Muhteşem bir gerilim. Zaten kitapta Tess Gerritsen yorumu olması da bunu gösteriyordu. Özellikle katilin öldürme biçimlerine bayıldım:):)
İlk defa okuduğum bir yazar Karen Rose. Polisiye gerilim..Derinliği olan bir yazar..Kurgusu muhteşem .Çok ürkütücü canavarlaşmış bir katil vardı hikayede..Okurken bazı sahnelerinde ürktüm açıkçası..Ama iyi bir yazar..Fakat bazı yerlerde çok fazla ayrıntı var detay var..Bir de kadro da çok kişiden oluşuyordu ... Bu da okumamı yavaşlattı açıkçası..Dönüp kişilere tekrar bakmak zorunda kaldım..Kim kimdi diye...Ama sonradan kitapta ki o kalabalık kadroya alışınca kitap hızla ilerlemeye başladı bende..İlk önce şunu da belirtmeliyim ki özellikle Sandra Brown ve Linda Howard severler bu yazarı sever gibime geliyor..Ama ben bu yazarı daha çok Lisa Unger'e benzettim..Hoş Lisa Unger'in de bir kitabını okuyabildim ama bende o yazarın havasına benzettim..
Fakat yazar bu saydığım diğer polisiye yazarlardan daha aksiyonlu gerilimli yazıyor ki bu kitapda ki katil bana çok acımasız geldi..Anladığım Eminim ki bu kitabın filmi çekilse çok iş yapar bence..Kısaca yazarı sevdim,kalemini sevdim..Muhakkak takip edeceğim bir yazar olacak..
Konusuna Gelince:
Bir adli tıp uzmanı olan Lucy'nin rutin sabah koşularından döndüğü sırada Baltimore Park'da bir ceset bulması ile başlar olaylar...Öldürülen kişinin cesedi tanınmaz bir halde olduğu gibi kalbi de sökülüp çıkarılmıştı..Cinayeti araştıran dedektif J.D Fitzpatrick ise kente yeni gelmiş karısını kaybettikten sonra yaşadığı bunalım sonucunda hem departman hem şehir değiştirmiş bir polis idi..Ortağı Stevie Mazzeretti ise eski arkadaşının karısı idi..J.D. ve Lucy'nin kimyaları en başta birbirini tutmuştu aralarındaki çekim mükemmel idi..Aralarındaki cinsel gerilimin dozunu yazar müthiş güzel ayarlamıştı ki bence sayfalar boyunca erotizm yazsa bu kadar etkili olamazdı..J.D'nin kaybettiği karısı ile olan problemleri Lucy'nin ilk nişanlısına benzettiği J.D.'den kaçmaya çalışması ama bunu yapamaması..Yazar ikili arasındaki aşkı çok güzel işlemişti..Polisiyede biraz aşk olduğunda daha çok hoşuma gidiyor..
Fakat bu ikilini bulmaları gereken bir katil vardı çünkü katil ard arda cinayetleri işlemeye devam ediyordu..Hem de onlara acımasızca da işkence de yapıyordu..
Sayfalar ilerledikçe Lucy'nin ailesi ile olan problemleri de açığa çıkıyordu..Yıllar önce kazada ölen ağabeyini kaybetmek onu çok yaralamıştı özellikle ailesinin ona karşı olan davranışları çok acımasızca idi..İşte bu yüzden Lucy oldukça zor bir çocukluk geçirmiş daha sonra da kendini müziğe vererek teselliyi bulmuştu..Kitap ilerledikçe görüyoruz ki cinayet geçmişte yaşanan bir olay bu olayın bir sır gibi saklanması idi..Lucy'nin aklına gelemeyeceği kişiler bu işe bulaşmıştı..Ve katil intikam kin hisleri ile bu cinayetleri işlerken adaleti yerine getirdiğini düşünüyordu..
Heyecanı gerilimi bol bir romandı..İçinde muhteşem bir aşk ile de taçlandırılmıştı..Tavsiye ederim..Özellikle polisiye sever arkadaşlar bu yazarı sakın es geçmeyin....
http://hulyami.blogspot.com/2013/07/bana-aitsin-karen-rose.html
Bana Aitsin an itibariyle bitti.Ben genelde bu türü okumayan biriydim fakat bundan sonra mutlaka okuyacağım.Ayrıca Karen Rose kalemini en sevdiğim yazarlar listesinin zirvesine yerleşti.Çünkü ben hayatım boyunca bir kitabı gerek konu gerek yazarın anlatımı gerekse karakterleri bakımından bu kadar sevemedim, bu kadar takdir etmedim.Kitabın son sayfasına kadar heyecan hep doruktaydi.Birkaç tahmin dışında yazarın karakterlerin bir sonraki adımında neler yaptiracağını bulamadım.Katilin en başta şüphelendiğim fakat daha sonra 'yok bu değildir' düşüncesiyle vazgeçtiğim kişi çıkması 'tabi ya' dememe sebep oldu.Yazarın ince bir zeka ile yarattığı kurgu okuyup da kolay kolay unutamayacağınız cinstendi.Yazar bu muhteşem kitap ile çıtayı yükseltmesi 'ya başka yazar beni bu denli tatmin edemezse' gibi düşüncelere sürükledi beni.Kanes'ın bu kitabı çevirmesi ve biz okurlara sunmasi daha önce kitaplarını okuyamadığım yayınevine karşı bir sempati duymamı sağladı.Yazarın Türkiye'deki en sıkı takipçilerinden biriyim artık. :)