Polisiye, gerilim, gizem, fantastik, macera... Adrenalin seven biriyseniz bu kitap tam da size göre!
Hankah, kökleri yüzlerce yıl öncesine giden gizli bir rahmani örgüttür. Onun görevi, yeryüzünü nefsi çıkarları için yozlaştırıp, kana bulayanlara karşı mücadele etmektir. Kenan, bu örgütün yetiştirdiği elit bir kişi olarak, mücadelesini Kriminal Soruşturma Dairesi'nin başı olarak sürdürmektedir.
Her şey, Nazım Aktuğ isminde birinin cinayeti ile başlayacak ve soruşturma; Kenan ve ekibini çok daha derin, gizemli bir savaşın içine sürükleyecektir. Bu savaşın iç yüzünü bilen Kenan için bir diğer uğraşı da ekibini olabildiğince gerçeklerden korumak olacaktır. Ne de olsa bazı şeyler gizli kalmalıdır.
Kitap, oldukça doyurucu bir macerayı bizlere sunuyor. İki yıllık emek harcanmış ve her bir olay örgüsü ilmek ilmek işlenmiş. Karakterlerin her biri, kendine has yetenekleri ve kişilikleri ile özel. Birbirleri ile olan konuşmalarını çok sahici ve samimi buldum. İlişkileri yer yer öyle noktalara geldi ki sesli bir şekilde gülmeden edemedim.
"Sol değil mi?"
"Tabi sol! Böcek kusarak mı ölelim, Kürdan!"
Kitaba hızlı bir giriş ile başlıyoruz. Sonra o hız bir süre düşse de her şeyin yavaş yavaş yerine oturmaya başladığı noktada tekrar yükseliyor ve tam gaz devam ederek bize kitabı sonuna kadar zevkle okutuyor. Öyle sahneler var ki kimi kişi için ürkütücü olabilir. Bazı sahneler de insanı şaşırtıp, "Neler oluyor yav? Basit bir cinayet nerelere uzandı!" dedirtiyor. Eh, hiçbir şey göründüğü gibi değildir, öyle değil mi? :)
Hankah üyeleri kadar karşı taraftakiler de sıradan insanlar değil. Her kesimin kendine özel bağlantıları ve güçleri var. Örneğin; Hankah üyelerinden(bir sahnede göreceğimiz) Saltuk kardeş, sen ne ayaksın? O nasıl şerbetlenmeymiş öyle? dediğim kişiler var.
Elbet böyle bir savaşın ortasında eğlenceli ve heyecanlı olduğu kadar üzücü sahneler de yok değil. İpucu vermek istemiyorum ama bir kişiye hususi üzüldüm. Son ana kadar acaba bu özel becerileri olanlar tarafından kurtarılabilir mi falan dedim ama, nafile. Şimdilik elveda kardeş, yine de ümidimi hala koruyorum. Böyle kitaplarda her şey olur, malum. Kitabın sonundaki bir başka karakterin vedası daha oldukça şüpheli ve bir anda olması falan da benim kafamı kurcaladı. Kitabın devamı olacağına şüphem yok, bu yüzden neler olacak edecek, göreceğiz.
Kitabın dili genel olarak akışkan ve kurgu merak uyandırıcı. Bazı karakterlerin kimlerden esinlenildiğini, dikkatli bir kişi anlayabilir. :) Açıkçası yerli Dan Brown'lar ile karşı karşıyayız. Bu kitabın farkı ise metafizik öğelerin olmasıyla daha çarpıcı sahneleri barındırması. Tam filmi yapılacak bir kitap olduğunu tüm samimiyetimle söylemek isterim. Oldukça başarılı buldum. Okurken zevk aldım. İkinci kitabın yolda olduğunu umarım.
Elbette kitapta bazı eksiler de yok değil. İmla ve dil bilgisi hataları ve yayınevinin baskı hataları kitabın akışkanlığını yer yer olumsuz etkilemiş. Bir sonraki baskıda(inşallah olacaktır.) telafi edilecek bir durum olduğu için kimse canını sıkmasın. :)