İlginçtir ki 3 kitaplık bir serinin novella'sı olan Buz Prenses benim okuduğum ilk Elizabeth Hoyt romanıdır. Zaten bu kitabı severek diğer kitaplarını okuma kararı almıştım. Pegasus Yayınlarını tebrik ediyorum novella yayınlama kararlarından dolayı bence çok iyi yaptılar. Kitaptan bahsedersek prens serisinde karşımıza çıkan Coral Smythe'nin hikayesi anlatılıyor bu kitapta tek şikayetim kısa olmasıydı fakat novella olayının gereklerinden bu yapacak birşey yok. Coral ve Isaac aşkı sevimliydi hoştu ama kısaydı . Yine de seriye hoş bir son olmuş okunmalı.
Princes Trilogy serisinin 4. kitabını okuyarak seriyi sonlandırmış oldum. Bu kitap okuduğum kitaplarından farklıydı.
Öncelikle Elizabeth'in yarattığı en sevilesi erkek karakter bu kitapta: Kaptan Isaac Wargate. Yaratmış olduğu diğer erkek karakterlerden çok çok farklıydı. Yaşamında hayatını etkileyecek acı olayları yok denecek kadar az. Ayrıca o kadar da sert biri değildi, kalbini Carol'a hemen açtı.
Çirkinin Aşığı kitabından tanıdığımız Carol'un zaman içerisindeki değişimi başarılı bir şekilde aktarılmıştı.
Serinin ilk üç kitabındaki baş erkek karakterler burada yoktu. Belki azıcık daha uzun olsaymış onları görebilirdik.
Ayrıca bu roman diğer romanlardan ayrılan iki özeliği var. Birincisi yazdığı en kısa roman buydu. Keşke biraz daha uzun olsaymış Isaac'ı biraz daha görebilseydim. İkincisiyse diğer romanlarında baş karakterler artık kitapta hangi masal geçiyorsa onlarla ilgili bir şeyler anlatırlardı. Burada da masal var ama karakterler herhangi bir şekilde değinmiyor konuya. Gerçi Maiden Lane serisi henüz ülkemizde yayınlanmadı belki onda da bu özellikler vardır.
Sonuç olarak alın okuyun derim.
Coral Smythe seride ki erkeklerin sık sık gittiği Afroditin Mağarası'nın sahibidir. Coral, en son sevgilisi ile yaşadıklarından sonra erkekler ile ilişkisini kesmiştir. İki yıldır çalışmaz. İstemediği bir bahise kadar. O gece ki şans oyununda Afrodith'in kendisini Coral'ı sunarlar. Yedi gece boyunca kazanana dilediği gibi hizmet edecektir. Dört ay önce Afrodith'in Mağarasında bir yangın çıkmıştır. Kimse ölmemiş, binanın sadece bir kısmı yanmıştır. Fakat orta kanadın yeniden yapılıp, döşenmesi gerekmiştir. Mağara tekrar açıldığında Coral yıkılmadığını göstermek için büyük bir açılış kutlaması yapmıştır. Bunların hepsine çok para gitmiştir. Parayı Jimmy Hyde'dan borç almıştır. Asıl finansörlerinden birkaç tanesi paylarını Jimmy'e satmıştır. Jimmy mağarada ki hisselerin çoğuna sahip olmuştur aslına bakılırsa Afrodidit'in Mağarası onun olmuştur. Ve bu Coral'ında onun olduğu anlamına geliyordu. Reddederse onu sokağa atabilirdi. O olmazsa mağara, kızlar, oğlanlar savunmasız halde hiç de nazik olmayan Jimmy ile karşı karşıya kalacaktı. Bu yüzden kabul eder.
Kaptan Isaac Wargate askerlerini toplamak için geldiği Afroditin Mağarasın'da planın da yokken bir bahise girer. Hiçbir insan bedeninin ticareti ona göre değildir. Bahis kazananın yedi gece Coral ile olacağı bir bahistir. Coral'ın istemediğini, huzursuzluğunu anlayıp bahse giren Isaac bir anda kendisini bahsin kazananı olarak bulur. Yedi gece boyunca Coral ile konuşur, yemek yer, oyun oynar ama onu asla istemediği bir şeye zorlamaz. Carol ise daha önce kendisine böyle davranan bir erkek ile hiç karşılaşmadığından şaşırsa da mutlu olur. Tüm erkeklere karşı soğukkanlı iken sadece Isaac onun kanını kaynatır. Onun adeta şahsi kıyametiydi. Bu vakit geçirmeler aşka dönüşürken ikili bir sınav vermek zorunda kalır. Tabi ki sonu mutlu son.
Serinin ara kitabı yine farklı ve güzel bir kitap.
Yazara bayılıyorum. Hikayeyi sevdim çok kısaydı ama güzeldi. Keşke daha uzun olsaydı ve ikiliyi daha çok görebilseydik.