Sürekli silahların patladığı, temposu hiç düşmeyen "macera dolu" veya bir şapkadan kişilik tahlilinin yapıldığı "çok zekice" polisiyelerden değil. Yozlaşmış bir sistemde çoğunlukla çaresiz kalan ve elinden geleni yapmaya çalışan gerçek, hasarlı bir dedektifin, Héctor Belascoarán Shayne'in yaptıklarını anlatan ciddi bir kitap. Doyurucu bir sonuca ulaşmıyor, okurun istediğini vermiyor, gerçek bir hikaye nasıl bitebilirse öyle bitiyor. Okurken bir an bile sıkılmadım. Osman Akınhay'ın çevirisi muhteşem.
Alıntı vermek adettendir:
“Bunun üzerine aklını çelen fikri hayalinde ellerinin arasında ezdi ve parmaklarının arasından dökerek azar azar kumlara bıraktı.” (s. 14)
“Dişlerinin arasında çiğnemek için biraz nefret gerekiyordu.” (s. 40)
“Hector’un bilmediği, Sıçan’ın henüz yirmi yaşındayken, göze aldığı riskler ve uymaya özen gösterdiği sadakatli ilişkiler sayesinde kendisini iktidar merkezine çıkaran tehlikeli patikada mesafe almasını sağlayan bir siyasal yöntem keşfettiğiydi. Kuralların durmadan değiştiği; insanların bu uğurda derilerini değiştirdikleri, başkalarının kıçlarını öptükleri, kanunlara karşı hileler geliştirdikleri, kendilerine hareket özgürlüğü tanıyıp en iyi pazarlıklara girmenin yolunu bularak en yüksek teklifi verenin yanında yer almaktan çekinmedikleri bir tür kişisel güç biriktirdikleri bir oyunu oynamayı öğrenmişti.” (s. 57)
“Bu yollarda hem güçlü hem hizmetkar, hem despotik hem uysal, hem zalim hem de cesur olmak gerektiğini öğrendiği söylenebilirdi. Taşakları en büyük sermayesiydi.” (s. 57)
“Unutmamak gerekir, gerçek orospu çocuklarının, ihtiyaç duydukları zaman daima kendilerine destek olacak bir iç sesleri vardır.” (s. 86)