İlk kez bir FMA kitabındaki kadın karakterden nefret ettim. Aysun bunu kendi elleriyle çabalaya çabalaya başardı. Hiç zorlanmadan. Vural'ın yüzü için her hissettiği tiksinme ile kendisinden nefret etmeme ön ayak oldu. Kitabı kızın kendini dünya güzeli sanıp da Vural'ın yaralarına laf etmesi yüzünden sevemedim.Ayrıca Gürkan'a da yazık oldu ya.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/03/fatih-murat-arsal-iki-renk-ask.html
Ve yeni bir FMArsal kitabı daha bitmiş bulunmakta. :) Özellikle üstüne basa basa diyorum ki... imzalısından hemde ;) hehe :) havamı atmadan olmazdı değil mi? :)
Fatih Mural Arsal'ın kalemine değinen bir yorum yapmayacağım, hemen hemen her kitabının yorumunun blogumda olduğu düşünülürse yazarın kitaplarını, kalemini sevdiğimi bilirsiniz dolayısıyla yazarın diline dair yorumu bu sefer es geçiyorum :)
Ohh! O kısmı atlattım şimdi yorumuma başlayabilirim :)
Kitabın kısaca konusuna değinerek yorumuma başlıyorum. Aysun, babasının çalışanlarından -en iyi çalışanlarından- biri olan Gökhan'a gönlünü kaptırmış, güzel, alımlı bir genç bayandır. Ailesinin yanına dönüp de babasının şirketinde çalışmayı planlamaktadır ama doğum gününü kutlayacağı haftasonu babasının yeni iş ortağı aynı zamanda Gökhan'ın amcası olan Vural'la tanışır. Aralarında başlarda kabul etmek istemediği bir çekim meydana gelir ve bu çekim bu ikilinin arasındaki alevi körükler!
Zaten asıl konu da o kısımdan sonra başlıyor! Kalp kırıklığı, hayal kırıklığı, isteksizce yapılan evlilik, aşka yelken açış... :))
Başka ne desem kitapla ilgili bilemiyorum... Imm… sanırım ilk defa Fatih Hocanın kitabına yorum yaparken zorlanıyorum. Normalde kendimi kaptırır döktürürüm de döktürürüm, ama bu sefer ne yazık ki öyle yapamayacağım.
Çok üzgünüm Fatih Hocam ama bu kitabınızı diğerleri gibi çok sevemedim. Neden bilmiyorum, ama bana diğerleri gibi eşsiz bir tat veremedi. Aşkı mı tam hissedemedim, yoksa karakterleri mi sevemedim de o yüzden kitaba ısınamadım bilemiyorum.
Aslında öyle bir hevesle başlamıştım ki kitabı okumaya, kuzenim okumuş anlata anlata bitirememişti kitabı. Bayılmıştı kitaba ve bana o kadar diyordu ki bir an önce oku çok seveceksin diye… ilk defa biri bana Fatih Hocanın kitabını tavsiye etti ki normalde tam tersi olur ben herkese tavsiye eder aldırırım, ama buna rağmen bu sefer çok sevemedim.
Yanlış anlaşılmasın! Kitap çok güzeldi, kesinlikle 3,5 puan vereceğim bir kitaptı ama dediğim gibi ısınıp, kendimi kaptıramadım nedense… olmadı ya…
Halbuki okurken Vural’ın tavırları oldukça hoşuma gitmişti, Gökhan’a son sayfalarda baya kızmıştım, ettiğini buldu demiştim… Aysun’a bir kere de itiraf et hislerini son ana kadar bekleme demiştim hep… ama kitabı bitirdiğimde diğer kitaplardaki gibi aklımda hep Vural ve Aysun yoktu.
Normalde ben bir FMArsal kitabı bitirdiğimde, Fatih Hocanın yazdığı mutlu son bana yetmez, ben kendimce o mutlu sonu ilerletirim… Kendimce kurgular yapar o karakterleri o kurguların içerisine sokarım ama bunda onu yapamadım. Olmadı… olamadı!
