Doludizgin

Anlatım güzel, konu güzel ama sanki dümdüz bir metin izlenimi veriyor okurken ve daha farklı bir şekilde anlatılsaydı dedirtiyor kitabın sonunda.

Okuduğum en sıkıcı Stephanie Laurens kitabı.

Dorothea'nın annesi altı ay önce soğuk algınlığından ölmüştür.Onu ve kız kardeşi Cecily'nin velayetini kuzenlerine bırakmıştır. Bu sıkıcı kuzenlerinden onları iyilik perisi gibi ortaya çıkan büyükanneleri kurtarmıştır. Bu yüzden Londra'ya gidecek sosyeteye takdim edileceklerdir. Güzel kardeşinin iyi bir evlilik yapmasını ister. Kendisi ise evlilik istemez. Yaşıtları evlenmek için entrikalar çevirirken o bağımsız hayatını evlilikle değiştirmek istemez. Rahat hayatından vazgeçmek için aşık olması gerek. Onunda aklını çelecek kadar güçlü olacağını sanmaz. Bu düşünceler içindeyken böğürtlen topladığı sırada bir adam kendisini öper.

Hazelmere Markisine toprakları büyük halasından miras kalmıştır. Kumara,kadınlara düşkünlüğü duyulmuştur. Böğürtlen toplarken gördüğü Dorothea'ı yolculukları sırasında kaldıkları handa da görür. Onu bir grup sarhoş adamdan kurtarır. Bunun içinde Dorethea'nın büyükannesini ziyaret eder. Dorethea'ı kurtardığı kalabalıkta bu olayı unutacağına güvenilmeyecek sosyete üyeleri vardır. Daha önce tanışmalarını izah edecek bir hikaye uydurup itibarını korumaya çalışırlar. Bu süreçten sonra kızlar sosyeteye takdim edilir. Marc ise her adımında yanında. Arkadaşı da kız kardeşin yanında.İkilide birbiri ile evlenmek ister aşıktır ama Marc teklifi uzatır.

Dorothea bir ara yanlış anlar sevilmediğini düşünür. Ona aşık bir adam kardeşini kaçırır ona ulaşmak için. Bu sıkıntılarda geçince nihayet evlenme teklifi gelir.
Çok ama çok sıkıcıydı.Çok iyi başladı iyi bir hikaye çıkacak sandım ama hikaye yok,olay yok, dümdüz bir kitap.