Bazıları Ateşli Sever-Teresa Medeiros
Çok eğlenceli, harika diyalogları olan aynı zamanda duygu dolu, aşk kokan,mizahi yönden desteklenmiş bir roman, İşte Teresa Medeiros Farkı ... büyük keyif alarak okudum..
`Robert the Bruce`romanın yan karakterlerinden.)) Ve bir kedi , mükemmel bir çeviri.Çevirmen Aydan Şanlısoy Özbek''''e koca bir teşekkür çünkü yazarın o akıcı ve esprili dilini olduğu gibi yansıtmış..Yayın evi Pegasusada teşekkürler Orjinal kapak,düzgün bir çeviri ile bize bu çok sevdiğim yazara kavuşturduğu için..
Kitabın elime alıp okumaya başladığımda beni çok güldürdü.kahkahalarıma hakim olamadım..
Güllerin Fısıltısı``kadar yoğun duygusallık yoktu ama bu iki zıt kitabı yazan yazar olarak Teresa Medeiros''''a daha da hayran oldum.
Çünkü ilk kitabı okurken gözyaşlarıma hakim olamamıştım.Bazıları Ateşli Sever''''de de kahkahalarıma...
Bu harika yazarın diğer kitaplarını okumak için iki yıl daha beklemek istemiyorum..Umarım daha sık aralıklarda okuruz yazarımızın romanlarını.
Bazıları Ateşli Sever yazarın
Kincaid Highland Serisi:
1. Some like It Wicked (2008) Bazıları Ateşli Sever
2. Some like It Wild (2009)
Kincaid serisinin ilk kitabı Catriona ikinci kitap ağabeyi Connor''''un Pegasusu umarım bu seriyi kısa zamanda bitirir..Çok beklemeyiz umarım..Tavsiye ederim..
çok eğlenerek okudum bir kitap oldu... İskoçların son çırpınışlarını okumak biraz üzücüydü ama... kitaptaki eğlenceli diyaloglar sayfaların hızla akmasına neden oldu :)
Yazarın ilk kitabı "Güllerin Fısıltısı" 'nı oldukça duygusal bir üslupla yazılmış başarılı bir kitap olarak bulmuştum. Bu kitap ise beklentilerimi tersine çeviren oldukça eğlenceli bir kitaptı...
"Bazıları Ateşli Sever" in üslubu diğer kitabın tam tersi. Öncelikle konusundan ufacık bahsetmek gerekirse azılı çapkın Simon ile kızımız Catriona; daha Catriona çocukken karşılaşırlar. Aslında Catriona Simonun tepesine düşer samanlıkta :) Catriona daha küçüktür ve Simon amcasının kızıyla birliktedir. Hatta Simon onu erkek sanmıştır...
Yıllar sonra Catriona büyüdükçe kendi İskoç soyu olan Kincaid'leri bulmaya ve onları yok etmeye çalışan amcasının arkadaşı ve Catriona'nın talibi olan adama karşı uyarmak ister. Amcası İskoç olduklarını kimseye söylememektedir. Catriona'nın bu adama karşı yaptığı bir saygısızlık nedeniyle amcası Catriona'yı ilk gelene vereceğine dair bir söz verir. Catriona da bu adamdan önce gelecek birini bulmaya karar verir. O sırada hapiste olan Simon'u kurtarmasnın karşılığı olarak kendisiyle evlenip İskoçya'ya gelmesini ister. Daha sonra çeyizi Simon'un olacaktır. Ancak Simon parayla kandırılacak biri değildir. Kızdan başka bir talebi daha vardır... :)
Kitabın adı ne kadar "Bazıları Ateşli Sever" olsa da adının tersine inanılmaz komik ve eğlenceli bir kitaptı... Simon ve Catriona'nın atışmaları ve sakarlıklarına kadar eğlenerek okunuyor. Tabi aralarındaki tutku da göz ardı edilebilecek gibi değil...
Konular çok hızlı gelişti, ortalara doğru durgunlaştı ve sonlara doğru yeniden hız kazandı ama açıkçası bana çok kısa geldi. Biraz daha geliştirilebilirdi.
baslarını pek sevmemiştim ama 30 dan sonraydı sanırım kitap kalitesini belli etti.yazarın komik sıcak dili gerçekten harika !
Başlarda biraz sıkılmış olsam da, kitap ilerledikçe hoşuma gitmeye başladı. Simon beyin, tatlı(!) tavırlarının bunda büyük bir etkisi oldu tabii. ^^ Hemen olmasa da, bir boşlukta ikinci kitabı okumayı düşünüyorum.
