1886 yılında yazılmış bir kitap. Bu perspektiften bakılıp değerlendirildiğinde övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Bilim kurgu/fantastik türü romanların ilk örneklerinden biri diye biliyorum.
Kitap için kişinin içerisinde hep var olan iyinin ve kötünün çatışmasını anlatmaktadır da denir. Hayır lan anlatmıyor gibi bir iddiada bulunmayacağım elbette ama ben öyle bir şey anlamadım şahsen. Bal gibi fantastik ve de basit bir kurgu var kitapta; ama önemli işte kitap yine de. Tolkien dede 1892 doğumlu(korkam lan ezbere bilmiyorum wikiden baktım şimdi) Bu roman o doğmadan yazılıyor işte. Tolkien' e fantastik kurgunun yaratıcısı derler ki ondan önce de yine bir dede var aslında yazan. Bu Tolkien, Lewis filan hep ona özeniyor aslında.
Neyse işte önemli yani kitap. Türünün ilk örneklerinden dedik zaten daha en başta. Ama ben öyle sağda solda övüldüğü kadar yoğun bir içeriğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Son bir şey daha; babacım gencecik yaşta ölmüşsün mekanın cennet olsun ama Define Adası nere, bu kitap nere. Nasıl bir kafa yapın var senin?
Bu kitap yazıldığında henüz psikoloji bilimi yeni kuruluyor olduğundan bu gün bizim için normal gözüken şeyler o zamanlar oldukça farklı görülüyormuş. Bu gün insanın içinde iyi ve kötünün yüce ve basit değerlerin birlikte yer aldığını biliyor ve normal görüyoruz. Ama Victoria dönemi İngilteresi için bu durum kabul edilemezdi. Bir insanın ve aynı bedenin içinde birden çok kişilik olması durumuna kişilik bölünmesi deniliyor. Yaşanan travmalara bağlı olarak gerçek kişilik bölünüyor. Hatta bazı durumlarda kişiliklerin birbirlerinden haberlerinin olmadığı bile oluyor. Tedavi ile kişilikler birleşerek bir bütün oluşturabiliyorlar.
Robert L. Stevenson bir 19. yüzyıl insanı olduğundan ve o devirlerde insanlık deneyler yolu ile bir çok keşif yaptığından kişilik bölünmesini bir deney sonucu olarak göstermiş.