Türk edebiyatının zirve eserlerinden biridir. Ders kitabı olarak okutulmasını dilerim.
-------alıntı-----
Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.
Dar Zamanlar serisinin ilk kitabı Ölmeye Yatmak'ı beğenmemiştim. Klişelerle ve tamamlanmamış öykülerle dolu bölük pörçük bir romandı. Bir Düğün Gecesi'ni ise soluk bile almadan okudum.
Bir kadın yazarın romanını (ya da öyküsünü) erkek kahramanının bilinç akışıyla yazması her zaman problemlidir. Erkekler için kadın zihnini tasavvur etmek ne kadar zorsa, kadınlar için de erkek zihnini çözmek aynı ölçüde zordur. Romanın ilk bölümünde bu duyguya kapıldım. Neyse ki bir sonraki bölümde Tezel'in zihin akışı beni kurtardı. Roman, daha sonraki bölümlerde ağırlıklı olarak Ömer'in zihin akışı ile devam etse de, iğretilik hissetmedim.
Bir bütün olarak değerlendirmek gerekirse, Bir Düğün Gecesi'ni çok beğendim. 12 Mart faşizminin öncesinde ve sonrasında insan ruhlarının ne kadar örselendiğini anlatan çok başarılı bir roman.
Nihayet bir "Adalet Agaoglu" romani okudum ! Ilk cumle ile carpti beni kitap: "Intihar etmeyeceksek icelim bari !" :)
Acikcasi baslarda zorladi beni kitap... Bir dugun gecesinde bir araya gelmis aile fertlerinin o aksam akillarindan gecenleri, ic konusmalarini ve kavgalarini okuyoruz . 1970 ler Turkiye"sini, sol/sag kavgalarini, o donemin aydin kisiliklerini de kitabina harmanlayan Agaoglu"nun yazma sekline ve diline okuyarak alisiyor insan... Okunmasi gereken yazarlarimizdan oldugu kesin...