Oncelikle, cok severek, hissederek okudugumu soylemeliyim "Emanet Zaman"i . 1905-1926 arasi Izmir...O guzel Izmir"de birlikte yasayan, Rum, Fransiz, Ermeni ve Turk ailelerin dostlugunu, komsulugunu, geleneklerini, asklarini okur iken burnuma kadar geldi firindan yeni cikmis ekmegin kokusu, Panayota"nin yasemin kokan saclari, Edith"in burnundan savurdugu afyonun kokusu..
Bize hep ne ogrettiler? "Izmir"de Yunanlilari denize doktuk!"... Iste kitabin o bolumune geldigimde, agladim... Yasanan o dramlar, herseyi kul eden o buyuk yangin, kizlarini kurtulsunlar diye mezarliga canli canli gomen ana babalarin gozyaslari, "nasilsa doneriz" diye kapi/pencerelerini siki siki kilitleyip yuvalarini geride birakislari.... Once Yunan askerlerinin acimasiz kiyimi, arkadan Turk askerlerinin intikam alircasina kiyimi... O denize dokulenler, o can pazari, o yitip giden bebekler...
Defne Suman, ince elemis siki dokumus, muthis arastirmis, objektif yaklasmis, ve bence okunulasi, ogrenilesi cok guzel bir roman olmus "Emanet Zaman"...