4 aşık serisinin ilk kitabı Günahkar aşık iyi bir historicaldi. Leydi Emeline ve Samuel arasında güzel bir aşk hikayesi vardı. Samuel'in, Emeline'yi kandırma çabaları hoştu. Erkek karakter, kadın karaktere daha düşkün ve daha aşıktı. Samuel’in, Danny’e (Leydinin oğlu) olan davranışları güzeldi. Hikayenin savaş ve hain arama kısımlarıda merak uyandırıcıydı. Aslında kitabın en başından ben belirlemiştim kafamdaki haini :D
Elizabeth Hoyt favori yazarlarımdan ama ben Prens Serisini daha çok beğenmiştim. Umarım ki bu serinin diğer kitapları da beni Prens Serisi kadar etkiler. Çünkü bu kitapta maalesef ki o etkiyi yakalayamadım.
Serinin diğer kitapları:
2. kitap : To Seduce a Sinner: Melisande Fleming ve Lord Vale hakkında. Bu kitabı merakla beklemekteyim. Leydi Emeline’nin eski nişanlısı ve Lord Vale kahramanlarımız. Lord Vale’yi ilk kitapta pek sevmedim belki ikinci kitapta sevebilirim. Kendisini sevmememin sebebi tabiî ki de ikilimizin arasına girmesi :)
3. kitap: To Beguile a Beast. Kahramanlarımız Sir Alistair Munroe ve Helen Fitzwilliam.
4. kitap: To Desire a Devil. Kahramanlarımız Reynauld St. Aubyn ve Beatrice Corning. Bu kitabın kahramanlarını okuyunca resmen şok oldum. Birinci kitapta öldüğü sanılan Emeline’nin ağabeyi meğerse yaşıyormuş ve yedi yıl sonra geri dönüyor. :) Bu kitabı daha daha çok bir merakla beklemekteyim.
Keyifli okumalar…
Elizabeth Hoyt // Günahkar Aşık___Admininiz Serpil Kır YORUMU
Yazarın şimdiye kadar iki kitabını daha okumuş ve hayran kalmama yetmişti… Özellikle de Çirkinin Aşığı kitabını üç kez okumuş birisi olarak diyebilirim ki GÜNAHKAR AŞIK kardeş kitabına rakip oldu bile :)
Çok beğendim,bazı yerlerde tüylerim diken diken oldu… Kime üzüleceğimi yada sevineceğimi bilemediğim öyle anlar oldu ki, kitabı bırakma dürtüsüne karşı koydum.
Yazarı anlatmama gerek yoktur sanırım,zira sevmeyeni olmadığını düşünüyorum. Siz lerde en az benim kadar tanıyor ve severek okuyorsunuzdur. Ama değinmek istediğim bir nokta var,her okuduğum kitabında hikaye içinde hikaye sunuyor olmasını ayrıca seviyorum bu yazarın. Daha öncekilerde olduğu gibi bu kitabında da DEMİR YÜREK adlı mini hikayeyi armağan etmiiş yazar bizlere…. ♥
Kitap dört hikayeden oluşan bir seri. “ Dört Asker Serisi “ nin ilk kitabı Günahkar Aşık…
Spinner’s Faals’ta yaşanılan katliamdan kurtulan Samul Hartley Amerikanın sömürge topraklarından,savaş sırasında pusuya düşmelerine ve bir çok yakın arkadaşını kaybetmesine neden olan facianın sorumlusunu bulmak için aristokratlar şehri Londraya gelir.
Nerden başlayacağını gayet iyi bilmektedir ama öncelikle cemiyete kendini kabul ettirmelidir. Ve bunun için kızkardeşine bir şaperon bulması ve sosyeteye takdim edilmesi gerekmektedir.
Emeline bunun için en uygun kişidir. Ama öncelikle soğuk ve dik başlı,kuralcı leydiyi ikna etmelidir. Ayağında mokesan ayakkabılar ve bacaklarındaki tozluklar ile zor olsada başka şansı yoktur. Londranın kuralcı ve kıstlıyıcı yaşantısı kendisine göre olmasada pusuya düşmelerine neden olan kişiyi bulmak ve kabuslarından kurtulmak için katlanmak zorundadır.
Şansa bakın ki Emeline’nin nişanlısı Kont Vale de bu katliamdan Samuel ile birlikte kurtulanlar arasındaydı. Artık arayışlarında ylnız değildir.
Emeline karşı hissettiği tutkuya engel olmak istesmesine sebep bir çok neden vardır. En önemliside kendisinin sömürge topraklarına,Emeline ‘nin ise Londranın şaşalı hayatına alışık olmasıdır. Peki buna engel olabilecekmidir? Ve kabuslarına sebep olan kişiyi bulabilecekmidir.
Soruların cevabı satırlarda gizli elbette….
Okurken büyük keyif alarak okuduğum,her sayfasında ayrı heyecan duyduğum mükemmel bir kitaptı…
Hem yazarla hem de bu seri ile tanışmak için çok beklememenizi tavsiye ederim…
SeRpiL….
Dört kitaplık bir serinin ilk kitabı..Çok severek okudum Şimdiye kadar yazarın okuduğum kitaplarının hepsini beğenerek okudum..Günahkar Aşıkda da kural bozulmadı çünkü bu kitabıda çok beğendim..Yazarın belli bir standardı var asla altına düşmüyor..Günahkar Aşık da çeviri mükemmel derecede akıyor idi..Söylememe gerek varmı tabii ki Seden Gürel farkı vardı bu kitapta da ..Ama ta başından beri eleştirdiğim kapağı kitabın tek eksisi idi..Bu kapak ile hem yazar hem hikayeye büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum...
