Beni Aşka İnandır / Julianne MacLean(19.08.12)
Öncelikle kitabın isminin cuk oturduğunu belirtmek isterim.Erkek karakterimiz James , geçmişinde yaşadıkları yüzünden aşka inanmıyor hatta aşka değil de sevgiye inanmıyor demek daha doğru olur.Tabi bu esnada da romantik hayaller peşinde koşan Sophia ile kendi çıkarları için evleniyor ama hesap etmediği şey Sophia’nın aşka inandığı ve ne pahasına olursa olsun onu da inandıracağı….
Kitabın başlarında –ilk kitap olmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum- biraz sıkıldım , rutin bir gidişatı vardı.Ama ilerledikçe açılmaya başladı buda beni çok memnun etti çünkü kitabın çok özgün bir konusu vardı.Jullianne MacLean’ın Amerikalı Varisler diye adlandırdığı serisinin diğer historical kitaplara göre değişik bir tadı olduğunu kabul etmem gerek , işin içine Amerikalılar girince İngiliz gelenekleri biraz sıkıntıya düştü. :) Yazar konuyu başlarda çok rutin götürmesine rağmen sonlarına doğru öyle bir bağlamış ki ‘’Ay! Olamaz ! ‘’ falan diyerek okudum.Ama yazarın karakterlere pek değinmediğini düşünüyorum , James’in geçmişinde yaşadıklarını bile çok kısa bir iki diyalog ile anlatmış ki ister istemez bu durumu yadırgadım , biraz daha detaylı bir anlatımı olmasını isterdim.Bunun dışında kitabı ciddi manada beğendim , oldukça güzel bir konusu vardı ama tabi bunda çevirinin de büyük etkisi olduğunu düşünüyorum , çevirmen çok düzgün ve akıcı bir çeviri sunmuş.Devam kitabını çok merak ediyorum , Sophia’nın kız kardeşi Clara’nın anlatılacağı kitapta karakterimizin kardeşler arasındaki en sıkı romantiklerden olduğunu düşünürsek çok eğlenceli bir kitap olacağına inanıyorum. :)
Kitabın konusuna gelince ; Sophia , Amerikalı zengin bir ailenin üç kızından en büyüğüdür.Ailesi çok zengin olmasına rağmen toplumda belirli bir saygınlıkları yoktur ve buda annesini çok üzer.Bu sıralarda Londra’da Amerikalı Varisler kendilerine unvan sahibi bir koca bulup evlenerek bir saygınlık kazanmaktadırlar.Sophia’nın annesi de kızının böyle bir evlilik yapması için onu Londra’ya sezona katılmaya götürür.Sophia üç kız kardeşin en büyüğüdür ama diğer kardeşleri gibi ne çok romantik biridir ne de çok ağırdır.Fakat tutkunun olmadığı bir evliliğe de sıcak bakmamaktadır.Bu yüzden sezon boyunca tanışacağı adamlardan birine aşık olmadan evlenmemeye kararlıdır…Wentworth Dükü James , ailesinin maddi sıkıntılarına çözüm bulmak için –hiç istemesede- Amerikalı Varisler’den biri ile evlenmeye karar verir.Evliliğini sadece bir iş anlaşması üzerine kurmakta kararlı olan James , Sophia ile her karşılaştığında bu düşüncesinde tutarsızlık yaşamaya başlar.Eğer bir evlilik yapacaksa bu neden hem güzel hem de zengin bir varisle olmasın ki ? James , aşka ve sevgiye inanmasa da ailesini bu zor durumundan kurtarmak için güzel ve zengin varis Sophia’yı gözüne kestirir.Zaten Sophia’da bir unvan aramak için Londra’ya gelmemiş midir ? O zaman James neden aranılan unvan sahibi olmasındı ki ? James , bu iş anlaşmasını sağlamakta kararlıdır ama bilmediği şey Sophia’nın sadece unvan aramadığıdır..
