Debbie Macomber’in “Gül Limanı Otelini”, bitirmiş bulunmaktayım .Öncelikle,çevirisi , çok güzeldi,akıcıydı .Bazı yerler de minik yazım hataları yok değıldı ama bu kitabın okunmasını zorlaştırmıyordu .
Kitapta; Jo Marie Rose adlı bir kadının ,kocasının ölümüyle birlikte ,bir otel satın alması ve bunun akabinde gelişen olaylar; müşterilerin (Josh ve Abby) yaşadıkları acı- tatlı olaylar ,aile ilişkileri,arkadaşlık , dostluk ,aşk ,anlatılmış.Anlatılırken olaylar arasında hiçbir kopukluk yok .
Okurken çok büyük bir keyif aldım .Orjinal kapağın kullanılması ve kapakta ki renk uyumları da hoşuma gitti.
Debbie Macomber , benim en sevdiğim yazarlardan bir tanesi. Bu kitabıyla da bir kez daha ona olan sevgimi arttırdı .
Epsılon Yayınevine ,bu kitabı çıkardıkları için ,çok teşekkür ederim .Serinin ikinci kitabının en kısa zamanda çıkmasını temenni ediyorum .
Okumayanlara ,kesinlikle tavsiye ederim .Saygılarımla…
Debbie Macomber ın 2. kitabıydı okuduğum, çok sürükleyici bir tarzı olduğu söylenemez ama, kitabı keyifle okudum.
Debbie Macomber kitapları dünyada 150 milyondan fazla satıyor, genelde çok satanlar listesinde.Beni kitaplarına çeken yan burdu tabii :) En lerim arasında olmasa da, farklı bir tarz, güzeldi...
Debbie Macomber’ı önce kitaplarının çok satmasıyla, özellikle de ünlü serisiyle merak etmiştim. Ancak seriyi alıp daha başlama fırsatını bulamadan, kapağıyla bana çok sıcak gelen ama ilk başta Macomber’a ait olduğunu bilmediğim Gül Limanı Oteli’ne başlar buldum kendimi… Tam bir keyif, dinlenme romanı benim için…
Meraktan öldüren bir tarafı yok konunun ya da konuların, sonu nasıl bitecek merakıyla yakıp tutuşturmuyor. Ama kendinizi konuların akışına bırakıp sürükleniyorsunuz. Sıkmadan anlatıyor, çok sade… hayatın içinden, size, bize dair şeyler… Günlük okur gibi okuduğumu hissettim. Hatta “Tavuk Suyuna Çorba” öykülerinin tadını yakaladım. Hatta Digitürk Family tadındaki filmlerin tadında da diyebiliriz ki, yazarın iki romanı benzer bir kanalın en çok izlenilenleri olmuş.
Romanın seri olacağını bilmiyordum. Son cümle de bittiğinde, “sen seri olmayı hak ediyorsun, yoksa..?” dedim. Sonra internet yorumlarında seri olacağını öğrendim ve bence çok keyifli bir seri olacak.
Yazarın anlatımı ve çeviri kolay okunmasına yardımcı oluyor ancak okumayı zorlaştırmasa da, birçok yerdeki imla yanlışlıkları fazlasıyla fark ediliyor.
okuduğum Küçük Mucizeler Dükkanı Serisinden sonra doğrusu büyük hevesle kitabı aldım ve okumaya başladım. Ancak gerçekten hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Ne ilgi çekici hikayesi var ne de merak uyandıran akıcılığı....Konular ve karakterler biraz havada kalmış gibi....okunmasa da olabilir bir kitaptı bence...
Ilk kez bi macomber kitabi elimde surundu. Okurken bikkinlik verdi gercekten. Uzun bir sure debbie'yi okumayacagim.
durup dururken niye ağladığımı çözemediğim sayfaları oldu.. Okuyorum ama nasıl içime işlediğini farkedemedeim bitirene kadar..
Öyle birşey ki göz yaşlarınız sizden sorgusuzca akıyor.. görünüşüm bulşanıklaştığında anlıyorum ağladığımı.. o kadar hafif bir şekilde sızıyorki ruhunuza anlamıyorsunuz bile.. bu benim ilk debbie kitabımdı ve sanırım son olmayacak.. Yeni bir soluk ve heyecan geldi hayatıma, belirlenmiş rutinlerin dışına çıkmak ve debbie ile tanışmak mükemmeldi.. beklentimin çok ötesindeydi açıkcası.. tek bir kelime ile ruhunuzu hapsedecek bir roman..
Debbie Macomber // Gül Limon Oteli
Klasik Debbie Mocamber kitabı olduğunu söyleyerek başlıyorum yorumuma..
Ve yine klasik olarak okuruna bıraktığı etki dahi aynıydı diyebilirim. Her bir karakterin hikayesi ayrı ayrı merak edilen cinstendi.
Bu yazarı çok seviyorum,insanın içine işleyen ve bam teline isabet eden ifadeleri ve duygu aktarımı var yazarın.. Ama sanırım biraz farklılık istiyor insan, sevdiği yazarı okurken. Küçük Mucizeler Dükkanının mekan zaman ve kişiler farklılığını okumak,kendimi tekrarlamak gibi geldi bana.
Keşke yazarın tek kitaplarını yada farklı kurgusu olan kitaplarınıda okuyabilseydim demekten alamadım kendimi..
Ama yine söylüyorum bu yazarı çok seviyorum ♥ ve serinin devamını da okumayı bekleyenlerdenim....
Jo Marie Rose eşini kaybettikten sonra hayatında değişiklik yapmak adına Sedir Koyuna taşınmaya ve satılığa çıkmış küçük bir otelin işletmesini eline alır..
İşe otelin adını eşinin soyadını düşünerek GÜL LİMAN OTELİ olarak değiştirir.
İlk iki müşterisi John ve Abby dir.
İkiside Sedir koyunda doğup büyümüş ve başından geçen trajedilere dayanamayarak koyu terk ederler. Yıllar sonra geriye dönmelerinde geçerli sebepleri vardır. Tıpkı bırakıp gitmeleri gibi.
Çok kısa süre kalacaklarına kendilerini inandırsalarda geçmişle aralarında kalan hesaplaşmalrını Gül Liman Otelinde kaldıkları sürece bitirmmeye kararlıdırlar...
Peki hesaplaşabileceklermidir bu kısmı bilinmez, sizler okuyarak şahit olacaksınız.
Debbie Mocamber sevenlere tavsiye edeceğim bir hikayeydi diyebilirim. Ama daha çok Küçük Mucizeler Dükkanını okumayanlara tavsiye ederim :) Zira okurken karşılaştırma yapmamamak elde değil..
SeRpiL...
Bu kitabı okurken inanılmaz sıkıldım.Bekledim belki akıcı hale gelir diye ama okurken ömrümü yedi.Bitmek bilmedi.Okumak isteyenlere tek tavsiyem kitaptan fazla bir şey beklemeyin.
Keşke bitmeseydi diye üzüldüğüm bir kitap daha diyebilirim. Pembe roman diye adlandırdığım romanları sevdirmeyi başaran kitap.
Yazım hataları biraz canımı sıktı okurken ama genel itibariyle zaman geçirmelik hoş bir kitap olmakla birlikte diğer kitaplarına nazaran biraz daha sönük kaldığı , bazı tesadüflerin fazla zorlandığı kanısındayım.