Kitabı okurken anladığım şey: İslami Bozulmanın ve kadına saygısızlığın olduğu her yerde muhakkak bunun gibi acı ve dramatik olayların yaşanabileceği.Misal Türkiye' nin doğusu(pardon eskiden doğusuydu, şimdilerde bütün Türkiye'ye yayıldı.) kadına verilen değer ve bu geride kalmışlık insanlığın ne hale geldiğini görmemizi sağlıyor.Bu kitabı okumak kadınları daha iyi anlamamı sağladı.
Kadın olmak?
Kimine göre şans kimine göre lütuf....
Ancak Afganistan'da kadın olmak!
Burka içerisinde,özgürlükten yoksun,silik bir yaşama sahip olmak.
Erkek egosunun dini değerleri kafasına göre yorumlayarak zirve yaptığı savaş içinde bir ülke.
Bin Muhteşem Güneş bize bunu 'kısmen' de olsa gösteriyor.Yazar sade bir anlatım ve kültürel öğelerle taçlandırarak başarılı bir anlatım sergilemiş.Her ne kadar sonlara doğru yine yapacağını yapan yazar Amerika'yı demokrasi bekçisi(!) ilan etse de,bu esere gölge düşürmemiş.
Okurken öfkelenebilir,şaşırabilir,gülümseleyebiilir hatta ağlayabilirsiniz de.
harika bir kitap.sevdiğim yazardan.diğer kitaplarını da okudum. hepsi mantıklı,gerçeği gösteren bi yüzü var.tavsiye ederim.
Bin muhteşem güneş: İki farklı kadın: Biri ''harami'' diğeri ailesi tarafından iyi yetiştirilmiş biri. İç savaşın ve erkek hegemonyasının hüküm sürdüğü bir ülke Afganistan! Kesişen hayatlar. Özgürlük için,mutluluk için ödenen bedeller.
Her ne kadar bu hikaye kurguda olsa,buna benzer hayatlar afganistan da yaşanmıştır. Sadece afganlar da değil, bizim ülkemiz de bile yaşanıyor.
Uçurtma avcısı kadar etkili bi kitap diyebilirim.
Çarpık zihinlere katlanan kadınların hikayesi dağlar taşlar kadar eski. Okurken üzülüyor, sinirleniyorum ama tekrar tekrar bu kitabı okumaya devam ediyorum. Bazı şeyler değişti, değişimin devamı da gelecek fakat kurbanlar unutulacak, asıl üzücü olan bu.