Romanın karakterleri tam birbirinin zıddı idi..Okurken çok severek okudum..Karakterlerin içlerindeki hesaplaşmaları yazar çok güzel işlemişti..Spinner Falls savaşı gazisi Samuel Hartley ve bu savaşta oğlan kardeşini kaybeden Leydi Emeline Gordon birbirlerinin tam anlamı ile zıd karakterleri yazar hikayeye güzel adapte ettirmişti..
Samuel yeni dünyayı simgeliyor idi Leydi Emeline ise eski dünyayı ..Samuel'in kızılderili makoseleride romanda oldukça dikkat çekiyordu...Özellikle Lady Emeline'nin..
Samuel Londra'ya birazda Spinner Falls savaşında tüm birliğe ihanet eden kişiyi arıyordu..Onunla hesaplaşmayı planlıyordu..Çünkü yüzlerce siah arkadaşı gözünün önünde hunharca katledilmişti..
Ama Londra'ya gelirken de peşine kız kardeşi Rebecca'nın da takılmasını engelleyememişti..Rebecca'nın sosyetede kendine yer bulmasını sağlamak için şaperonluk yapan Leydi Emeline'den yardım ister ama ikili arasından kelimenin tam anlamı ile kıvılcımlar çakar..
İki tarafında korkuları vardır..Emeline arka arkaya kaybettiği ailesi,eşi son olarak da ağabeyi yüzünden hayatta tek başına kalmış ayakta kalma mücadelesini kazanmış güçlü bir kadındır..
Samuel ise savaşda yaşadıkları yzüzünden hem ruhen hem bedenen yaralanmış bir askerdir..Emeline'i görür görmez ondan çok etkilenmiştir..Başlarda birbirleri ile olan çekişmeleri sonradan tutkulu bir aşka dönüşecektir..Emeline bir daha bağlanmamak ve onu kaybetme korkusu yaşamamak için elinden gelen her türlü engeli ortaya koysa da bu çekimden o da sonunda kaçamayacak hale gelecektir..
Hikayede bölüm başlarında Demir Yürek Masalı da çok güzeldi..Bölüm başlarında onu da severek okudum...
Şimdi sıraa Bana Aşkını Söyle'deee.. Hala okumayan varsa Tavsiyemdir!!...
Samuel Hartley'in annesi kız kardeşini doğururken ölmüş babası da birkaç ay sonra ölmüştür. Babasının erkek kardeşi ve eşi kardeşine bakmış oda yatılı okula gönderilmiştir. Spinner’s Faals’ta yaşanılan katliamdan kurtulmuştur ama etkisinden hala kurtulamamıştır. Savaşta saldırıya uğramışlardır yerlerinin tesadüfen bulunmadığını ihanete uğradıklarını düşünür. Bu haini bulmak için Amerika'dan çok yabancısı olduğu farklı olduğunun hissedildiği Londra'ya gelir. Yanında kardeşini de getirmiştir.Kardeşi ile Londra'da üç ay kalacaktır. Çoğunlukla işlerle meşgul olduğundan kardeşinin eğlenmesini, yaşıtı hanımefendilerle tanışmasını ister. Londra sosyetesine kabul edilmesi için yardıma ihtiyacı vardır. Kardeşinin sosyeteye girebilmesi içinde bir hami bulması gerekiyordur ve o kişi Emeline Gordon olur. Emiline'nin evinin yanında ki evi kiralamıştır ve karşısına çıkıp onu da kiralamak istediğini söyler.
Emeline karşısına çıkıp kardeşini balolara ve partilere götürecek birine ihtiyacı olduğunu söyleyen Samuel'in teklifini önce kabul etmez. Sadece sosyetenin en yüksek tabakasında ki hanımları alırdı. Samuel'in kardeşinin standartlarına uyacağını düşünmez ve kabul etmez. Fakat Samuel abisini tanıdığını söyler ve onun anısına buna yapacağını düşünmüştür. Abisi 28. alay katliamında öldürülmüştür. Abisi için teklifi kabul eder.
Emeline duldur, oğlu ve teyzesiyle yaşar. Arka arkaya yaşadığı kayıplardan sonra toparlanmaya çalışıp, kalan ailesine bakar. Hamilik sayesinde ikili sık sık bir araya gelir. Samuel hiçbir fırsatı kaçırmaz sürekli Emeline'nin yanındadır.
İkili birbirlerinden çok etkilenir. Samuel çok çabuk aşık olup duygularını kabullense de Emeline hemen kabullenemez. Emeline'nin bir nişanlısı var, sorumlulukları var üstelik büyük bir sınıf farkı var ama aşkta sınıf farkı ne kadar etkili olur bunu çok iyi gördüğümüz bir kitap.
Yazar sevdiğim yazarlardan ve uzun süredir bir kitabını okumamıştım gerçekten özlemişim.
Emeline'nin kaybetme korkusu ile bir daha birine bağlanacak kadar kendine güvenememesi Samuel'in inatçılığı, cesurluğu, savaştan aldığı duygusal yaralarıyla savaşı etkileyiciydi. Savaştan dönen yaralı erkeklerin yaralarını saracak birini buldukları hikayelere bayılıyorum. Ayrıca bölüm başlarında ki hikayede güzeldi yazarın bu özelliğini seviyorum. Nasıl bittiği anlaşılmayan güzel kitaplardan.