son derce akıcı ve keyiflee okuduğum bir kitap oldu... çeviri harikaydı.... bu sayede sayfalar su gibi aktı... yazarın anlatımı da okuyucuyu zorlayacak bir tarzda değildi... kitabın ismi konuya son derce uyum sağlamıştı... ben özellikle kitabın geçtiği dönemi çok sevdim... genelde çevirilen tarihi aşk romanların da bu dönemde geçen yayınlanmış pek kitap yok.... bu kitap benim için o boşluğu doldurmuş oldu... kitap artık soylu İngilizlerin maddi açıdan zayıfladıkları ve deee bu yüzden Amerika'dan gelen zengin varis kızlarla evlenip bu çıkmazdan kurtulmaya çalıştıkları bir dönemi anlatıyor... kadın karakterimiz Sophia'yı çok sevdim.... her şey vardı onda... para, cesaret, iyi bir kalp, güzellik ve de son derece güçlü bir duruş... onu yıkmak ve yıldırmak zordu.... erkek karakterimiz James ise fazlaca içe dönük... duygularından kaçan bir adamdı veee son derece inatçıydı.... bu durum Sophia'yı görür görmez ışıltısına kapılmasına engel olamadı... her ne kadar kendisi inatla reddetse de aşık olduğunu.... inanmak istemese de... o İngiliz soğukluğunu korumak istese de olmadı.... Sophia sıcacık kalbi ile tüm ailenin soğuk İngiliz asaletini dağıtmayı ve deee yumuşatmayı başardı.... ben keyif aldım okurken ve kesinlikle tavsiye ederim okuyun... yeni bir yazar ve fazla okuma şansı bulamadığımız bir dönem bu tarzı seven okuyucuları çook memnun edecek diye düşünüyorum...
Julianne MacLean'ın yazdığı İngiltere'deki Amerikalı Varisler serisinin ilk kitabı olan BENİ AŞKA İNANDIR büyük bir keyif ile okundu, bitti.
Bu yazarın Türkiye'de çıkan ilk kitabıydı. Julianne'yle Beni Aşka İnandır kitabı ile tanıştım. Devamının gelmesini ise sabırsızlıkla bekliyorum. Öncelikle yazarın dilini çok beğendim. Sıcacık bir anlatımı vardı. Ve oldukça akıcıydı. Hangi ara kitabı yarıladım... bitirdim, bilmiyorum. Soluksuz okudum.
Tabi bunda çevirisinin de katkısı büyük. Çevirisi kusursuzdu. Tüm bu artılar, Beni Aşka İnandır kitabını okunması gerekenler arasına sokmaya yetiyorda, artıyor bile !
Eh, Jo Beverley'in de dediği gibi; ''Hayat ve duyguyla ışıldayan bir romandı.''
Kitabın konusu ise Amerikalı Sophia ile Wentworth Dükünün aşkını anlatıyor. Daha doğrusu dükün aşka, Sophia'nin ise kendilerine inanmasını... :))
Nasıl konu ama... Büyüleyici değil mi ?
Kitapta Sophia hayatı toz pembe gören ve aşkı arayan bir kadındır. James ise anlayışsız ve sevgiden korkan bir adamdır. Bu iki gerçekçi karakterin aşklarını okumak ise nefes kesicidir ! James'in aşka inanmaması... Fakat teselliyi ve sevgiyi karısında, Sophia'da bulması; okuduğum en romantik satırlardı. Ve en etkileyici, duygusal kısımlardan biri de onların iç sesleriydi. Düşünceleri bile pek romantikti. Çok hoşuma gitti ! Kimisi kitabın bu yönlerini sevmeyebilir fakat ben tam vıcık vıcık hastalıklı aşk taraftarı olduğumdan çok beğendim. Bir de yazar iyi şekillendirmiş, okurken sıkılmıyorsun.
