Distopik romanların okuru en çok etkileyen yanlarından biri yazarların ileri görüşlülüğü oluyor. Fahrenheit 451, belli bir yıl belirtilmediği için teknolojik açıdan uzak bir gelecek olarak düşünülebilir. Fakat yazıldığı tarihi göz önüne alınırsa özellikle bugünün gittikçe duyarsızlaşan tüketim toplumunu işaret edişi hayranlık uyandırıcı. Oldukça sert totaliter rejim eleştirisi bir kere, çizilen distopik senaryo gereği kitaplardan "arındırılmış" gelecek profili iki kere çarpıcı. Yazarın önsözünde belirttiği üzere 5 kısa öyküsünü birleştirerek ortaya çıkardığı bu eserde, kitapların biz kitapseverlerin hayatında nasıl bir yeri olduğunu en iyi anlatan cümleler Parlak Anka öyküsü ve bunun romanda yer aldığı kısımlarda geçiyor.