Ayrıca yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kalemini sevdim... Çeviri de güzeldi. Çerezlik bir şeyler arıyorsanız, okumanızı tavsiye ederim.
isminin çağrıştırdıkları yüzünden bir türlü okumaya cesaret edemediğim bir kitaptı. Meğerse hiçte öyle korktuğum gibi değildi..Aksine oldukça eğlenceli bir kitaptı. Hayatımın en yoğun olduğu döneminde dün akşam başlayıp bu akşam bitirdim. Bazıları Hırçın Sever kitabını okumayı çok istiyordum artık yolu açmış oldum ve gönül rahatlığıyla alıp okuyabilirim..İyi ki sonunda karar verip alıp okumuşum diyorum..Yüksek sesle güldüğüm yerler bile oldu. İskoçların adı geçse o kitabı okumak gerektiğini düşünür oldum..:))
muthıs bır yazar , kıtap oldukca akıcı . okurken hıc sıkılmıyorsunuz hatta son sayfaya gelınce bıttımı nasıl yanı ? oluyorsunuz .. vaktı olan herkes ıcın okunmaya degıcek bır kıtap
İçinde iskoçya nın geçmesi bile yetti :) Simon karakteri nedense beni fazla sarmadı sanki bir şey eksikti ne olduğunu çözemedim doğrusu.Ama yinede okumaya değerdi :) iyi okumalar canlar ...
Bu yazarın ilk Güllerin Fısıltısı kitabını okumuştum ve hiç beğenmemiştim yaklaşık 1.5 yıl sonra yazara ikinci şansımı verdim ve bence değdi.
Kitabı okurken yüzünüzde bir gülümsemeyle okuyorsunuz, konunun işlenişi de gayet güzeldi, okuduğum diğer kitabına göre saçmalıklar yoktu. Kimi zaman gülmekten karnım ağrırken kimi zaman ciddi sahnelerde pür dikkat kesildim. İkisi arasındaki çekim de gayet hoştu, zaten bu tarz romanlarda çiftler arasındaki elektriği hissediyorsam kitap kendini daha bir okutturuyor bence.
Yazar bu sefer sevilesi karakterler yaratmış özellikle Simon'un hazırcevaplılığına birçok yerde hayran kaldım ve gülümsedim. Bazıları cidden tam söylenecek şeylerdi bazılarıysa cidden çok gülünecek şeylerdi.
Catriona planını uygulamak için sözde kız kardeşi olarak hapishaneye bizim Simon'la görüşmeye gider. Tabi Simon bunun yalan olduğunu bilir ve bizimkiyle eğlenmek için şu sözleri söyler: "Merhaba tatlım! Daha minnacıkken yaptığımız gibi kucağıma atlamayı ve seni dizlerimde zıplatmamı istemez misin?" Bu cümle beni baya güldürmüştü :D .
Şu sahne de hoşuma gitmişti ama burayı azıcık kısaltacağım.
C: "Zannediyorum kuzenimi de hatırlıyorsunuz değil mi?"
S: "Bir kuzeniniz mi vardı?"
C:"Alice'i hatırlıyor olmalısınız. Samanlıkta sırtınıza düştüğümde neredeyse onu baştan çıkarma eyleminizi sonlandırıyordunuz."
S:"Ah evet, nasıl unutabilirim o sevgili, tatlı... Adı neydi?"
C:"Alice."
S:"Ah evet, sevgili Amelia. Kaderin zalim oyununun bizi ayırmasından bu yana hemen her gün onu sevgiyle anıyorum."
Ne zaman konuşmada Alice geçse Simon sürekli A harfiyle başlayan isimlerle sesleniyor ona :D.
Ben beğendim romanı yazarın şu an 2 kitabı var elimde ama ya bu seriye devam edeceğim ya da Pegasus'un çıkardığı son kitaba başlayacağım konusu ilgimi çekmişti. Bakarsınız sevdiğim yazarlara girer ki bu romandan sonra öyle olmasını isterim.
İçinde İskoç kelimesi için bile aşık olabileceğimi düşündüğüm ama kıza sinir olduğum ve kızı güçlü gösterebilmek için kalemini iyi kullanamayan ve toy olduğunu belli eden yazarın hayallerimi yıkan kitabı.
Kimi sahnelerin, ışık hızıyla geçmesine karşın en sıkıcı sahnelerin bir türlü akmak bilmemesi ve sondan bozma bir şeyle kitabın son sayfasının gelmesi.
Umut vaat eden bir yazar lakin daha kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor.
