Gece Yarısı Çığlığı-Lara Adrian.
Lara Adrian Bu son kitabını okuduğumda yazarı ne kadar özlediğimi anlamışım..Bu maceramız Rio'muzun macerası idi..Rio en sevdiği tarafından ihanet uğramış bir savaşçı idi..Vücudundaki yaralardan çok ruhundaki yaralar daha derindi...Kendini aylardır Avrupa'da bir mağaraya kapatmış k kendini öldürmeyi planlıyordu ama araştırmacı gazeteci Dylan Alexander yoluna çıktı..Rio'nun planlarını bozmuştu ve resimlerini çekmişti..Oldumu şimdi...Hiç soylu savaşçının resimleri çekilirmi:)))..
Hemen yapılması gereken Dylan'n peşine düşüp resimleri almak idi..Ama bu planlarda tutmadı..Resimleri aldı ama resimler bir kaç kişiye gönderilmişti bile..Bu da ne demekti? İkili birbirini daha sık görecekti en azından bu iş sonuçlanana kadar..
Dylan'ın Soyeşi olduğunu da öğrenince Rio onu sığınaklarına almak istedi başka bir Soylu savaşçı ile birleşsin diye düşüncede güzel ama pratikte hiç de öyle kolay değildi ki..
Aralarındaki çekim gün geçtikçe alevlenirken..Dylan'ın olağanüstü bir yeteneği varken..Dylan ölmüş soyeşlerinin ruhları ile konuşabilyordu bilgi alabilyordu..Anlaşılan işlerine çok da yarayabilirdi...
Daha fazla ayrıntı vermeyeyim..Bu macerada çok güzeldi..Ama güzel şeyler çabuk biter..Yeni macera için da çok beklemesek..Ne iyi olurdu.
Tavsiye ederim ama bağımlılık yapıyor...Dikkatli Olun....
Lara Adrian // Gece Yarısı Çığlığı
Okumaya Gecikmeli başlamış olsam da nihai sona ermiş bulunmakta…
Dün sabah 9da iş yerimde ara ara vererek okuduğum kitabı gece sabaha karşı bir solukta bitirirken aklımda bu kadar çabuk son sayfayı görmek kesinlikle yoktu..
Zira şimdi oturup Niko’nun kitabına kavuşacağımız günü beklemek işkencelerin en alası…
GECE YARISI SERİSİ’nin dördüncü kitabı okuduğum ilk üç kitap kadar etkiledi beni.Rio’nun başına gelenler, soylu bir savaşçıda olsa katlanabilir yanı yoktu.
Hatırlayacağınız gibi,Rio soy eşi Eva tarafından ihanete uğramış,ve patlayan bombaların arasından tanınmayacak derecede yara alarak çıkmıştı..
En çok da ruhunda olan yaraların iyileşme imkanı yoktu. Prag’da birliğin verdiği görevi yerine getirmek, daha çok da hayatına son vermek için kalmıştı.Ölümüne dakikalar kala davetsiz misafiri gelmeseydi, hem birliğine hemde kendine yapacağı son görevi, başarısızlıkla sonuçlanmayacaktı.
Dylan yurt dışına çıktığı gezisinde annesinin iki arkadaşıda yanındaydı. Çocukluğunu ölü kadın bedenlerini görerek geçirmiş olması,şuanda karşısında duran ölü ruh’dan korkmamasına sebep dğildi.
Ruhu takip ettiğinde kendini bir mağarada bulur. Mağaranın duvarlarını süsleyen Dermagliflerin sembollerine kendini çeken şeyin ne olduğunu anlaması uzun sürmedi. Yarım ay şeklindeki motif,boynundakinin aynısıydı.
Ne anlama geldiğini bilmesede,mantıklı bir açıklaması mutlaka vardı.
Mağaradaki boş mezar ve duvardaki motifler gazetecilik kariyerinde yükselmesine neden olabilirdi. Makinesiyle mağaranın içini çekmeye başladığı anda kadrajına,uzun kirli saçları,yırtık montlu ve yüzünün bir yarısında derin yarası olan bir adam girer. Olabildiğince hızlı bir şekilde mağaradan kaçar ve sonuçlarına dair hiç birşeyden haberi olmayarak elindeki bilgileri müdürüne yeni bir başlıkla gönderir.
