Kitabın sonuna kadar tam olarak işte şu olacak böyle bağlar diyemiyorsunuz.
Bu kitabı okuyan her kız Nil olmak istiyor:) Herkese bir Yiğit de kolay kolay nasip olmuyor:)
Çok çok severek okudum tavsiye ederim:)
Genç bir kızın genç bir kadın olmasına şahitlik ediyorsunuz. Her ailede sırlar olduğunu ve zamanında açıklanmazlarsa insanlara neler yaptıracağını.
Kesinlikle okumalısınız.. Yine bir Vefa Enver klasiği.
soluksuz okuyacağınız bir Vefa Enver romanı daha. Yiğit'e aşık olurken Nil için hem sinirlenceksiniz hem de üzüleceksini... Tüm duyguları birlikte yaşayabileceğiniz bir roman. Şiddetle tavsiye ederim
tek kelimeyle muhteşemdi diyebilirim :D Nil'in o hazır cevaplığı yok mu beni yerlere yatırdı.okurken o kadar çok güldüm ki anlatamam.bazen de Nil e o kadar çok kızdım ki nasıl bu kadar saf ve düşüncesiz olur bir insan diye.yiğit ne kadar çok çapkın olsa da nil e olan aşkıyla gönlümde taht kurdu.arada hem Tuğbayı hem de Nil'i sevmesine o kadar sinir oldum ki anlatamam.yine de mutlu güzel bir sonla bitti.Vefa Enver'in okuduğum ilk kitabı ama son olmayacağı da kesin :))
http://illekitap.blogspot.com.tr/2014/08/vefa-enver-bana-prenses-deme.html
Çok güzeldi, çok beğendim, bazı yerlerde eğlendim bazı yerlerde sinirlendim... Hatta içimden bir şeylerin koptuğu anlar bile oldu kitabı okurken.
Yazarın kalemine üslubuna değinmeden direk yoruma geçeceğim çünkü Vefa Hanım'ın kalemini çok sevdiğimi bildiğinizi düşünüyorum Ne yazsa okurum dediğim nadir yazarlardan biri kendisi :)) Size de tavsiye bence bir okuyun! Hatta Bana Prenses Deme başlamak için mükemmel bir kitap ;)
Ah...bir de kitap içeriği olan bir yorum olacak haberiniz ola. Sonradan uyarmadı demeyin!
Nil'in prenses takıntısını çok iyi anlıyorum. Babamda aynı şekilde bana prenses der ve kendimi onun yerine koymak, ne hissettiğini tahmin etmek hiç zor olmadı benim açımdan. Hatta çoğu zaman kendimi Nil'in yerine koydum da... Keşke bende kendi Yiğit'i bulabilsem diye de düşündüm. Size bir sır vereyim mi? Nil ve babası arasındaki çoğu konuşma, babamla benim aramda geçiyormuş gibi hissettim. =)
Murat'ı hiç sevmedim ama bir o kadar da Yiğit'i sevdim. Murat bana en başından beri çok kötü değil de güven verici gelmedi. Hep bir şey bekledim ondan... Tamam kitabı ikinci okumam olabilir, ama ilk okumamda da Murat'ı sevmemiş baştan bir soğukluk hissetmiştim ona karşı... Ama Yiğit... ahhh Yiğit <3
Ayrıca kitaptaki olayların yanında benzetmeler çok güzeldi. Çok sevdiğimi söylemeliyim. İlk okuduğum zaman hep Gamze'yi Yiğit'in sevgilisi zannettim ve ona karşı bir uyuzluk moduna geçmiştim yani Yiğit Nil'in sevdiceği olmak zorundaydı ama şimdiki okumamda Gamze'yi sevdim. Gerçekten çok tatlı bir genç bayan :) Ve Tuğba'da yani Tuğba çıktı... Resmen bir alev topunu canlandırdım gözümde.
Murat, Gamze, Yiğit ve Nil'in otelde kaldıkları zamandaki içlerden konuşmalarda koptum. Hepsi aynı şeyi düşünüyor olmaları çok güzeldi. ;) kahkaha atmama elde değil ;)
"More than handful is wasteful" sözünü çok sevdim ilk kez bu kitapta duydum ama ne yalan söyleyeyim hemen benimsedim bu sözü .Yiğit'in bu sözü bağdaştırdığı konuyu bir filmde kız babasına soruyordu ve babası da avucu doldursun yeter demişti bu sözü okuyunca direk o film geldi aklıma ve umarım gerçekten yeterlidir fazlası ziyandır değil mi ama =)
İlk okuduğumda, Yiğit'in annesinin Nil'i arayıp da evlilik haberini verdiği sayfadan sonra öyle bir şok yaşadım ki elim sonraki sayfalara gitmemişti şimdi ne olacağını bilerek okumama rağmen o sayfada heyecanlandım. Ne olacağını biliyorum Nil'in ne yapacağını ama yine de Yiğit'in böyle bir karar alması tüylerimi diken diken etti.
Ahh bir de nişan sahnesinde, "Beni Buna Zorlama"da bir söz vardı hatta kullandığım ayraçta da o söz yazıyordu ve beğendiğim bir söz olmuştu bu.
"Onu başka erkeklerle gezerken görmekten daha fazla canımı yakan bir şey var
o da o erkeklerin yanında mutlu olduğunu görmek."
Nişan gecesi Nil, Tuğba&Yiğit ikilisini izlerken bu söz geldi aklıma... Nil'in acısı tüylerimi diken dile etti resmen... Aşk güzel şey eğer çift taraflıysa! Neyse ki Nil'inki öyleydi de acısını tattı ama sonrasında sefasını da sürdü ;)
Özellikle beğendim çok yerler vardı... Mesela bunlardan biri de Yiğit'in "mutfaktan çıkarken lambayı kapatmayı unutma." demesiydi kahkaha attım bunu okuyunca ve kitaptaki benzetmeleri gerçekten çok sevdim.
Eda'nın kapı&anahtar ikilisi ile yaptığı konuşma çok güzeldi. Bunu aklında tut sonrasında zamanı geldiğinde bir yerde alıntıla diyeceğin türden bir söz. Hatta daha dikkatli okuduğunda aslında ne kadar da haklı diyebileceğin bir söz.
Ayrıca sonu... sonu... ahhh ikisinin oğlu harika olur muhtemelen eee tohumu Yiğit'ten değil mi? Sonucunda Yiğit mükemmel erkek tanıma kısmen uyuyor :)
Harika bir kitaptı çok sevdiğimi söylemeliyim. Benim favori VE kitaplarımdan biriydi. Ayrıca benim ikinci okuduğum VE kitabıydı yanlış hatırlamıyorsam ve ikinci kez okumama rağmen ilk okumamdaki gibi heyecanla okudum, her sayfasını aynı beklenti ve bekleyişle çevirdim. Her satırından zevk aldım ve bazı yerler bir kaç kez okudum.
Şiddetle tavsiye ediyorum arkadaşlar bu kitabı okuyun ve okutun! Pişman olmayacaksınız hatta o kadar beğeneceksiniz ki kendiniz bile birkaç kez okuma isteği duyacaksınız :)
Yaa çok güzeldi. Normalde yaşı çok dert olarak bulurum ama Yiğit o kadar kendini sevdiren biri ki yaş en son planda bile olmuyordu.