Eh, beğendiğim bir kitabı da tavsiye ederim :)) Bu kitabı okumalısınız !!!
Yeni bir tarihi aşk romanı yazarı ile tanıştık Ephesus sayesinde üstelik Amerikalı Varisler serisinin ilk kitabı. Dilerim diğerlerini de kısa zamanda okuyacağız.
Okuduğumuz tarihi aşk romanlarından biraz daha günümüze yakın bir zaman dilimiydi okuduğumuz. Bunu anlamama yarayan detay Sophia'nin merkezi ısı sisteminden bahsetmesinden anladım. İlk okuduğumda bu kısmı garipsediğimi belirtmem gerekir :))
Her neyse kitap çok güzeldi. Çok beğendim. Yazarın dili gerçekten çok iyiydi karakterler de öyle. Alışılagelmiş çekingen kadın karakter yerine güçlü bir kadın karakter okumak güzeldi.
James'e her ne kadar sinir olmuş olsam da davranışlarının arkasındaki nedenleri keşfedince hak verdiğim zamanlar oldu. Whitby'e çok sevdim :)) gerçek bir arkadaş olmanın yanında gerçekten sevebilecek biri :)) özellikle onun hikayesini merak ediyorum :)) Amerikalı Varisler serisinde onunda kitabı yer alıyor yanılmıyorsam :))
Yazarın dili oldukça sadeydi, akıcı ve sürükleyici ve birazda heyecanlı bir kalemi vardı. Karakterler arasındaki duyguları inişleri çıkışları çok iyi anlatmıştı. Sadece hoşlanmadığım bir iki yer vardı o da çevirideydi. Bazı yerdeki cümlelerde cümleler yüklemsizdi bu da biraz rahatsız edici geldi. Keşke onlar da olmasaydı ama hep dediğim gibi bunlar güzel kitapların nazar boncuğu... :))
Beğendim takip edeceğim bir seri tarihi aşk romanı severlere de tavsiye ederim okuyun :))
Amerikan varislerinin hikayesine yer verilen serinin ilk kitabı zevkle okundu ve bitti.
Uzun zamandır historical okumamıştım, bu kitap oldukça iyi geldi.Kitabın ismi, kapağı bence tam anlamıyla doğru tercih edîlmiş.Ben oldukça beğendim zira bi gúnde su gîbi aktı geçti.
Konuya değinecek olursak Sophia Amerikalı bir varis ve ingiltereye gelip soylu bir erkekle evlenme niyetinde.yokda bu ailesinin niyeti miydi :)
James ise evliliğe hiç sıcak bakmıyor, zira geçmişte yaşadıkları onun bu fikri benimsemesine vesile olmuş.Bencede haklı, onca yaşadığı kótú şeyler.
Sonuç olarak çiftimiz ilk górúşte birbirinden etkilenir ama birbirinden uzak durmaya çalışırlar.Ama gónúl bu ferman dinler mi?aradaki çekim (ve bazı yan etkenler) óyle gúçlúdúr ki sonuç evlilikle biter.
Amma velakin cicim ayları çabuk biter ve başlar sorunlar.
Acaba çiftimiz korkularının ústesinden gelip mutlu olacaklar mıdır?
Sophia, James'in derinlerine gómdúğu kederine son verebilecek midir?
okuyup óğrenin derim :)
Tek kelime ile mükemmel.! Güzel ve heyecanlı bir serinin başlangıcı şanına yaraşır olmuş kesinlikle...
Historical romance kategorisinde tüketmediği kitap kalmamış biri olarak diyorum, alın okuyun.
Çeviri güzel, kapak (idare eder) ama içinden onada güzel demek geliyor.
Kızımız bir azim ve çaba örneği, yer yer adama kıl olsamda elimden bırakamadım bitirene kadar.
Şiddetle öneririm.
