Okuduğum en güzel aşk hikayelerinden biridir. Feride'nin günlüğünün bittiği kısımda Kamuran'la kendi kendine konuşması beni istisnasız okuduum her defada (defalarca okudum) ağlatmıştır...
Başucu kitabım Çalıkuşu:)Her sene bıkmadan usanmadan yeniden okurum ve kendimden bir şeyler bulurum.Türk Edebiyatı'nın şaheseridir bence.Büyük olsun küçük olsun okunmalı ve okutulmalıdır:)
Henüz tüm kitapları bitirmiş değilim fakat şu ana kadar okuduklarımı bir değerlendirmeye alsam eski Türk klasikleri içerisinde en iyisi Çalıkuşu'dur benim gözümde.
Bir kuşak çalıkuşunu okuyarak yada dizi/sinema filmini izleyerek büyüdü.İyikide öyle olmuş,tekrar tekrar okunacak bir kitap,çünkü her seferinde aynı güzel hislerle dolduruyor okuyanı.Okumayan varsa okusun,okusun ve iyiki okumuşum desin,benim gibi...
Reşat Nuri, "Kâmran, ben, seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim. Hatta yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki derin, hazin, ümitsiz hayalini sevmekle." sözleriyle özetliyor Feride ile Kâmran'ın aşkını. Okuyucuya bolca hüzün ve tutkunun heyacanını yaşaması kalıyor.
özet niteliğinde olan bir basımı okumuş olduğumdan çokta okumuş sayılmam ama okudum ve harika bir kitaptı.
Feride ve Kamran'ın birbirine olan sevgileri ve arka planda çok iyi işlenen çocuklarının ölüm hakkında oyunlar oynadığı Anadolu'nun fakir köyleri ile İstanbul çatışması...
" Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım.
Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır. ''
Döneminde bir kadın olarak ayakta kalmanın zorluklarına da değinen, yarı aşk yarı idealizm duygularını barındıran harika bir kitap. Reşat Nuri büyük adam vesselam.