Ortaokuldayken okumuştum, karakterin yalnız olduğundan başka bir şey kalmadı aklımda.
Kiremitçi'nin en iyi kitabı olabilir. Yalnızlık hali ve kahramanın çocuğuyla ilişkisi iyi işlenmişti. Yine de iz bırakacak bir kitap değil.
hiç bir olgusu yok olay yok amaçsızca çekilen türk filmlerine benziyor ve sanki istanbulu bir petersburg havasında anlatmaya çalışmış yani olmamış
Tuna Kiremitçi'yi düşündüğümde benim de zihnimde böyle puslu bir görüntü canlanır. Yazarın kitaplarını okurken görünürde her şeyi anlatıyordur; olayları, duyguları, düşünceleri... Ama okuma süreci boyunca 'yazar benden bir şey saklıyor' düşüncesinden hiç kurtulamam... Anlattıklarının sesi o kadar yüksektir ki, geride saklananların sesini asla duyamazsınız; orda olduklarını hisseder, huzursuzca kıpırdanırsınız... Ve aslında anlatılanları puslu görürsünüz... Bu İşte Bir Yalnızlık Var'ı arkadaşımdan alıp okumuştum. Bu kitaptaki melankoliyi elle tutabilirsiniz. O derece cisme bürünmüştü. Kitap yalnız yaşayan bir adamı ve komşuları olan bir çifti anlatıyor. Herhangi bir olay yok. Oldukça tekdüze ve bu nedenle biraz da sıkıcı. Ve yine son namına bir şey yoktu.
Güzel bir kitaptı.Melankoliyi seven ,içine kapanık bir adamın aşkını anlatıyor.Filmini çok daha güzel buldum.
Yine akıcı giden bir kitap ama klişe bir hikaye ayrılan bir çiftin ardından klasik bir erkek duygusu . Kadın duygusal boşlukta, erkeğe sığınıyor ve erkekte zamanla ona aşık oluyor ..