Yazarın ilk kitabı değil ama benim okuduğum ilk kitabıydı “Gizemli Yabancı " Kitap ilk başta ismi ve konusuyla ilgimi çekmişti o nedenle alıp okumaya karar verdim. İlgimi çektiği kadar tatmin etti mi orası tartışılır, kısaca konusundan bahsetmem gerekirse ; Zeynep, arkadaşı ile birlikte yaptığı kısa bir Balkan tatilinde başına gelen bir olay yüzünden gizemli bir yabancı’nın peşine düşüyor, fakat ben olayların çok çabuk gerçekleştiğini yani aceleye geldiğini düşünüyorum. Özellikle Zeynep'in sırf gizemli yabancıyı bulana kadar yaşadığı bir sürü karışıklığın ardından, onun doğru kişi olduğunu tespit etmesi için de her yolu mübah sayması ve bir anda havada uçuşan ilan ı aşklar açıkçası bir an neler oluyor havasına girdim. Yani bu ay biraz kitap okuma konusunda bir isteksizlik vardı üzerimde ama ha gayret, yılı kitap okumadan kapamayalım dedim ve bu kitapla başladım ama hüsrana uğradım.
İlk defa okuduğum yazar, gayet akıcı bir anlatımla keyifle okunabilecek güzel bir romantik komedi. Bol bol diyaloğu olması ayrıca artı idi benim için. İki yakın kız arkadaş olan Remziye ve Zeynep bir gezi turu ile Balkanlar 'ı gezmeye çıkar. Onlar gezerken okuyucu da onlarla gezmiş gibi oluyor yazarın güzel sıkmayan betimlemeleriyle. İşte her şey onların üç kimliği belirsiz adam tarafından, tur otobüslerinin Makedonya ' da kaçırılması ile macera başlar. Yer yer bazı bölümlerde hızlı geçişler olsa da güzeldi.
Öncelikle belirteyim kitapta bol bol Balkan turu yapıyoruz, yani Kavala şehrinden başlayıp Aleksander Nevski Katedraleden çıkıyoruz :)
İki yakın arkadaş Zeynep ve Remziyenin çıktıkları Balkan turu daha başlamadan korku dolu anlara sahne oluyor, kendilerine "Arnavutluk'un Özgürlük Savaşçıları" adını verdikleri silahlı ve yüzlerinin yarısı bir örtüyle kapalı bir grup tarafından otobüslerinde rehin alınıyorlar.....
Savaşçılardan biri, koyu mavi gözleri olan, derin ve öfkeli bakışlı bir adam Zeynep'in dikkatini çekiyor, fakat adamın gizemini çözemeden savaşçılar onlari zarar vermeden bıraktıklarında, turlarına devam ediyorlar, fakat ne tuhaftir ki zeynep seyahat sırasında aynı adamla iki kez daha karşılaşıyor tabi o olduğunu tahmin ediyor diyelim, özellikle gözleri ve bakışları kıza cok tanıdık geliyor, ve asıl bomba İstanbul'a geri döndüklerinde ayni adamı tekrar görmeleri ve dahası Zeynep'in adamın kim olduğunu öğrenmeye kafayı fena halde takması.....
Okurken merak ediyorsunuz, ya ortada iki farklı hayat yaşayan tek bir adam var, ya da birbirine benzeyen iki farklı adam var :)......
Keşke kitap daha uzun olsaydı, betimlemeler ve konuya daha derin bir yaklaşımla cok daha iyi olabilirdi, ama bu haliyle de fena değil :)