Bu Adam kitabını ilk önce D&R'ın mağazalarında görmüştüm, o zamanlar kitap Türkçe'ye çevrilmemişti. Goodreads'ta da olumlu yorumları görünce kitabın bizim dilimize çevrilip çıkmasını bekledim haliyle. Çevrildi falan derken pdf şekli de geldi, ben de durur muyum okumakta olduğum bir kitabı yarıda bırakarak hemen okumaya başladım.
Kitaba bayıldım, beklediğime değmiş demeyi gerçekten çok isterdim ama maalesef bunları diyemeyeceğim.
Öncelikle karakterlerden başlayalım: Kitabın arka kapağından çıkardığım kadarıyla Ava kariyerinde başarılı, ayakları yere sağlam basan, biraz ciddi ama hoş bir bayan. Keşke gerçekten de öyle olsaydı. Aslında ben bunu Jesse ile ilk karşılaşmalarında anlamalıydım. Tamam, hadi ilk karşılaşma diye bunu azıcık mazur görelim; kızımız çalışamayacağını anladığında işi arkadaşlarından birine devrediyor, Jesse de kızı aşırı derecede rahatsız ederek bir şans daha ver şu projeye, yanına yaklaşmayacağım diyor. Tabi bunun yalan olduğunu okuyan herkes anladı. Kız ne yaptı peki, bir öpücükle hemen adamın kollarında eridi. Sonra yok yapamam seninle diye işin içinden çıktı. İç tasarımını yaptığı terası da şansa bakın ki Jesse almış. Ava, Jesse'nin zorlamalarına dayanamayıp onunla beraber oluyor fakat ertesi sabah nedenini bilmediğimiz şekilde görüşmüyor adamla. Ve Ava bunu kitap boyunca 2-3 kez daha yaptı. Yani Ava başarılı biri ama fazla tripli, ne istediğini hiç bilmeyen biri aslında. Bir de Ana Stelle karakterine ben ergen diyordum, Ava, Ana'yı da aştı.
Jesse, Jesse, Jesse... Bu adam için söyleyebileceğim cümle şu olur: Christian Grey'in huy bakımından tıpatıp aynısı. Gerçi Grey de Ana'ya baya baskı uyguladı ama yeri geldi mi kıza biraz alan tanıdı. Jesse, Ava'nın ne istediğini bir an olsun önemsemedi. Her gün telefon,mesaj, ev tacizi yaptı. Anla işte kız istemiyor seni. Yok beyfendi durur mu? Adam baskıcılıkta dünya markası. Yeminle illallah getirtti bana şu herif.
Yazarın diline gelirsem akıcı olduğu doğru, ki bun sayede kitabı birkaç saatte bitirdim. Genel anlamda konu toparlaması da iyi. Fakat cümleleri aşırı aşırı basit yapıdaydı. Yani Türkçe'sini beklemeye hiç gerek yokmuş kitabın aslında. Ayrıca o kitaba 528 sayfa fazlaymış. Kitap erotik olsa da fazla mı +18'lik sahne vardı acaba? Kitabın son 20-30 sayfasında asıl konuya gelmiş yazar. O +18 sahnelerin bir kısmını çıkar, asıl konuyu son 100 sayfaya aktar, böylece kitap pek boşa gitmemiş olurdu.
Aspendos'un yine çeviri hataları olsa da önceden çıkardığı kitaplara göre çeviride büyük gelişme var. Gözüme fazla çarpan hatası yoktu. Ama kitap sanırım bugüne kadar okuduğum en açık saçık çeviriden meydana gelmiş. Aslında orijinal dillerdeki erotik romanlar gerçekte Aspendos'un çevirisi gibi ama bizde bu çeviriler genelde biraz daha yumuşatılıyor. Yayın evi bodoslama dalmış resmen. Bu durum rahatsız etti mi beni, aslında hayır. Dürüst olan çeviri daha hoşuma gitti. Yalnız bu kitap Can Yayınları'nın bazı kitapları gibi bir folyo ile kaplanıp satılmalı çünkü dil baya baya...
