Eğer kitapta yazılanlar gerçekse, tarihin yeniden anlatılması gerekir. İlerleyen zamanlarda kitabı daha detaylı okuyup, anlatılan olay ve kişilerin gerçekliğini araştıracağım. Çok akıcı ve saran bir kitap. Eğer zamanınız varsa 1 günde rahat biter. Benim anlamadığım, kitap kalın olsun diyemi büyük punto ve bol boşluklu sayfa düzeni yapılmış. Eğer düzenleme tekrar yapılsa kitap 100 sayfayı geçmez diye düşünüyorum. Bu da bir satış taktiği herhalde.
Kitap, 'Türk-Araştırma-İnceleme' türü olarak karşımıza çıkıyor. İddiası ise şu; HEYET isminde(bizim Aksakallı ya da Aksaçlı olarak bildiğimiz.) gizli bir Türk teşkilatının tarihini anlatması ve bunu da tarihte olmuş olayların perde arkasına değinerek yapması. Örneğin; önemli biri olarak doğmamış Selçuk Bey'e bir anda ondan da büyük beylerin anında biat etmesinin ardındaki sır neydi? gibisinde... Veyahut Kürşat Kağan'ın 40 çeri ile Çin sarayını basmak gibi bir çılgınlığa girişme sebebi neydi? Bu ve fazlasının ardında HEYET'in tertipleri olduğu iddia edilmekte.
Okurken oldukça ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Kitabı görüp, vaat ettiği şeyi görünce hemen siparişini verip, okudum. İki günde bitirdim. Alışmış olduğum araştırma kitaplarından ziyade soru-cevap havasında geçen, yarı roman havasında bir kitaptı. Yaşanan olayların hepsi gerçekti gerçek olmasına da perde arkasında geçen olayların gerçekliği muhakkak ki şüpheli... Yani anladığım kadarı ile soru cevap faslındaki soruyu soran kişi yazarın kendisi oluyor ve kitabın sonundan da anladığım kadarı ile devamı gelecek. Fena bir çalışma olmamış. Kendi kurgusu dahi olsa akıllıca ve çoğu isabetli kurgular söz konusu. Bana ilham bile verdi. :)
Yalnız, kitapta ilk Müslüman Türk devleti olarak Karahanlılar geçiyor ama benim bildiğim İdil Bulgar Devleti, asıl ilk Müslüman Türk devletidir. Ayrıca Dündar Bey ile yeğeni Osman Gazi arasında isyan-öldürme gibi bir durum da geçmiyor. Bu bir rivayettir ama tarihçilerden dinlediğim ve okuduğum kadarıyla, böyle bir durum söz konusu değildir. Osman Gazi'ye tekfurun tertibini haber eden de Köse Mihal idi; düğün meselesi ile davet edilmiştir. Köse Mihal de Hristiyan zannedildiği için, onu da tertibe dahil etmişler ama o da gidip durumu Osman'a söylemiştir ve malum tertibi kurarak, durum tekfurların aleyhine dönmüştür. Neyse, okuduğum tarihi araştırma kitabında bütün kaynaklar bu şekilde aktarılmıştı. :P
Ayrıca kitabın şöyle sayfa düzeninin yeniden yapılmasını ve imla kurallarına uygun olarak yeniden gözden geçirilmesini tavsiye ederim.