http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/12/4-ukg-blog-turu-1-frtna-buyucusu-jim.html
HARRY DRESDEN-BÜYÜCÜ
Kayıp Eşyalar Bulunur. Paranormal Soruşturmalar.
Danışma. Tavsiye. Makul Fiyatlar.
Aşk İksirleri, Bitmez Tükenmez Servetler, Partiler ya da
Diğer Eğlenceler İş Kapsamı Dışındadır.
Harry Dresden'in kartvizitinde yazanlar bunlar. Eğer normal yollarla çözülemeyecek bir sorununuz varsa arayacağınız tek numara onunki olmalı. Tabii bunda şehirdeki tek bu işleri yapan büyücü olmasının etkisi büyük.
Harry Dresden, bir büyücü olmasına büyücü evet ama mali sorunları var. Mesela ne mi? Kirasını ödeyemiyor. Anlayacağınız Harry'nin işleri şu sıralar pek açık değil. En son perili olduğu şüphelenilen bir evi araştırmak için tutulmuştu ancak ondan da bir sonuç alamadı. Harry'nin acil bir işe ihtiyacı var. Ama özel bir iş, polisin vereceği değil. "Polis mi?" dediğini duyar gibiyim.
Chicago'da özel dedektiflik benzeri "özel büyücülük" işi yapan tek kişi Dresden. Dolayısıyla, paranormal olayların dur durak bilmediği bu şehirde, polisin de ara sıra bu konularda uzman birine ihtiyacı oluyor. Ciddi ancak gizli sıcak kadınlardan Chicago Özel Soruşturmalar bölümünün müdürü Karrin Murphy burada devreye giriyor. Herkes ona çoğu zaman ucube gözüyle bakarken, gerektiğinde çekinmeden Harry'i yardıma çağıran Yüzbaşı Murphy'nin ta kendisi. Küçük bir ücret karşılığında elbette.
Gelelim işin "ucubelik" kısmına. Önce ufak bir empati seansı yapalım. Bir büyücüsünüz. Ve bunu her yerde belli ediyorsunuz. Yani gizli saklınız yok. Hattâ işinizi bu tuhaflık üzerine kurmuşsunuz. İnsanlar size ne gözle bakacaktır? Siz her şeyi onlardan farklı görüp de çoğu zaman onlardan üstünlüğünüzü fark ettirmeden hissettirirken? Evet, cevabı ben de biliyorum. Chicago'da Harry Dresden'i tanıyıp da yaptığı işi düşününce irkilmeyecek orta zekâlı bir ortalama insan yoktur herhalde.
"Ee. Şey, adınız Harry Dresden mi? Ee, büyücü?" Kadının ses tonu özür diler gibiydi. Sanki bana hakaret etmekten ölesiye korkuyordu..
Hayır, diye düşündüm. Ben Harry Dresden, ee, tüyücü. Büyücü Harry yan kapıda.
Huysuz davranmak büyücülerin sahip olduğu bir ayrıcalıktır. Fakat kiralarını geciktirmiş serbest çalışan danışmanların sahip olduğu bir ayrıcalık değildir, bu yüzden zekice bir şey söylemek yerine telefondaki kadına, "Evet, hanımefendi. Size bugün nasıl yardımcı olabilirim?" dedim..
Fırtına Büyücüsü'nde, Harry'nin bu boş geçen iş yaşamında ufak bir hareketlenmeyle ilk 10 küsür sayfa geride kalıyor. Önce, gizemli bir kadın ser verip sır vermeyen bir telefon görüşmesiyle onu tutmak istediğini söylüyor. Daha sonra Harry'nin ofisine geldiğinde, yine gizemli bir şekilde, kayıp kocasını bulmasını istiyor. (Kayıp kocayı bulmak? Pek de paranormal gelmiyor kulağa, değil mi? Harry de öyle düşünüyor ama kabul etmekten başka çaresi yok.) Fakat bunun normal bir kayıp vakası olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Sonra da Murphy'nin çağırısı geliyor. Bu seferki çok daha kötü. Çünkü birisi kara büyü kullanarak iki insanı "uygunsuz" bir pozisyonda öldürmüş. Jim Butcher'ın cinayet mahallini anlatışı bende kitabı bırakıp alkışlama isteği uyandırdı. Harry'nin oradayken hissettiklerini birebir anlayabiliyorsunuz.