Serinin 2. kitabını okumayacağım dersem yalan olur. Umuyorum ki kitap Elli Ton serisinden kopar, ertotizm kadar Jesse'nin sorunlarına da değinir, Ava da artık kendine çeki düzen verir.
http://belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/01/bu-adam-yorum.html
Bu kitapların sorunu bu çok sevmesenizde devamını merak ettiriyor :) Puanlamada ikilemde kaldığım için siz bunu 7.5 kabul edin :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/03/jodi-ellan-malpas-bu-adam-this-man-1.html
Bu adam... Jesse Ward! Bana iki dakika müsaade eder misiniz "Bu Adam"la aşk yaşayıp geliyorum falan dememi bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Hayır, Jesse'ye aşık olmadım, gözlerimden kalpler çıkmadı ne yazık ki ama onun arkadaşı Sam'i alabilir miyim? :)
Jodi Ellen Malpas, birçok bloggerı yabancı bloglarda ya da kitap tanıtım sitelerinde görüp merak ettiği bir kitap olan Bu Adam sonunda ülkemizde yayınlandı ki yayınlanmakla kalmadı şuanda ikinci kitabı Bu Adamla Beraber kitabı da raflarda boy gösteriyor.
Kitabı oldukça merak eden biriydim ki yayınlanacağını öğrenmeden önce e-kitap olarak okumaya niyetliydim ama neyse ki yayınlandı :) bu yüzden teşekkürler Aspendos :)
Yazarın kurgusu güzeldi, çeviri de güzeldi zaman zaman küçük imla hatalarına denk geldim ama onları da önemsemiyorum. Akıcıydı, merakla okunuyordu ve zaman zaman sinir bozucu davranışlardan zaman zaman romantik davranışlara kadar her duyguyu hissettiren bir adam okuyorduk. Ben sevdim :)
Kitaba dair içeriğe giren yorum yapmak istemediğim için fazla uzatmayacağım ama özellikle değinmek istediğim yerler var.
Jesse'nin aşırı tavırları bazen beni bile bunalttı ama kitabın sonunda yaşanan olaylar ve Ava'nın öğrendiği bazı gerçeklerden sonra neden öyle davrandığına dair bir fikir sahibi olduk.
Bir çok Bu Adam okuru Jesse Ward'a tutuldu ki bunda benim arkadaşlarımda dahil ki kendileri bana biran önce başlamam için baskı yaptılar. Bana alıntı gönderdiler bahsettiler psikolojik olarak başlamam gerektiğini düşündüm :) ama ben Sam fanı oldum. Adama hayran oldum. Onun o utanmaz, umursamaz ve eğlenceli gülüşlü hallerine vuruldum. Keşke daha fazla Sam olsaydı ve keşke Sam'e ait bir kitap olsaydı dedim :)
Jesse'nin yaşı konusunda çok eğlendiğim satırlar okudum. Hatta bir şey diyeyim mi çok güldüm o sohbetlerine hatta itiraf edeyim Jesse ilk başta 21 yaşındayım deyince yok artık... şaka dimi falan yaptım çünkü Ava 26 yaşında ve pek hoş olmaz diye düşündüm ama sonra iç yüzünü öğrenince bu konunun... çok eğlendim :)
Jesse'nin geçmişi Ava ile olan ilişkisini çok fena sınıyor gibi bunu ikinci kitapta daha iyi göreceğiz ama şunu demeliyim ki bir serinin ilk kitabı için iyiydi. Ben beğendim.
Siz beğenmeyebilirsiniz, aşırı korumacı ya da baskıcı bulabilirsiniz Jesse'yi ama ben sevdim. Zaten eğer ki bu tür kitapları seviyorsanız bence okumalısınız da ama size uyarı ikinci kitabı almadan okumayın sonra meraktan kudurursunuz benden söylemesi.
Kitabı malesef pek beğenemedim. Karekterler gerçektende can sıkıcı.Ava'nın saçma sapan davanışları,kararsızlığı ve sürekli kaçıp durması beni kitaptan iyice soğuttu.Jesse ise başka bir tuhaf. Neden bu kadar ısrarcı ve baskıcı oldu anlamadım. mücadele etmesini anlarım ama bu biraz sapıttı ama yinede Ava'dan daha tutarlı. Kitapta hikaye ve karekterler yerine oturmamış gibiydi. Yazarın dilide bana basit geldi.
Çeviri kötü. Konu özgün değil. Karakterler duygudan yoksun ve tabi ki onlar da diğer roman karakterlerine benzetilmeye çalışılmış. Peki, ben bu kitabı neden okudum?
