar.

Spoiler kitabı okumayanlar okumasin bu kısmı.

Oofff Yağız deli mi yahu? En baştan kıza tedavisi hakkında doğru soyleseydi kız zaten anlardi. Ne yanı hiç bi çare yokken ölümü beklemektense tabii ki böyle bir tedavi tercih edilir. Ayy gizlediği kısımlarda beni sinir bastı. Tanemin tepkisi de gayet haklıydı.

Profil Resmi
5 puan

Okurken sıkıldım. Duygusallığın zayıf sürekli gizem ve fazlasıyla polisiye bir kitapdı.

10 puan

Öncelikle kitabın basımına gösterilen özeni yazmak isterim. Olay akışı ay ay ayrılmış ve her ay renkli bir sayfa ile belirlenerek, bir ajanda gibi o ayla ilgili çok güzel notlar düşülmüş. Bu notları okumak ayrı bir güzellik. Şiir gibi olmuş.
Küçük bir ayraç (şemsiye şeklinde) hoş bir sürpriz olarak okuyucuya ayy dedirtiyor sevimliliğiyle.
Kitaba gelince; elime aldığım andan itibaren - ki bir süre sonra bir de kalem aldım, sık sık üzerini çizmek ihtiyacı hissettiğim yerler oldu- akıcılığı ve temposuyla birden yakalayıverdi beni. Hani hiç işim gücüm olmasa da tüm gün oturup, uzanıp, dolaşıp okusam dedirtti.
Aşk, aşkın getirdiği güvensizlikler, sırlar, vicdan azapları, hırslar çok güzel harmanlanmış. Tek bir karakterin değil, bir çok yan karakterin hikayesini de merak edip, kitap hiç bitmesin dedim.
Sonuç; sevdim.

5 puan

Sevmedim. Sıkıldım. Düşünceler içinde boğulmuş. Ayrıca kızların biraz azgın olduğunu söylemem gerek. travmatik bir karaktere göre tanem karakteri fazla sağlıklı ve mutlu. isimlerde yapay geldi. asya, doruk, tanem.15 yaşında karakter izlenimi veriyorlar.

geri ileri