Bereket Denizi dörtlemesinin ilk kitabı olan Haru no Yuki 1912 Japonya'sında başlıyor. Kiyoaki adlı soylu bir gencin yaşamını anlatan roman başlarda pek hoş gözükmeyen burnu büyük gencin, Satako adlı daha alt sınıfa mensup bir kıza olan aşkı sonucunda nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor. Nam-ı diğer Kiyo'nun etrafında geçen olaylar en yakın arkadaşı Honda ve kişisel hizmetçiliğini yapan Iinuma'nın etkileri ile Japon geleneklerini bize anlatıyor.
Kitabın yarısından itibaren, yani 1913 yıllarında Siyam'dan Kiyo'nun ailesine misafir gelen iki prens ile hikaye hız kazanıyor. Kitabın sonuna ve 1914 yılının başına doğru Kiyo kendi kaderini çizmeye karar veriyor.
Böylece Mişima bana göre kendi hislerini anlatan ve Kiyo'nun içinde yaşayan, sürekli göç eden ruhu ilk sınav olan aşkla karşılaştırıyor. Aşka bakış açısı, aşkın ve geleneklerin gereklilikleri, dostluklar ve düşmanlıklar ilk kitabın göze çarpan noktaları.
Ayrıca kitap bittiğinde ve ikinci kitaba başladığınızda anlıyorsunuz ki kitabın ana karakteri Kiyo değil, en yakın arkadaşı Şigekuni Honda'ymış.
Son olarak Siyam'dan gelen prensler üçüncü kitabın altyapısı niteliğinde. Gereksiz yere sayfa sayısını artırmak için gözükse bile aslında Mişima aklındaki hikayenin temellerini atıyormuş.
Kitabın başları için şarkı önerisi :
Akeboshi - Yellow Moon (https://youtu.be/vTlYEatc5_E)
Air - Alone in Kyoto (https://youtu.be/XUjAtYQkFm8)
Sonlara doğru ise özellikle :
Akeboshi - Sky in the Pond (https://youtu.be/0hZC2-pqTsc)