Serinin ikinci kitabı Ocak ayında Ephesus yayınlarından çıkacakmış efendim. Bilgilerinize,
Julianne MacLean - Beni Aşka İnandır
Amerikan varisleri serisinin ilk kitabı ‘Beni Aşka İnandır’ bitti.
Hem dönem olarak biraz daha yakın bir tarih olması hem de benzerlerinden farklı olarak Amerika-İngiliz harmanlaması çok güzeldi. Farklı bir tat bıraktı bitirince.
Kendine unvanlı bir koca bulmak için annesiyle İngiltere’ye gelen Sophia, çok geçmeden aristokrasinin şaşaalı balolarının aranan ismi olmuştur. Bu sırada James’in radarına girer ve istemeseler de birbirlerine çekilirler. Maddi olarak sıkıntı içinde olan James, her ne kadar kârlı olacaksa da Sophia’dan uzak durmaya çalışmaktadır. Çünkü ne kadar büyük faydaları varsa da kalbinin tehlikeye girmesini istemez. Ailesinde derin sırlar barındıran James, hem aşık olamayacağını düşünmekte hem de bunu sağlamak için elinden geleni yapmaktadır.
Ama ne var ki Sophia’ya daha fazla karşı koyamaz ve en yakın arkadaşını bile hiç sayarak Sophia ile evlenir. Bu beklenmedik birliktelik dışarıdan bakıldığında imrenilecek bir birleşme gibi görünse de, olaylar Sophia için hiç beklenmedik durumlara gebedir.
Aile üyelerinin en gizli sırlarına tanık olan Sophia, yıllardır saklanan gerçekler bir bir açığa çıkarken, onların en büyük destekçisi olur. Ve en önemlisi James’e sevmekten korkmamayı öğretir.
İlk kitap taze bitmişken ikinci kitabın yakında geleceğini bilmek çok güzel. Her ne kadar sonraki 3 kitapta kimlerin anlatılacağını bilsem de bu merak etmem için engel değil (:
Tarihi bir aşk yolculuğu bu kitabın sayfalarında başlıyor…
Amerika’dan unvan sahibi olmak için İngiltere’ye gelen varislerin balolarda bir araya gelerek kendilerine eş aradığı dönemleri anlatan bu kitap dönemin kurgusal gerçekleriyle dolu.
Annesinin isteğiyle kendisine bu balolarda münasip bir eş ve aynı zamanda unvan arayan Sophia içten içe gerçek aşkı bulmayı da dilemektedir.Ve gittiği balolardan birinde cazibesiyle Sophia’yı kalbinden vuran Wentwort Dükü James unvanı ve şöhretiyle ulaşılmaz bir hedef gibi görünmektedir.
Ama Sophia’nın çekimine kapılan James durumunu da göz önünde bulundurunca bu zengin varisi kızı yani Sophia’yı diğer pek çok kişi gibi elde etmeye çalışacaktır.
Unvanı ve ona olan ilgisi sebebiyle James’e yüreğini açan Sophia hep peşinden gittiği ihtirası bulduğuna inanmaktadır.Oysa,para ve unvan savaşları içinde gerçekler ortaya çıkarken Sophia bu aşkın doğrulunu irdeleyecek James’in hayatına girerken büyük entrika ve sırlar içinde sıkışacaktır.
Kitap başlarda bize ihtiraslı bir aşk ve tutkulu anları yaşatırken sonlara doğru bir gerilim de katacak ve merak unsurunu arttıracak.James’in kardeşi Lily hakkında yaşanan gelişmeler ve yıllardır gizlenen bir gerçeğin ortaya çıkması sanırım kitabın doruk noktasıydı ve oradan itibaren kitabı soluksuz okudum.
Tarihi aşk konusunda oldukça başarılı olmasıyla beraber sağlam kurgusu ve etkileyici sahneleriyle zihin dünyamızda gerçekçi bir şekilde canlanan Beni Aşka İnandır kitabı okunması gereken historicaller arasında olmalı.
