Cybill Campbell ve Preston McQuinn'in hikayesini anlatan kitap The MacGregors Serisinin 11. kitabı.
Grant Ve Gennie'nin kızı olan Cybill, Daniel MacGregor'un sahibi olduğu bir apartmanda karikatürist olarak yaşamaktadır. Hem komşusu hem de en yakın arkadaşı olan Jody sürekli Cybill'in bir sevgili bulmasını söylemekte hatta onu birileriyle tanıştırmaktadır. Cybill'in karşı dairesine taşınan Gizemli komşu ile ilgili teoriler üretmektedirler ayrıca. Cybill daireden gelen müzik sesi yüzünden komşusunun yetenekli ama işsiz bir müzisyen olduğunu düşünmektedir. Ve ona kurabiye pişirip yardımcı olmaya karar verir.
Gizemli komşu Preston McQuinn ise sahildeki evinin tadilatı yüzünden bir dostunun tavsiyesi ile -O dostun kim olduğumu malum :D- bir süre apartman dairesine yerleşir. Yeni eserini yazarken istediği son şey meraklı ve yardım sever komşulardır.
Cybill ise onun ne iş yaptığını öğrenmek için bir gece peşine bile düşer Sonunda Preston çekici ve iyilik sever komşusuna dayanamaz ve ondan etkilenir, hem bir süre biriyle takılmaktan ne çıkar ki :/
Cybill McQuinn ile çok iyi vakit geçirirken karikatürleri içinde bol bol malzeme bulur. Tesadüf eseri Cybll McQiunn'in ünlü oyun yazarı olduğunu öğrenince ondan uzak durmak için çabalar, ancak ona aşık olmuştur bile. Preston'un geçmişte yaşadığı acı bir aşk Cybill ile olan ilişkisine de zarar verir.
Bir daha aşık olmak istemeyen Preston, Cybill'in doğallığına ve çekiciliğine kapılmıştır bile.
Büyükbaba olarak karşımıza çıkan Daniel, çöpçatanlık huyundan hala vazgeçmemiş halde Grant'ın Gennie ile kızı hakkındaki diyalogları harikaydı. Okurken koptum resmen =)
Seri içinde bu kitabın benim için ayrı bir yeri var. Bu kitabı bir kaç yıl önce tesadüfen okumuştum ve okuduktan sonra günlerce çizim yapmak için uğraşmıştım hatta o günlerden kalan karikatür denemelerim bile var =)
Şuan da piyasada bulamazsanız da Harlequin yayınları ilerleyen zamanlarda bu kitabı ve serinin başka bir kitabı olan Utangaç Milyoner'i tekrar basacağının haberini verdi. Okumak isteyenler için kesinlikle güzel bir haber.
The MacGregor Serisinden bir hikaye daha. Daniel MacGregor sen inanılmaz bir adamsın. Her şeyi ayarlayıp gerisini doğa kanuna bırakıyorsun.
Gizemli Komşu Genieve ve Grant Campbell'in kızları Cybil'in hikayesi idi...Yine iki sanatçının aşkı..YineDaniel McGregor ve her şeyi planlayıp birbirlerine uygun gördüğü iki kişi Preston McQuinn ve Cybil Campbell'i bir araya getirmesi hiç de zor olmadı..
Şimdiye kadar da bu koca İskoç yanılmadı ve maya tuttu..Preston tam da Grant Campbell'e benzeyen bir adamdı.Oğlu olsa bu kadar benzemezdi sanırım..Ve Cybil sanki mum ile aramış gibi koca ülkede bu adama aşık oldu..İşi de oldukça zordu..Kendisi ne kadar dış dönük ise Preston o kadar içe dönül bir insandı..
Preston'un geçmişten gelen korkuları vardı onlar ile baş etmesi kolay değildi ki bunu ancak Cybil ile aşabilirdi..Mükemmel bir hikaye idi ama çok kısa idi keşke biraz daha uzun olsaydı.. Çok severek okudum...Tavsiye ederim...
http://illekitap.blogspot.com/2013/08/nora-roberts-gizemli-komsu.html
Bir Nora klasiği daha bitti. Bu kadının kalemini sevmeyen var mı acaba merak ediyorum. Cidden güçlü bir kalemi var ve okuru kendinden geçirtiyor.
Her neyse bu kitabı aldığımda okuyacağım Nora karakterlerinin MacGregor ailesiyle bağlantılı olacağını hiç tahmin etmezdim. Meğersem seriye dahil olan bir kitapmış. Aslında kısmen bağlantılı çünkü bir MacGregor'un hikayesi değil... Dıdısının dıdısının dıdısı cinsinden bir tanışıklık var ama olsun yine de MacGregor'ları duymak, görmek daha da önemlisi Daniel'i okumak harikaydı :)
MacGregor ailesi taptığım bir aile :)
Kitabın beğendiğim beğenmediğim hatta yazarın diline falan girmeyeceğim. Zaten Nora'nın kalemini gerek blogumuzda gerekse diğer sosyal medyada yeterince duyuyor, okuyorsunuz. Bu yüzden bu kısımları es geçiyorum.
Kitabın konusu kısaca dahi bahsetme gereği duymuyorum çünkü Harlequin öyle bir arka kapak yazısı yazmış ki bildiğin kitabı özetlemiş. :)
Ahh bu arada kitapta sevmediğim bir yer var onu söylemeden geçemeyeceğim. Biliyorum o kısmı atlayacaktım ama bunu içimde tutamam. Kitap çok kısaydı. Tadı damağımda kaldı.Keşke daha uzun olsaydı dedim. İşte sevmediğim tek nokta kitabın kısalığıydı. Romandan çok kısa bir hikaye ya da film tadındaydı.
Kitapta en zevk aldığım yer Daniel MacGregor'un olduğu satırlardı. Hele onu büyükbaba olarak okumak paha biçilemezdi.Zamanında çocuklarına yaptığı çöpçatanlığı şimdi torunlarına yapmıyor mu bitiriyor beni. Bu adam harika...
Allah bana da öyle bir kayınpeder versin hehe :))
Cybiş'in neşeli, cıvıl cıvıl, ele avuca sığmayan ev aşırı konuşkan tavırlarına karşılık Preton'un sakin, sessiz, ciddi ve suratsız halleri kelimenin tam anlamıyla "zıt karakterler birbirini çeker" sözünü anlatıyor.
Kitapta oldukça eğlendiğim iki yer vardı onları da anlatıp yorumumu bitiriyorum.
Cybil'in erkek kardeşi geldiğinde Preston'un onları birbirine sarılmış gördüğünde kıskanması ve Preston ve erkek kardeşinin yalnız kaldığında aralarındaki bakışmanın ardından gelen sözler beni çok güldürdü.
Bir de eğlendiğim diğer yer ise Preston'un Cybi'in kıymetini anlayıp da romantik bir tutum sergilediğinde Cybil'in "Sende kimsin be adam? Ve Preston'ın vücudunda ne arıyorsun?" demesi... harikaydı çok güldüm. Ayrıca laf açılmışken Preston'ın romantik tavırları çok şekerdi. İç çektiren cinsten.
Yine tutamadım kendimi ve çok konuştum. Bu yüzden yorumumum bitiriyorum ve herkese tavsiye ediyorum.