Alıntılarla başlayacağım ki bu yoruma her baktığımda tam tazeliğiyle hatırlayayım :)
"Sık sık tv ye çıktınız mı ?" diye sordu makyajcı.
"Hayır" dedi Chance "Ama devamlı seyrederim."
Franklin (ilk sayfalarda eve gelen noter ) : "Gardener'in dış görünüşünü ,başarısını,kendine güvenini kıskanıyorum."
E.E.'ye göre : "Gardener'in davranışları sadece toplum hayatında bir kendine güven ve para yönünden rahatlık ortaya koyuyordu."
Rus büyükelçisinin Rusça alıntı yaptığı sırada Chance düşünür ; Kimse Chance'le yabancı bir dilde konuşmamıştı, kaşlarını kaldırdı ve güldü, büyükelçi şaşırmış gibiydi.
"Hele şuna bakın! Demek yanılmamışım? Krylov'u hem de Rusça aslından biliyorsunuz öyle mi ? Kültürlü bir adamı gözünden anlarım."
Dürüstlükle Chance : "Yazmayı bilmem" dedi.
Editör : "Tabii , ama günümüzde kim biliyor yazı yazmayı?" diye yanıtladı.
Chance : "Okumayı bile bilmiyorum ben" dedi
Editör : "Tabii bilmiyorsunuz! Kimin okuyacak zamanı var ? "
Derin bir nefes alıyorum ve olayların analitik bir şekilde nasıl ilerlediğini nasıl bu kadar çıkmaza girdiğini gülümseyerek düşünüyorum :) Ve ABD Başkan ile Rusya Büyükelçisi'nin Chance hakkında derin araştırma yapıp edindiği sonuç ile yorumumu bitiriyorum.
"Bomboş bir kağıt. Her türlü bilgiden yoksunluk"
Düşünelim şimdi... Gerçekten geçmişinden mi bahsediyoruz yoksa kendisinden mi yada kendimizden mi ? :)
bu tarz bir kitap arıyordum.
günümüzde yaşananlara bakınca; her tv sahibi farklı bir gerçek ileri sürüyor. kime inanacaksın? kim aslında kim?
tv dünyasının bize sunduğu kişiler; nasıl farklılaştırılıyorlar her zaman merak etmişimdir.
kosinski nin okuduğum ikinci kitabı. çok beğendim hatta boyalı kuştan daha iyi olduğunu düşünüyorum
Genel olarak toplumsal özel olarak Amerikan toplumuna sağlam bir eleştiri. Hayattan hemen hiç haberi olmayan, dünyayı sadece bahçesinden ve sürekli izlediği televizyondan tanıyan birinin, sessizliğini ve tepkilerini koruyarak ve sadece karşısındakilerin fikirlerini onaylayıp çoğu zaman da tekrar ederek nerelere kadar gelebileceğini (belki de başkanlığa kadar) trajikomik bir şekilde ortaya koyuyor. Hem dayatılan sistemin hem de kolayca yönlendirilebilir medya dünyasının saçmalığını gösteren son derece akıcı ve düşündürücü bir eser.