Ben daha hiç Yaşar Kemal kitabı okumadım (utanma ifadesi) ama eserlerine başlamadan önce kendisini az da olsa en yakın dostunun gözünden tanımak şarttı. Hem Livaneli kalemi hem de Yaşar Kemal... Bir çırpıda biten bir kitap. Anılarıyla yer yer üzdü, yer yer güldürdü...
Bu vesile ile bir kez daha büyük yazarımız Yaşar Kemal'i burdan rahmet ile anıyorum...
Kendisinin bir sözü ile: "O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler gittiler."
yaşar kemal hakkında yazılmış bir güzelleme... zülfü livaneli yaşar kemalle olan dostluğunu çok güzel anlatmış.
mesela ben yaşar kemal'in Atatürk'ü sevdiğini, bölünmeye karşı olduğunu,barıştan yana olduğunu, mitterand'la dost olduğunu,nobel'e aday olduğunu, bir sürü ödüle sahip bir yazar olduğunu bilmiyordum. bu kitapla öğrenmiş oldum ve yaşar kemal'in ince memed'ini merak etmeye başladım..
yaşar kemal gerçekten de nobeli hakeden bir yazar... orhan pamuk'tan eksiği yok hatta fazlası var diye düşünüyorum...
yaşar kemal'in; fırat suyu kan akıyor baksana, karıncanın su içtiği, tek kanatlı kuş, çakırcalı efe, yılanı öldürseler adlı eserlerini okudum.. bir ada hikayesinin devamı sıktığı için seriyi tamamlayamadım.
incelememi zülfü livaneli'nin şu sözüyle tamamlamak isterim...
işte söz sanatının gücü. boşuna kuran "oku!" emriyle, incil "önce söz vardı!" cümleleriyle başlamıyor. önce söz vardı, sonra da söz olacak.
Yaşar Kemal’in ne kadar büyük bir yazar olduğu inkar edilemez elbette. Ama bu kitap ona övgüler düzmek için kaleme alınmış adeta. Zülfü Livaneli, yakın dost olduğu yazarı anlatırken objektif davranamamış. (Böyle bir kaygısı oldu mu bilemiyorum tabi.) Sonuç olarak şunu söylemek isterim bu kitabı okuduğunuzda Yaşar Kemal’i tanımış değil, Livaneli’nin bakış açısıyla Y.Kemal hakkında bilgi sahibi olmuş oluyorsunuz. Sürekli kendini tekrar eden, diliyle zihninizi yormayacak, bir çırpıda okunacak bir kitap. Okunmasa kaybedilecek bir şey yok. Zira Yaşar Kemal hakkında pek çok bilgiye başka kaynaklardan pekala ulaşabilirsiniz. Ancak Livaneli severler tarafından ilgiyle okunacaktır.