Connelly ısrarla takip ettiğim bir yazar.Kitaba başladım daha ilk sayfalarda tempo yüksek..
Ceza avukatı olan fakat iş alamadığı için haciz davalarına bakan Michael Haller, avukatı olduğu Lisa'nın cinayet zanlısı olarak tutuklanması üzerine, davasını üstlenir. Lisa'nın katil olup olmadığı onun için önemli değildir. Önemli olan tek şey bu davayı kazanacağına inanmasıdır ki bunun için o ve ekibi çok çalışır.
Amerikan mahkemelerinin işleyiş şeklinin; jüri seçimi ve kararda ki etkinliğinin; hakimin jürili mahkemedeki rolünün; avukat ve savcının delil, tanık, sorgu prosedürünün işleyişlerinin anlatımı, ayrıntılı bir şekilde kitapta yer alıyor.
Katili aramaktan çok eldeki mevcut zanlının, temize çıkarılması veya mahkum ettirilmesi üzerine kurgulanmış bir kitap. Yine de 'suçlu mu? Değil mi?' İkilemini sık sık yaşadım. Avukata kızsam da finalde durumu kurtardı. Çok aksiyonlu değildi fakat durağan ve sıkıcı da değildi. Genel itibariyle beğendiğim.
Yazarın Michael Haller serisinin 4. kitabı olduğunu bilmeden alıp okudum. Başa dönüp 1. kitaptan başlayarak seriyi okumayı düşünüyorum.
Sanıyorum çoğu insan konusu mahkeme, duruşma ve jüri olan film, dizi ve kitapları sever. Ben dahil. Çok güzel çalışmalar da yapılmıştır günümüze kadar. Connelly bu kitabında odak noktası işlenmiş bir cinayetin duruşmaları olan bir hikaye anlatmış bize. Keyifli, tempolu, heyecanlı da anlatmış. Soluksuz okuttu.
Beş yüz sayfayı aşan hikayede belki dış olaylara daha fazla değinebilirdi. Sürekli mahkeme içinin kurgulanması sıkmasa da başka şeylerde beklemedim değil. Bir de kahramanımıza pek ısınamadım. Bu kadar büyük ego mu olur!
Tavsiye edebilirim.