ilk aşk, ilk hayranlık, ilk yürek çarpıntıları, ilk hayal kırıklıkları ve gençlik duygu geçişlerini çok güzel vermişti bu kısacık kitabında turgenyev, bir solukta beğenerek okudum zinadia karakteri hayatındaki bütün mutsuzlukları beğenilme duygusundan gelen mutlulukla kapatmaya çalıştı ama en sonunda çok yanlış birine aşık olacağını düşünmedi, o aşkı hiç okuyamadık ama ufakta olsa çirkin yüzünü gördük, onca kişiyi parmağında oynattı ama havuzun başında onu bekleyenden şiddet gördü demek ki aşk gerçekten mantık işi değil
İlk Aşk'ı okumamın üzerinden sanırım en az 6-7 yıl geçti, o nedenle detaylı bilgi vermem pek mümkün değil. Sürükleyici ve bir çırpıda bitirdiğim bir aşk hikayesiydi.
İlk kez aşık olmanın verdiği heyecan ve ardından gelen derin hayal kırıklığı... Güzel kitaptı, okuyun derim.
İlk aşk güzeldir muhakkak, içe düşüren bir bakışsa başlatan bu aşkı ve dokunulmamış beyaz elleri varsa onun...
İnce uzun parmakları sonra; tıpkı bir hanımeli çiçeği gibi.
Ve paylaşmak acıdır yüreğinin onun için attığı insanı.
Hele de ilk aşkınsa; paylaşmak acıtır.
Ellerden gelen dertler asıyorsa sevdiceğinin yüzünü ve sen elin kolun bağlı seyreyliyorsan onun yokoluşunu...
Acıtır bu aşk.
Ne yazık ki sandığın kadar masum değildir güzeller güzeli.
Çocuk kalbinin masumiyetine ağır gelir gerçekler ama öğrenirsin.
Öğrenirsin; paylaşan yalnızca sen değilsindir,
çok sevdiğin annen de paylamaktadır 'sevgili babanı'.
Ve sevgili baban senin ilk aşkını çok üzmektedir.
Acıtır...
Çok güzel bir trajedi ama sonu bağlanamamış gibi olduğu için (yani bazı şeyler havada kaldığı için) tuhaf bir son olmuş. Lakin klasiklerin o korktuğum uzun uzadıya betimlemeleri yoktu bu yüzden çok memnun oldum. :)