Catriona Kincaid İskoç'tur. Ailesi yıllar önce o bebekken Kincaid topraklarında İngilizlere karşı savaşırken kırmızı üniformalılar tarafından öldürülmüştür. Abisi ise Catriona'ı kaçırıp Londra’ya amcasına göndermiştir. Amcasının iyiliğine karşılık verebilmek onun istediği gibi bir İngiliz leydisi olabilmek için çaba göstermesine rağmen vahşi ve isyankar İskoç tarafını kaybetmemiştir. İskoçya'da ki kaleleri yıkılmış, tüm klan dağılmıştır ama Catriona İskoçya'ya dönüp Kincaid'leri abisini bulmaya kararlıdır. Amcası ise gitmesini istemez. Babası da İskoçya'ya gidip Kincaid halkını tek bayrak altında toplamayı istemiştir. Bu isteği reddedilince de babasının dediğine karşı çıkıp babasının seçtiği nişanlısını terk edip evden kaçmıştır. Onu bir daha görememişlerdir. Kardeşinin saçma hayaller peşinde koştuğu gibi yeğeninin de aynı hataya düşmesini istemez. Catriona üç ay sonra yirmi bir yaşına girecek istediği gibi İskoçya'ya gidebilecektir. Amcası gidemesin diye çeyizini ikiye katlayıp kapıdan ilk gelen onu isteyen ilk adamla evlendirecektir. Böylece aptal fikirlerinin peşinde koşamayacaktır. Yeğenini sevdiği için babasının düştüğü aynı ölümcül hatadan uzak tutmak ister.
Catriona amcasından önce davranmak İskoçya'ya gidebilmek için onu götürecek bir koca bulmaya karar verir. Bunun için Newgate Hapishanesine gider.Bulduğu adam ise Simon Wiscott’tur.
Simon dük babasının opera dansçısından olan gayri meşru oğludur. Üsteğmendir ve şövalye ilan edilmiştir. Donanmanın teklif ettiği komutanlığı reddederek görevinden istifa etmiştir. İçki, kumar, kadınlar, kavgalar ile itibarını kaybetmeyi başarmıştır. İki haftada bir yaptığı skandallar gazete sayfalarını süslemiştir. Ayrıca donanmadan kazandığı becerileri korunma, nakliye ve kayıp bulma gibi ihtiyacı olanlar için kullanmaya başlamıştır. Bu yüzden Catriona onunla evlenmek ister.
Simon'u yıllar önce samanlıkta kuzeni Alice ile görmüş hatta onun üstüne düşmüştür. Nefesini kesen Simon önce onu oğlan sanmıştır kısa bir sohbetten sonra ayrılmışladır. Yıllar sonra onu İskoçya'ya götürebilecek güçlü erkeğin o olduğuna karar verir. Simon ile bir anlaşma yaparlar onu kurtarıp evlendikten sonra İskoçya'ya Catriona'nın abisini bulmaya gidecekler çeyizi de Simon'ın olacaktır. Böylece ikili bir araya gelir ve bu uzun yolculukta aşk olmazsa tabi ki olmaz.
Kitap çok eğlenceliydi, okurken çok keyif aldım. Keşke daha uzun bir kitap olsaydı da doya doya okuyabilseydim.
Çok klişeydi. Kız mükemmel oğlan mükemmel, bu yüzden pek beğenmedim. Karakterlerin aralarında geçen bazı diyaloglar iyiydi evet ama kitabı kurtarmadı bana göre. Yazarın diğer kitabı Güllerin fısıltısı daha iyiydi.
"Gördüğüm kadarıyla, bir de arabacıya ihtiyacımız olacak. Demirci bunun için birisini de ayarladi mı?"
"Hayır. Bu onuru sana bahşettim."
"Bana mı? "
"Şey, araba sürebilirsin, değil mi? Bu da o lanet olası kızları tavlamak için çapkınların önemsediği becerilerden biri, değil mi? "
"Newmarket'ta ya da Rotten Row'da pazar günleri öğleden sonra fayton kullanarak dilberlerle ve anneleriyle flört ederek dolaşmak; bir çift mahvolmuş atla yalçın kayalıklarda, bir yanında dik yapamaçların ve diğer yanında uçurumun olduğu patikada ilerlemekten biraz farklı olsa gerek."
"Eminim başarırsın." İpeksi kirpiklerini kırpıştırdı. "Sonuçta ustaca kullana bildiğin çekiciliğinle bir çift ata lafını geçirecek kadar deneyimlisin."
Sevgiler bay ve bayan Wescott ♡