Sabahattin Aliyi yakından tanımak istyenlerin okuması gereken bir kitap. Keşke Aliyenin yazdığı mektuplarda eklenseymiş dedim okurken.
Sabahattin Ali'nin bu son kitabı da diğer kitapları gibi akıcı,okumaya başlandığında bir solukta okunacak türden.Sabahattin Ali'nin bizzat kendi el yazısının yer aldığı mektuplar.Eşi Aliye hanım ile kızı filiz'e ne zorluklarla ne şartlarda mektup yazdığını ve o mektuplarda sevgisini,duygusunu,hissiyatını okuyucuya bile aktarabildiğini kitabı okuyunca anlayacaksınız.Ķitabın daha devamı olsa okunur.Kesinlikle okumanızı öneririm.
Sabahattin Ali'ni Sevgili Eşi Aliye'ye hissettiği Saf ve Gerçek AŞK .... Kızına Filizine duyduğu Özlem ve Sevdi... Baş ucu kitabı olmalı bence :)
Yazarı sevenler için hoş bir kitap mektuplar Sabahattin Alinin eş ve baba olarak nasıl biri olduğunu ayrıca bir birey olarak nasıl bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor bize
Keşke Aliye Ali'nin de mektupları olsaymış, okurken hep bunu istedim. Yine de bu kadarı bile çok çok güzeldi. Ve Sabahattin Ali... O ne güzel bir adam, ne güzel bir aşık, ne güzel bir yazar...
Ne yazık ki erken kaybedilmiş, kalemi güçlü bir yazar Sabahattin Ali...
En çok da öldürülmesi can acıtıcı.
Bu kitabında eşine ve kızına yazdığı mektuplar derlenmiş, nasıl özlem duyduğu hem ailesine hem de evine aktarılmış...
Kitaplarını okumadan önce okunması gerekir diye düşünüyorum, daha iyi iç dünyasını anlamak için...
sabahattin Ali'yi daha yakından tanımak ve onu daha iyi anlamak için mükemmel bir kitap. okuyup bitirdikten sonra hafif bir buruklukla birlikte onu tanıma şansından ötürü hissedilen şans...
Çok merak ettiğim bir kitaptı. Elime geçer geçmez okudum ve Sabahattin Ali'nin kalemine bir kez daha hayran kaldım. Mektuplardan oluşmuş bir kitap olsa da sıkılmadan okudum, aktı gitti adeta. :)
Kitabı bitirince dönüp dönüp kapağa bakma hissiyle doluyor insan... Sonra durup durup soruyor ... "Böyle güzel bir insan nasıl öldürülür ? "
Sabahattin Ali 'nin çok sevgili Aliye'si ve ruhu Filiz'e yazdığı mektuplar...Keşke... Aliye ve Filiz'in de mektuplarını okuyabilseydik..
Sabahattin Ali'nin bu kitapdaki kendi mektuplarını okuduktan sonra Kürk Mantolu Madonna kitabındaki aşka şaşırmıyorsun çünkü yaşanmışı var.
https://illekitap.blogspot.com/2019/01/sabahattin-ali-canm-aliye-ruhum-filiz.html
Okuduğum ilk Sabahattin Ali kitabıyla karşınızdayım. Bugün başladım ve bugün bitirdim. Normalde ben bu tür kitaplar okumam ama Mordüşler Kitaplığı blogu ve bookstagram adresinden tanıdığım sevgili kardeşim Gizem'in çok sevdiği bir yazar Sabahattin Ali ve kendisi bana yılbaşı mektubu yazarken bu kitabı hediye olarak gönderdi. Dolayısıyla ilk denediğim kitap 2019 yılının kitaplığıma giren ilk kitaplarından biri olan Canım Aliye, Ruhum Filiz kitabı oldu.
Kitap, Sabahattin Ali'nin karısı Aliye ve kızı Filiz'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Üstelik mektupların orijinallerinin de resimleri kitap içerisinde paylaşılmış.
Bu kitap Sabahattin Ali ile tanışma kitabım oldu ve şunu söylemeliyim ki S.Ali'nin nasıl bir nişanlı, eş, baba olduğunu ve hemen hemen nasıl bir karakter olduğunu öğrenmem açısından süper bir başlangıç oldu benim için. Sıkıntılı dönemlerinde yazdığı mektupları okumak bile nasıl da sorumluluk sahibi olduğunu hissettirdi.
Mektuplarında eşine ve kızına hasretini okurken dönemin getirdiği siyasi yaşanmışlıkları da okuduk. Bazen geçmişe bakıldığında veya okunduğunda hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz ne yazık ki.
Keşke daha önce okusaydım bu kitabı ve diğer kitaplarını ama şunu söyleyebilirm ki kesinlikle diğer kitaplarına da el atacağım.
Benim ilk kitabımdı, kesinlikle son olmayacak. Kitaplarını zaten merak ediyordum ama okuma konusunda bana Gizem vesile oldu bunun için kendisine de çok teşekkür ediyorum.
Böyle kitaplara dair yazılacak çok bir şey yok açıkçası ama bence Sabahattin Ali'yi tanımak için mükemmel bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.
Gıdım gıdım okuyacağım diye söz vermiştim kendime, tabii ki tutamadım. Her gece bir iki mektup diye başladım kitaba. Ama bu gece dayanamayıp kalan 130-140 sayfayı bir çırpıda okuyuverdim. Yazar, şair mektup derlemelerini okuduğum zaman hep aynı şeyi düşünüyorum. Yazmak bu insanların bütün hayatına hakim. Alelade yazılmış satırlar bile ahenk içinde. Günlük şeylerden bahsederken bile sihirli bir hava hakim yazdıklarına.
Mektuplar Sabahattin Ali'nin hislerini o kadar iyi yansıtıyor ki, Aliye Hanım'ı sevme biçimine, aşkının coşkunluğuna ve gerçekliğine hayran oldum. Filiz'e yazdığı mektuplarda baba şefkatini hissettim. Sabahattin Ali'yi tüm gerçekliğiyle tanımak için okunmalı bu kitap.
"Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin."
Son mektubu beni çok üzdü. Kısa süre sonra öldürüldüğünü bilmek bunu bilirken o sözleri okumak. Her mektubun sonundaki o güzel cümleler. 'Milyonlarca defa gözlerinden öperim cici kızım'
Filiz Ali'ye anne ve babasının mahrem mektuplarının yayımlanmasına müsaade ettiği için ne kadar şükran duysak az. Bu mektupları okurken günümüzdeki ilişkilerin ne kadar sığ, diyalogların ne kadar ruhsuz olduğunu görüp içlendim doğrusu. Belki de bir haber için beklememek, bir resimin sadece bizde olmaması bize bazı duyguları kaybettirmiş. En yaralayıcı ise o son sayfa, o mektupların bitişi. Sanki güzel insanlar fazla aramızda kalmıyor da en hin en kaypak kimseler dinazorlar gibi dünyadan göçüp gitmek bilmiyor.