Bir kitap sonunda bunu söylemek gerçekten çok canımı sıkıyor. Ama beğenmedim. Beğenmeyi geçtim bu kadar klasik ve özenti olması sinirlerimi bozdu. Jesse, Grey olmaya çalışmış, Ava ise asi olmak isterken aptal olmuş. Kitap o kadar saçma ilerledi ki yarım bırakma alışkanlığım pek olmadığı için bırakamadım. Ava mimar. Ve yine bir yeri tasarlamak için çağırılıyor. Orada tanıştığı Jesse tabi ki yunan tanrıları kadar yakışıklı, tabi ki PATRON. Ve yine yeni yeniden ona kapılmamak için Ava uzaklaşıyor. Ne kadar da orijinal değil mi? Daha sonra Jesse kızın peşini bırakmıyor. Hem de öyle böyle değil. Kontrol manyağı yaratmaya çalışırken resmen bir facia yaratmış yazar. Kızın ne giyeceğine, ne içeceğine, sosyal yaşamına hatta işine bile müdahale etti. Tavırları ise yaka silkecek kadar sıkıcı ve boğucuydu. Ava ise bu tavırlar karşısında sürekli bir kaçtı bir barıştı. İnanın 400 küsur sayfa sadece Ava’nın gelgitleri ve Jesse’nin saçma tavırlarıydı. Ayrıca ortada sözde bir gizem var ama bunun ne olduğunu kolayca anlayabiliyorsunuz. Bunların hepsini geçtim. Belki bir yerden sonra katlanabilirdim AMA çevirisi çok kötüydü. Yazarın akıcılığı varsa bile bizim ülkede bunu anlayabilecek insan bulamazsınız. Orijinal dilde okuyanlara imrendim şuan. Ben tavsiye etmiyorum.
Biraz elli ton birazda crossfire serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş bir kitaptı.Artık erotik romanlarda orjinallik aramıyorum.Haliyle beklentim olmadan okudum.Bu puanı verdim çünkü sıkılmadan, kısa bir sürede bitirdim.Kitap fazlasıyla klişeydi ama yazarın anlatımını sevdim.Hikayenin sonuda güzel yerde bitti.Bence okuyacaksanız beklentiniz yüksek olmasın ;)
Açıkçası daha iyi bir kitap bekliyordum ama resmen Gri ve Crossfire çakması bir şey olmuş, sadece finali beğendiğimi söylemeliyim :)
Kadın karakterimiz Ava bir iç mimar ve yeni başladığı işinde, patronu Jesse'ile yaşadığı erotik zamanlar kitabımızın ana konusu,kızımız ilk sayfadan itibaren antipatimi kazanmış durumda, sanki yıllarca amazon ormanlarında yaşamış da erkek ırkını ilk kez görüyormuş gibi abaza mı abaza bir kadındı, ilk sayfalardan itibaren iticiliğini korudu ve en sevmediğim kadın karakterler arasında zirveye yerleşti, üstelikte ağzı biraz bozuk, zaten kitapta fuck ve türevlerinden fenalık geldi türkçe yazmayayım dedim :)) içerisinde küfür barındıran kitaplar daha öncede okudum ama bu kitapta fazla ve gereksiz kullanılmıştı rahatsız etti beni , özellikle de bir kadından sürekli duymak iticiydi..
Erkek karakterimiz Jese Ward, kendisinin büyük bir arazi üzerine kurulu malikanesi var, otel olarak kullanıyor görünüşte,ama geçmişi hakkında pek fazla bir bilgi yok, amcasından miras kalan işleri devraldığını ve ailesiyle konuşmadığını biliyoruz, fakat kendisi de en az Ava kadar abaza çıktı düz duvara tırmanan cinsinden :))
İkili arasında dengesiz bir ilişki var, birbirlerini doğru dürüst tanımadan bu yoğunlukta bir ilişkiye başlamaları çok saçmaydı, güya Ava adamın malikanesindeki odaların mimarisi için çalışacaktı, ama ben çalıştığı günü pek göremedim, daha çok yatağında çalıştı desek yeridir :) bu arada kadının bir adım ileri iki adım geri halleri sıkıcıydı, ne istediğini bilmeyen biri , ayrıca bir sayfa önce düz duvara tırmanırken bir sayfa sonra masum bir kadın imajı çizmesi de yazarın enteresan bir psikolojisi olduğunu gösteriyor :))
Kitap acemice yazılmış gibiydi, dili basitti, her sayfa kendisini tekrarlıyordu sanki, ama son çeyrek için aynı şeyi söyleyemeyeceğim bence final çok iyi olmuştu, Jesse'nin yaptığı işi öğrenince beni bir şok dalgası sardı, aklımın ucundan bile geçmezdi bu adamın böyle bir işi olduğu, ben daha çok yeraltı tarzında, hani mafyacık gibi bir şey düşünmüştüm ama ters köşe oldum :)