Aşkın çekimine karşı koyamayan ve her şartta aşka inanmayı seçen Sophia ve James’in öyküsü belki size de aşkı inandıracak…
Uzun bir süre aşk romanı okumadığım için belki, sabah başladım ve şu saatlerde bitirdim. Gerçek anlamda bu soylular ailelerinde çok fazla sırlarla boğuşmuşlar. Amerikalı zengin ve güzel Sophie'de böyle bir İngiliz aileye gelin gidince bu sırlara, aileyle yakın ilişkiler tesis etmek isterken vakıf oldu. Bunun sonucunda ona soğuk davranan ama aslında yıllardır sakladığı sırlar yüzünden içi dışı katılaşmış bir kadın olduğunu ortaya çıkarttı. Bu arada kocası, ailede erkeklerin acımasız ve fevri tabiatlarını miras almış olduğunu düşündüğü için hayatını ve evliliğini katı İngiliz adetlerine göre biçimlendirmek ve sürdürmek istemektedir; bu sayede yüzyıllar boyu gelenek olmuş kurallara uyarsa sorunsuz dengeli bi hayat süreceğini varsaymıştır. Amerikalı gelini ise geleneklere aykırı, samimiyet, içtenlik, sevgi timsalidir. Bunun neticesinde dükümüzün kısa sürede yumuşaması ve karısına duyduğu sevgiyi tüm açıklığıyla netleştirmesi kaçınılmaz olmuştur. Seriye devam etmek isterim. Kesinlikle zevkle okudum.
Konusu güzel olduğundan alıp okudum. Kurgusu güzeldi ancak bir daha okunabilecek bir roman değil. Baş erkek karakteri sevdim aynı şeyi Sophia için söyleyemeyeceğim. Ama şu da gerçek ki Clara'dan -kız kardeşinden- daha zeki.
Amerikalı zengin ailelerin kızlarının İngiltere ye gelerek,soylu lordlardan biriyle evlenip unvan sahibi olma arayışını anlatan kitaplardan biri.Seri olan kitap üç Amerikalı kardeşin en büyüğü Sophie ve aşka inanmayan sevmeyi bilmeyen sorunlu adı tehlikeli dük diye anılan James'in hikayesi.Ben kitaba kendimi kaptıramadım,kimi zaman okurken sıkıldım.Her ne kadar olaylar olsa da kitabın anlatımında bir durgunluk vardı.Serinin diğer kitaplarını daha önce okumuş ve bu kitaptan daha çok sevmiştim.
Ephesus Yayınlarının yeni yazarı Julianne Maclane 6 kitaplık serinin ilki Goodreads puanı 5/3,71
Benim puanım 5/4 Güzel bir romandı..Ama başlarda kurgu yönünden Daisy Goodwin'in Düşes kitabını andırsa da bu daha bir soft hikayedi..Severek okudum..
Ama başlarda beni biraz sıkıldığımı söylemeliyim...Daha sonra kitap açıldı elimden bırakamadım...
Puanı başlarda sıkıldığım ve uygun olmayan kapak için kırdım...
Roman 19 yy sonlarında 1881 yılında geçmekte..O dönemde Amerikalı zengin genç kızların arasında ki en moda şey soylu bir asilzade ile evlenmektir..Özelikle maddi durumları kötü olanların içinden seçmek ise daha da ikna edici idi..İşte Sophia'da 1881 Londra sezonuna bu fikirle gelmese de annesinin aklındaki tam da böyle bir şeydi..Maddi durumu kötü,ünvanı büyük bir avı kafalamak...
