" Yaşamın anlamının ve amacının yaşamaktan başka bir şey olmadığı doğal, dingin, telaşsız günler..."
Çok beğenerek okuduğum bir kitap.. Güneydoğuyla beni çok iyi tanıştırdı.. Anlatımı ve ince yazım şekliyle Oya Baydar mükemmel bir yazar..
Her şeyden öte aslında gizli başrolünde İstanbul’un bulunduğu bir roman bu. Milyonlarca sırra tanık ama kendi sırrını hiç vermeyen İstanbul. Bambaşka hayatlar, yan yana, iç içe ama aralarında uçurumlar olan. Türkiye’nin çok dile getirilmeyen yakın tarihinde, İstanbul’un sırlarına karışarak bir hayal kapısının izinde hayatları kesişen, kesişmekle kalmayıp aslında iç içe geçen, birbirinin içinde eriyip bir diğerinin hayatına katılan 4 ana karakterin Ülkü, Derin, Kerem Ali ve Teo’nun hikayesi. Bir kapının izinde kendilerini arayan insanların hikayesi.
Yazarın olabildiğine objektif davranma hassasiyeti dikkati çekiyor. Ayrı kutupların fikrini kendilerine göre iletirken yargılama ya da suçlama amacı içermeden tarafsızca hikayeye yediriyor olayları. Roman 4 ana karakterin anlatımıyla ilerliyor, her biri diğerinden olabildiğine farklı. Fakat bu çok ağızlı anlatıma rağmen, kurgu çok sağlam. Hiçbir zaman ya da anlam karışıklığı olmamış. Son derece hassas konular içeren bir roman. Bir nevi insanın kendi kapısına, sınırına yaptığı yolculuk. Öncesinde Sıcak Külleri Kaldı'nın okunması daha isabetli olacaktır.
Edit: Yıllar sonra bu sefer doğru sırada önce Sıcak Külleri Kaldı’dan başlayarak okuyunca daha da bir lezzetlenip, anlam kazandı.