1945-1950 yıllarında bir İç Anadolu köyünde yaşanan hayatı,yoksulluğu ayrıntıları ile anlatan ve herkesin okuması gereken yakın tarih kitabı.
Sen köy ogretmeniyim de, 4 yılını gecir koyde ama Mahmut Makal'ı yeni oku! Yazik bana yahu! Henuz 18 yasinda bir koy ogretmeni iken kaleme aldığı, koyu ,köylüyü, köy halkini , yasamini tum ciplakligi ile gosteren enfes bir eser! 18 yasinda iken bu yetkinlik dahi Mahmut Makal'in kalitesini ortaya koyuyor. Feyz alip ben de mi kaleme alsam koyde yaşadıklarımı diye dusunmedim degil. Koy enstitusu çıkısli olmasinin etkisi zaten gozardi edilemez.
Koyu yazmada ilklerdendir kendisi, bircoguna isik tutmustur meslektaslarinin. Yazarin ogretmen iken yasadigi koyu derinlemesine ele aldigi eserden yola cikarak donemin koylusunun nasil perisan durumda oldugunu , köylüye verilen degerin(!) Ne kadar oldugunu tokat gibi yuzumuze vurmus Mahmut Makal.
Koy ogretmeni olmak zordur. Yaşayan bilir. Farktir, farklılıktır ogretmenlik adina. Yasadigin cografyayi iyi incelemek,irdelemek lazim. Kendini bu yasamdan soyutlamamak , bir butun olmak lazim. Mahmut Makal'in da zor sartlara nasil ayak uydurdugunu net sekilde görebiliyoruz. Koylu ile koylu oldugunu, onlarin sorunlarina sirt cevirmedigini takdirle karşılıyoruz. Ama köylünün drami da icimizi burkmuyor degil. Koylu milletin efendisi idi ama Atatürk'ten sonra sadece lafta mi kalmis acaba diye dusundurtmuyor degil. Ekonomik sorunlar, saglik problemleri hele hele meslegim olmasi icabiyla egitimle ilgili sorunlar... Okul demeye bin sahit bir ortamda verilmeyen calisilan eğitim..Bunlarin cogunu yasayan biri olarak , tecrub edinen biri olarak bu kitabin bende birakacagi tesir eminim diger okuyuculara gore cok fazladir. Onlara gore sıradan bir koyde gecen zamana ait anilardan olusan bir kitap iken benim icin kendimin kitaba uyarlanmis versiyonu, kendim olarak goruyorum.