Wenworth Dükü James'in ise başlarda böyle bir evliliğe kesinlikle niyeti yoktu..Sophia'yı ilk gördüğü andan itibaren çok etkilenmişti..Onu merak etmişti..İşte her şey o merak ile başladı ve yakın arkadaşının da gönül koyduğu bu güzel Amerikalı ile ilgilenmekten vazgeçemedi...Ama muhtemel bir evliliği elbette düşünmüyordu..Fakat hiç beklemediği masraflar üzerine Sophia'yı baştan çıkarmakta tereddüt bile etmedi, onu sevdiğine inandırarak evlendi..Evliliklerinin ertesi sabahı Sophia rüyadan uyandı..
Bundan sonra evlilikleri gerçekten de çok ciddi sınavdan geçmeye başladı..Sophia'nın vericiliğini sevdim..Özellikle evlilik sabahı onu bırakıp Londra'ya giden kocasının haddini bildirmesi.. Ne olursa olsun pozitif bir kişiliğe sahip olması sorunlara odaklanarak çözmeye çalışması..Daha doğrusu ailesine ne kadar yabancı olursa olsun sahip çıkmasını çok sevdim..James'in kalbinin üzerindeki buz tabakasını erimesini izlemek çok güzeldi..Tavsiye ederim..
Sophia Wilson büyük çeyizi olan Amerika'lı bir varistir. Londra'ya ailesinin yüksek sosyeteye kabul edilmesini hayatlarının değişmesini sağlamak için İngiliz bir lord bulup evlenmeye gelmiştir. İngiltere'de onlara unvan peşinde koşan, fırsatçı sonradan görme denilir. Annesinin istediği unvan sahibi bir erkekle evlenmesi iken Sophia'nın istediği sevebileceği bir adamla aşk evliliği yapmaktır.
Dikkatini çeken ise herkesin dikkatini çeken, tehlikeli dük diye anılan,kapkara bir kalbi olduğu, ailesinin lanetli olduğu söylenen Wentworth Dükü olur. Onu bir kabusun ortasına düşmek istemiyorsan dükten uzak dur diye uyarmalarına rağmen düke her baktığında bir sanat eserine baktığını düşünür,nefesi kesilir.
James Nicholas Langdon dokuzuncu Wentworth Dükü davette gördüğü Sophia'dan etkilenir ama önce onun soylu avlamaya gelen bir Amerikalı olduğunu düşünür. Annesinin her gün evlenmesi konusunda ki ısrarına rağmen kendisine bir eş aramaz. Evlenirse de duvar kağırtlarına karışıp gidecek evli olduğunu unutturacak bir kadın seçeceği düşüncesindedir. Ama Sophia hem kendisini etkileyince hem de maddi durumu kötü olduğundan varisle evlenmenin çözüm olduğuna karar verip Sophia ile ilgilenmeye başlar. Fazla geçmeden Sophia'nın hiçbir duvar kağırdına karışıp gitmeyeceğinden emin olur. Arkadaşı Whitby Kontu'da Sophia ile ilgilense de Sophia ile evlenmeyi başaran James olur.
Sophia evlenirken birbirlerini sevdiklerini sonsuza dek mutlu yaşayacaklarını düşünür ama o kadar kolay olmaz. James'în kendisini sevmediğini parası için kendisi ile evlendiğini öğrenir. Bu önce sorun olsa da Sophia ailesin de ki erkeklerden dolayı sevmekten korkan James'i iyileştirmeye karar verir. Başka sorunlarda işin içine girince mutlu son kolay olmaz.
Sophia'nın James'i kabuğundan çıkarması,ailesi ile arasını düzeltmesini ve sevmeyi öğrenmesini sağlaması güzeldi. Bu yaptıklarından dolayı aşka inanmayan adamı aşka inandırdığı için kitap ismi çok iyi olmuştu. Tek iyi olan zaten bunlardı. Gizem, skandal, şantaj, sır olmasına rağmen kitap hemen akıp gitmedi. Ne gizem gizemdi ne sır sırdı hiç heyecanlandırmadı, şaşırtmadı. Zaten bildiğim bir durumu tekrar okudum gibi oldu. Sophia ne kadar istekli bir kadındı maşallahı vardı.