Eğer hiç ilgilenmediyseniz açıklamak zordur. Büyü hayatla, hepsinden önemlisi bir insanın bilinci, zekâsı ve duygularıyla yaratılır. Bir hayatı bu şekilde, kaynağını yine kendinden alan büyüyle sona erdirmek iğrençti, neredeyse bir şekilde ensest yapmak gibiydi.
Kitapta, bu iki farklı olay son derece başarılı bir şekilde birbirine bağlanmış. Yani oturup da "bu nasıl oldu böyle?" diye düşündürtmüyor. Öyle iyi anlatıyor ki Harry, soruşturmalarda ucu açık tek bir yer bile kalmıyor. Kendi dışında tabii. Bundan daha önce bahsetmiş miydim? Hayır mı?
Harry Dresden'in ne iş yaptığını, nerede yaşadığını, boş zamanlarında neler yaptığını biliyoruz. Lâkin bilmediğimiz şeyler de var. Mesela, Harry'nin geçmişi. Dresden Dosyaları'nda paranormal yaratıkların neredeyse hepsine yer verilmiş. Büyücülerden başka vampirler, şekil değiştiriciler, periler, iblisler ve aklıma gelmeyen çok daha fazla yaratık mevcut. İlk kitapta derinlemesine anlatılmamış olsa da, büyücülerin uymak zorunda olduğu bir yasa olduğunu ve Beyaz Konsey'in bu yasalara uymayan büyücüleri cezalandırdığını öğreniyoruz. Harry'nin Beyaz Konsey'le bir sorunu var. Arada bir kitabın heyecanına kapılıp unutsak da, bu sorunun ne olduğu kitap boyunca aklımızın ucunda bir soru işareti olarak kalıyor. Bir de Harry birkaç defa Yok Diyar isimli, muhtemelen paranormal yaratıkların asıl yuvası olan bir yerde söz ediyor fakat bu da Fırtına Büyücüsü'nde tam anlamıyla cevap bulamayan sorulardan.
Serinin bu ilk kitabında kendinizi pek çok kez Harry ile birlikte şanssızlıklar silsilesi içinde bulmanız muhtemel. Kim demiş büyücüler doğuştan şanslıdır diye! Harry Dresden bu tezi tek başına çürütebilir. Çünkü genelde kendisi hiçbir şey yapmamışken kötü olaylar Harry'mizi buluyor, üstüne üstlük peşinden ayrılmıyor. Neyse ki bir şekilde kendini kurtarmayı beceriyor da biz de rahat bir nefes alıyoruz.
Büyücülüğe inanmıyor olsanız bile Dresden Dosyaları'nı okuduktan sonra inanma ihtimaliniz yüksek. Neden mi? Bir kere öyle her şey birden oluvermiyor. Harry'nin kabiliyetleri çerçevesinde, onun seviyesinde bir büyücünün neler yapabileceğini, bunu yapabilmek için nelere ihtiyacı olacağını okuyoruz. Örneğin, Harry'nin büyücülük işlerinde bol bol yardımını gördüğü bir asası ve beş köşeli yıldız şeklinde bir tılsımı var. Ve iksirler! Fırtına Büyücüsü'nde malzemeleri bulduğumda yapabileceğim kadar detaylı bir iksir hazırlama seansı yazmış Jim Butcher. Tabii yanımda Bob olmadıkça işim o kadar da kolay olmayabilir. Bob, bir kafatası. Aslında kafatasının için sıkışmış bir hava ruhu. Dresden'ın bilgisayarı olarak görev görüyor. Eh, büyücülük yetenekleri yüzünden etrafındaki tüm elektronik cihazlar bozulunca bilgisayar kullanması pek de mantıklı olmazdı. Kitaptaki en eğlenceli unsurlardan Kafatası Bob.
Uzun lafın kısası, Dresden Dosyaları'nın ilk kitabı Fırtına Büyücüsü paranormal kitap severlerin pek çok ihtiyacını karşılayacak türde. İçinde polisiye, bolca büyü, talihsizlik, entrika ve daha fazlası var. En güzeli ise eğlenceli üslubu. Harry'nin tuhaf espri yeteneği sayesinde çoğu kez yüzümde minik bir gülümseme oluşmadı değil.
Benim ismim Harry Blackstone Copperfield Dresden. İsmimi söylerseniz riski size aittir. İşler tuhaflaştığında, geceleri size çarpan bir şey ışıkları yaktığında, başka hiç kimse size yardım edemediğinde beni arayın.