Ama… ne derler yiğidi öldür hakkını yeme… kapak tasarımı çok güzeldi, normalde yüz görünen kapakları pek sevmem ama bu tür kapaklar artık Fatih Hocanın kitaplarıyla bütünleşti :) Kitabın kapağındaki o kabartma dokusu çok hoş bir detay olmuştu, isim tam kitabın ismiydi hele ki Vural ve Aysun’un bir resmin önünde onu tanımlarken kullandıkları kelimeler düşünülürse süperdi! :)
Yorumum bu kadar, kusura bakmayın Fatih Hocam, ilk defa bir kitabınıza 3,5 gibi bir puan vereceğim :/
Ama söz sıradaki kitabınız yanılmıyorsam - en azından ben öyle olmasını umut ediyorum - Selim ve Ebru olacak ona bol yıldızlısından 5 vereceğim :)
hayatımda okuduğum en güzel romanlardan bir tanesi idi iki hatta üç ere okudum diyebilirim.
Aysun,babasının çalışanlarından Gürkan'a aşıktır. Babası şirketinde yeni bir ortak arayışına girmiştir ve bulduğu ortakta Gürkan'ın amcası Vural'dır.
Vural tüm ailenin sevgisini kazanır ama Aysun ondan hoşlanmaz.
Vural gri saçlı, baston kullanan, vücudunda da yanık izleri olan biridir. Aysun'a göre o yaşlıdır. Aysun onu itici bulurken bir yandan da çekim olur.
Aysun zaten söylenmemiş de olsa Gürkan ile ilişkisinin başlayacağına inanmaktadır. O böyle düşünürken ablası Ayça ve Gürkan iş ortamından sonra yakınlaşmıştır ve evlenmeye karar vermişlerdir. Bu durum Aysun'u üzse de ablası için sessiz kalır.
Gürkan Aysun'a yeniden yaklaşınca da Aysun Vural ile birlikte olduğunu ve evleneceklerini söyler. Böylece çifte düğün yapılır ve ikili evlenir.
Vural zaten aşıktır ama Aysun'un aşık olması, bazı durumları kabullenmesi o kadar kolay olmaz.
Vural'ın her istediğinin olmasını sevdim. Aysun sevemedim onu. Vural'a karşı başta ki tutumları, düşünceleri sonradan değişse de ilk hallerinden dolayı sevemedim bir türlü. Yazarın diğer karakterlerinden farklı bir erkek karakter ama hepsi harika.
Bir günde 600 sayfasını okuyup gözlerimin deli gibi ağrımasına rağmen bitirmek için çırpındığım şahane bir kitaptı :)
Yine Ankara Kitap Fuarı zamanında aldığım ve eve gider gitmez okumaya başladığım bir kitaptı İki Renk Aşk. Bu arada imzalı oluğunu söylemiş miydim 😊 Fatih Hoca ve imzada arkamda bekleyen kız o kadar meraklandırmışlardı ki beni başka şansım yoktu yani.
Haklılarmış! Fatih Hoca Facebook sayfasında ilk bölümünü yayınladığında ilgimi çekmişti zaten ama tamamını okumak başka tabi. Tempo bir an bile düşmedi tüm FMArsal kitaplarında olduğu gibi. Sonunda azıcık şok geçirmiş olabilirim evet. Vural FMArsal'ın diğer erkek karakterlerinden sadece fiziksel olarak değil kişilik olarak da farklıydı sanki. Yani diğer karakterler malum azıcık haşindi. Ama Vural hep geri planda kalmayı tercih etti. Yani Aysun ve Gürkan ikilisi için fazla emek harcadı yani. Tabi sebepleri vardı. Ah be yanık yüzlü güzel adam... Neyse o konulara çok girmiyorum.
Aysun'a ufaktan gıcık olduğum bölümler olsa da o da tatlış bir kızımızdı. Yani güzel ve iç ısıtan bir hikayeydi. Yalnız sonunda ne ağladım ha!
Kısacası FMArsal candır. Okuyun, okutun arkadaşlar