Ava'nın yerinde olsaydım ne yapardım diye düşünüyorum ama hala cevabı bulamadım :))
Aslında 6 puanı hak ediyor ama final için 7 verdim
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2016/03/bu-adam-yorum.html#more
Ava yirmi altı yaşında bir mimardır. Yeni bir iş için özellikle istenmiştir. Devasa malikaneye benzeyen lüks otele gider gitmez sahibi Jesse Ward ile tanışır. Görür görmez etkilenir, daha önce hiçbir erkekten etkilenmediği kadar çok etkilenir. Adam mükemmeldir ve gerilip ne söyleyeceğini bilemez. Cazibesine direnmeye çalışır. Onunla çalışmanın mümkün olmadığını düşünür, tepeden tırnağa her hücresi onun varlığından ölesiye etkilenmiştir. Boş odaların iç dizaynı ile ilgilenmesini ister ama iş için uygun olmadığını düşünür. Fakat Jesse ısrarla kendisi ile çalışmak ister. İşi hemen arkadaşına yönlendirir ama onu aklından çıkaramaz. Jesse aramaya başlar. Ava'nın kendisinden etkilendiği için uzak durduğunun farkındadır ve hisleri karşılıklıdır. Ava kendisini aldatan sevgilisinden yeni ayrılmıştır ve yeni bir erkek istemez. Yeni kavuştuğu özgürlüğüyle mutludur ve ne kadar yakışıklı olursa olsun kendisini kaptırmamaya kararlıdır. Jesse'nin sevgilisi olduğunu, aralarında yaş farkı olduğunu düşünüyordur. Üstelik ihtiyacı olan adam değildir. Aramalar, mesajlar, hediyeler durmaz ve Jesse karşısına çıkmaya başlar. Ava görmezden gelmeye çalışır ama kendinden emin Jesse ilk görüşmelerinde olduğu gibi onu etkisiz hale getirmeyi başarır. Jesse sonunda iş için ikna eder. Yakınlaşmaları Jesse'nin kız arkadaşı sandığı kadının araya girmesi ile sonlanınca kendisini kötü hisseder ve tekrar kaçmaya başlar.
Jesse ekstrem sporları seven, adrenalin hastası biridir. Otel amcasından miras kalmıştır ve ailesi ile konuşmaz. Ava ile aralarında özel bir çekim olduğunu hisseder. Onu her şeyden fazla ister, uzak duramaz. Ava'nın her zerresine ihtiyacı vardır.
Ava ile aralarında tekrar Jesse'nin sürekli aradığı, mesaj atıp kapısına geldiği bir süreç başlar. Ava kendisini bir adamın merhametine teslim etmek istemez. Jesse orta yaşlı, çok zengin, kendisine güveni tam bir iş adamıdır. Onun oyuncağı olabilir, bir gün kendisinden sıkılıp bırakabilirdi. Fakat Jesse bağımlılık yapıyordur ve ona hemen bağlanır. Bir gece geçirdikten sonra ağırdan almak istese de onu aklından çıkaramaz. Jesse ise ısrarlarına devam eder. Ava kaçar Jesse omzuna atıp kovalar her seferinde. Jesse zaman verdiğinde ise hemen özler. Hakkında çok az şey bilse de aşık olur hiçbir şeyin önemi yoktur onu her şekilde seviyordur.
Jesse sürekli kontrol etmeye başlar. Kimseyi o kadar önemsememiş, ilişkileri olmamıştır. Bir kadınla ikinci kez olmak istememiştir. Ava farklıdır. Onu o kadar uzun zamandır bekliyordur ki onun güvende olması için yapamayacağı şey yoktur. Ava'ya ihtiyacı vardır. Fakat Ava işini otelin ne amaçla kullanıldığını öğrenir. Jesse ilk defa ait olduğu yeri bulmuştur fakat Ava'nın kaçacağından korktuğu için işini söyleyememiştir. Bırakmaması için yalvarır ama bu ikili arasında büyük bir sıkıntıya neden olur.
Ava'nın sürekli kaçması, kararsızlığı, bir ileri sonra yok olmaz geri halleri çok sıktı. Jesse'nin de buna rağmen ısrarı, bıkmadan araması, kapıya dayanması azmine hayran olmamak elde değil. Jesse'nin yaşını söylememesi Ava her sorduğunda bir fazlasını söylemesi güzeldi. Çiftin arkadaşlarının da ilişkileri var Sam favorim. Gereksiz uzatılmış bir kitaptı.