Rio için başarısızlığı başarıya son kez döndürmek için çözmesi gereken bir sorun vardır artık. Önce kızı bulacak,resimleri alacak ve yarım kalan görevini tamamlayacaktı. Ve keşke herşey planladığı gibi gitseydi.
Bu seriye başlamış olmam büyük bir nimet benim için serideki her bir kitap her bir karakter mükemmel.
Her zaman dediğim gibi;
GELENİN GİDENİ ARATMADIĞI BİR SERİ ve ben her bir Asil Soylu savaşçıları okumaktan büyük keyif alıyorum..
Ve kesinlikle fantastik severlere öneriyorum…
SeRpiL…
Serinin diğer kitaplarına göre çok durağandı. Yazar gerçek manada ne aşkı nede olayları güzel yazabilmiş. Hayalkırıklığı oldu benim için. Rio'nun hikayesi çok daha güzel olabilirdi. Her şey ya çok çabuk oldu ya da çok geç.
10 numara yazmış yine. Sevdiğim sayılı vampir hikayelerinden ve beni hiç şaşırtmıyor. Rio'da geçen kitaplarda merak ettiğim savaşçıydı ve çok güzeldi. Diğer kitaplardan biraz daha kısa gelse de ikili sahneler çok daha fazlaydı. Bakalım sırada kim var ve ne zaman çıkacak?
Lara Adrian'ın yazdığı Gece Yarısı serisinin 4. kitabı Gece Yarısı Çığlığı okundu,bitti.
Bu yazarı seviyorum ve dilini beğeniyorum. Fakat serinin bu kitabı ilk üçüne kıyasla bana boş geldi... Pek olay yoktu. Karakterlerin duygularını ise kitabın sonuna doğru hissettim. Ve yine ilk üç kitaba kıyasla pek ''ateşli'' değildi...
Tüm bunlara rağmen kitabı sevdim... Çünkü Rio'yu sevdim.. Bu seriyi herkese tavsiye ederim:)
Gece yarısı Çığlığı serinin diğer kitaplarına oranla beni biraz sıktı başlarda.. Kadın karakteri pek anlayamadım açıkçası.Duyguları çok karmaşıktı .. Utangaç mı yoksa bilmiş-korkusuz bir kadın mı çözemedim =) Rioya gelince onun sonunda mutluluğu bulmuş olmasına sevindim ama hikaye beni sıktı başlarında nedense.. Heyecan açısından iyiydi ama çok basit anlatmış yazar bu sefer olayı.. Aşklarında da pek tutku yoktu bence.. herşey çok çabuk oldu bitti yada çok uzadı onu bile çözemedim. =) kafa karıştıran bir kitaptı yada benim ruh halim karışıktı bilmiyorum ama başlamamla bitirmem bir oldu ve içimde keşke bitmeseydi ya dedirten bir duygu yoktu sonunda.. Hayal kırıklığıydı diyemem ama umduğumu bulamadığımı itiraf etmeliyim..
kitapların birbirini tekrar etmeye başladığını düşünüyorum malesef, ama yine de hala okunabilir biz yazar.
Rio yu okuyup üzülmemek elde değil.Çektiği acıların sadece Eva yla başlamadığını öğrenmek üzdü beni gerçekten.Neyse ki Dylan ile arasındaki alevlenen aşk öylesine temizdi ki...Eva nın gölgesi düşmedi üzerlerine.Çok ama çok sevindim onlar adına.Belki de seri boyunca en hareketsiz kitaptı ama içindeki duygu yoğunluğu çok güzeldi.Hiç sıkılmadan bitirdim.Rio ve Dylan benim için özelsiniz.
İyi okumalar canlar :)
http://kitaptutkum.blogspot.com/2012/12/gece-yars-serisi-gece-yars-cglg-lara.html
Not: ayrıntılı yorum blogumdadır.