Numaram rehberde var..
Dresden'i sevdim. Farklı, akıcı. Gerçek yaşamla fantastik öğeleri bağdaştırdığı için ilgi çekici.
Kitabı kendi içinde 3 parçaya ayırıyorum. 9.bölüme kadar olan kısımda "Üff, pöff! Çok uzadı be abi." gibi bir moddayken, 9.bölümden ana gizemin çözüldüğü bölüme kadar bir anda salyalarımı akıtarak okuma moduna girdim. Son kısımlarda ise "Dur bakalım Harry nasıl sonlandıracak olayı?" sorusuyla beraber okumaya devam ettim ve Harry ile beraber ben de olaya tatmin olmuş bir şekilde son noktayı koydum.
Fırtına Büyücüsü polisiye-fantastik-aksiyon ögelerini içinde barındıran okuması güzel ve eğlenceli bir kitap olmuş. İlk bölümler genel olarak bir tanıtım, bir giriş havasında olduğu için biraz sıkıcı gibi görünse de burayı aştıktan sonra dur durak bilmeden okumaya devam edeceğinize emin olabilirsiniz.
Chicago'nun ortasında bir "adam" var. Verdiği sözleri tutuyor, annesinin yüzünü hatırlıyor ve içindeki hiçbir yana sırtını dönmüyor. Bir de büyü yapabiliyor. Dresden, 21. yüzyılda yaşıyor ve bir Amerikalı. Daha ne kadar "olmaz" bir araya gelebilir diyorsanız kitabı okumanız lazım. Zira ben daha fazlasını anlatamam.
Dresden Dosyaları tam da beklediğim gibi bir kitap çıktı. Eğlenceli, hareketli, sürükleyici ve komik... İlk 100 sayfa boyunca her şey normal bir polisiye romanı gibi ilerliyor fakat dokuzuncu bölümden itibaren işlerin rengi bir hayli değişiyor. Bunda Harry'nin şapkasındaki numaraları birbir ortaya çıkarmaya başlamasının ve olayın içine giren sıra dışı karakterlerin rolü de büyük. Zaten o noktadan sonra kendinizi öyle bir kaptırıveriyorsunuz ki bir bakıyorsunuz kitap bitmiş.
Anlatımı çok hoş bir kitap. Harry Dresden daha önce gördüğümüz hiç bir büyücüye benzemiyor. Günümüz dünyasında yaşaması da diğer high fantasy eserlerden sıkılanlar için bir alternatif olmasını sağlıyor. Bu kitapta sadece büyücüler yok bu arada. Kurtadamlar, vampirler, hayaletler cinler ve aklınıza gelebilecek bir çok fantastik canlı ile haşır neşir Harry Dresden. Eh, bunların hepsi sakince oturmuyor tabi. Eğer bu tür olaylar ile başınız derde girdiyse Dresden'i arayabilirsiniz. Onu gazetenizin sarı sayfalarında "Büyücü" adlı küçük ilanda bulabilirsiniz.
Bu tarz şehir fantezilerine "Anita Blake" serisinden aşinaydım. Başlarda pek sevdiğim o seri, daha sonraları çılgın(!) okuyucu kitlesi nedeniyle gözümden düşmüştü. Bu nedenle "Dresden Dosyaları"na biraz önyargıyla başlamak üzereydim ki; çeşitli baskılar(?) bu önyargıyı yıkıp bunu tam tersine dağ gibi bir beklenti yumağına çevirmeyi bildi.
Bu durumda beni başka bir tehlike bekliyordu: Yüksek beklentilerin sonucunda, kitabın umduğumu verememesi durumu. Peki böyle bir durumla karşılaştım mı? Ne mutlu ki cevabım hayır.
Burada yazılan yorumlara katılıyorum. Aksiyonun hiç düşmediği -ki aşırı aksiyonu sevmeyen birisiyim-, samimi ve kuvvetli bir anlatıma sahip, başarılı bir kitaptı "Fırtına Büyücüsü". En beğendiğim olaysa büyü sistemiydi. İnce bir şekilde düşünülmüş sistem; her önüne gelen, arzuladığı şekilde büyü yapamıyor, bir bilek hareketiyle insanlar ölmüyor. Bu olaya ciddiyet ve gerçekçilik katmış. En çok buna sevindim.
Serinin diğer kitaplarına kavuşmayı hararetle beklerken; İthaki, selam. Naber?