Rio, çok sevdiği Soy Eşi Eva tarafından ihanete uğrayan bir vampirdir (ilk kitabı okuyanlar olayları çok net hatırlayacaklardır. Seriyi okumak isteyenlere haksızlık olmasın diye açıklama yapmıyorum. Çünkü ilk kitabın önemli olaylarından biri de buydu). Kendini herkese ve her şeye kapayan vampir ölüm yolunda ilerlemektedir. Dylan, ilginç olaylar yazan daha doğrusu paranormal olaylar yazan bir gazeteci. İkilimizin yolu gizli bir mezarlıkta kesişiyor. Aralarında olan bir olay sonucu Rio, Dylan’ın peşinden –hiç istemese de- gitmek zorunda kalıyor. Dylan’ın bir Soy Eşi olduğunu öğrendiğinde ise hem olaylar hem de Rio’nun aklı fena karışıyor. Vücudundaki yaralardan çok ruhundaki yaralar derin olan Rio’ya, Dylan yardım edebilecek midir? Kendisini vahşi bir yaratık olarak gören Rio’ya (yüzündeki ve vücudundaki yaralardan dolayı) Dylan yaklaşabilecek midir? Bence serinin bu kitabının aşk kısmı fantastik bir Güzel-Çirkin romanıydı. Kitabın diğer fantastik kısmından da biraz bahsedecek olursak; Soylular, hala Issızları avlamaya devam etmektedir. Bu kitapta, üçüncü kitapta karşımıza çıkan Kadim ve Dragon hakkında daha çok bilgi verilmektedir. Aslında Dragon’un asıl amacının ne olduğu anlatılmaktadır. Acaba soylu savaşçı vampirler bu amacı çözebilecekler midir?
Yazar, bu kitapta okuyucuya güzel bir sürpriz yapmış ve Soylu bir vampir ile Soy Eşi’nin bebek beklediğini yazmış! Ben okurken çok mutlu oldum. Özellikle serilerde, sevdiğim karakterlerin başka kitaplarda bu tür haberlerini okumak beni sevindiriyor. Hangi vampir ve Soy Eşi olduğunu yazmayım da sürprizi kaçmasın, merak edenlerde bir an önce okusun.
Seriyi kesinlikle tavsiye ederim. Lucan, Tegan, Dante, Gideon, Rio ve diğer savaşçıların maceralarını kaçırmayın!!
NOT: Beşinci kitap olan “Veil of Midnight”, Nikolai ve Reneta hakkında.
Keyifli okumalar!!
Gece yarısı nesli serisini uzun zamandır okumuyordum.
Rio'nun bedensel yaraları her ne kadar kendini toparlasa da yine de çok fazladır ve psikolojik açıdan da hiç iyi değildir.
Yorumumda spoiler olacak o yüzden hiç niye uyarmadın demeyin.
Dylan Alexander bir gazeteci ve arkadaşlarıyla gezintisi sırasında bir kadının ruhunu görüyor. Kadın ona adamın çok acı çektiğini kurtarmasını söylüyor ve onu bir mağaraya yönlendiriyor.
Bu mağara ise Kadimlerden birinin mezarı. Rio aklını kaybettiğinden aylarca orayı kapatmıyor. En sonunda tam da mağarayı kendi içerisindeyken patlamaktan emin olduğunda kadın kahramanımız içeriye giriyor.
Olaylar sonucunda Dylan fotoğraflarla kaçmaya başladığında Rio ölmekten vazgeçerek, fotoğrafların türünün sonunu getirebileceğini bilerek peşinden gidiyor.
Andreas Reichen ile bu kitapta da karşılaşıyoruz kendisini son derece merak ediyorum.
Kadim hakkında çok şaşırtıcı gelişmeler oluyor. Ve bir de Rionun adı gerçekten Rio değilmiş çok değişik bir şey yani okuyan anlar.
Eva hakkında çok kötü düşüncelerim vardı ama bu kitapta yaptıkları ve Dylan'a son kez görünüşü, üzüldüm kadına ne olursa olsun.
Güzel bir seri, güzel bir kitap. Keyifle ve oldukça hızlı bir şekildr okudum.