Puanım :5/3,5-4
Bu tarzlarda daha iyi kitaplar okumuşken 4'ten fazla puan vermeye gönlüm razı gelmedi.
Marcelline, Sophia ve Leonie anlatan serinin ilk kitabı. Terzi dükkanı açmış bu üç kardeşin entrikaları ile donatılmıştı çoğu sayfalar.
Gerçi okurken Marcelline'nin dik duruşuna, azmine, kararlılığına hayran olmamak elde değil. Başladıkları ile geldikleri noktaları okuduğunuz zaman ' vay be helal olsun ' demeden duramıyorsunuz.
Rahatsız olduğum bir konu vardı mesela. Okurken sürekli Marcelline'ne Madam denmesi. Tamam kızın başından bir evlilik geçmiş ve ondan bir çocuğu olmuş olabilir ama kız baksan en fazla 25 yaşında. Tamam o dönemin toplumsal kuralları bla bla ama ben nedense ona Madam veya Bayan Norriot dendiğinde sanki kadın en az 40 yaşında falan gibi hissettim. Yani Madam Madam diyerek bu kadar gözümüze sokmalarına gerek yoktu.
6 yaşındaki kızı Lucie ise tam bir cin, tilki.. İstediğiniz sıfatı koyun ama çok sevimli yine de :)
Clevedon Dükü ise aslında bir bakıma 5 yaşından beri tanıdığı Leydi Clara ile nişanlı gibi. Ama son 3 senesini Londra'dan kaçarak hovardalık yapmaya Avrupa turuna gidiyor. Bu yüksek sosyeteyi anlamak güç. Herifin Avrupa'ya gitme nedeni belli ama kadın oturmuş elleri kucağında onu bekliyor. Niye beklersin ki o dışarıda gününü gün ederken. Bir de herif tutturmuş bir Clara'yı seviyorum nidalarını. O zaman Marcelline'e niye takarsın bu kadar? Heralde son sayfalara kadar erkek karakteri öyle seve seve okumadım.
Yazarın okuduğum ilk kitabı, biraz değişik bir havası var. Kadın karakterinin gücünü sevdim. O nedenle diğer kitaplarını da eminim en kısa zamanda tüketirim :)
Tavsiye ederim ;)
"Siz aristokratlar ne kadar iki yüzlüsünüz, sizin altınızdaki bir kadını sırf altınıza almak için peşinden koşmakta bir sorun görmüyorsunuz ama iş onu seçkin bir topluluğa sokmaya gelince, bunun düşünülmesini bile kabul etmiyorsunuz."
https://illekitap.blogspot.com/2020/05/loretta-chase-ipegin-fslts-dressmakers-1.html
Loretta Chase kitabı okumuşluğum var ancak üzerinden o kadar zaman geçti ki hayali olarak anımsıyorum bazılarını ama emin olduğum bir şey var ki o da yazarın kurgularını sevdiğimdi.
4 kitaptan oluşan The Dressmakers Serisi'nin ilk kitabıydı ve tahmin ettiğiniz üzere yazarın diğer kitapları ne yazık ki yayınlanmadı ve sanırım yayınlanmayacak da. Çünkü bu kitap 2014 basımı ve üzerinden 6 yıl geçtiği göz önüne alınırsa diğer kitaplarından umudu kesmek en mantıklısı olacak. Ama yine de ilk kitap güzeldi. Her kitap bir karakteri anlattığı için okuyabilirsiniz de.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; dünyanın en iyi terzisi olduğunu düşünen hak ettiği yere ulaşabilmek için çırpınan Marcelline Noriot, en iyisi olduğunu gösterebileceği ve Londra'da kendini kanıtlayabileceği bir hedefe kitlenmişti. Clevedon Düşesi'ni giydirmeye... bunun için de öncelikle Clevedon Dükü'ne ulaşacak, onun kendine seçtiği düşesin elbiselerini tasarlayacaktı ve sonrasında da Londra Sosyetesi'nin gözde terzisi olacaktı. Ancak hesaba katmadığı şey, Paris'te peşine düştüğü Clevedon Dükü'nden böylesine etkileneceği ve aşık olabileceğiydi. Üstelik bakmakla yükümlü olduğu iki kardeşi ve bir de küçük kızı göz önüne alınırsa bu aşk onun için iyi bir şey değildi. Bir de hayalleri vardı işin içinde...
Kitabın konusu, bu türün klasik konularından farklı olması çok güzeldi. Bazen değişiklik okumak bu türün severleri olarak hoş bir etki yaratıyor açıkçası.
Öncelikle Marcelline'in hayalleri, hırsları konusunda bu kadar azimli olması ve istediğini elde etmeden durmayacak olması muhteşemdi. Paris'te tasarımlarıyla yarattığı fırtına etkisini okumak güzeldi.
Clevedon ise... adam okuduğumuz klasik düklerden biriydi ama aynı zamanda bir farklılığı da vardı. Tam olarak farkı neydi isimlendiremiyorum ama okurken o farklılığı hissettiriyordu. Mesela çapkınlığını kabullenip bir kadının peşinde koşması olabilir, bir kadınla kumar masasına oturması kaybetmesi kazanması ya da her şeyi kabullenip tutkularını kadının üzerinde kullanması da olabilir... belki de gemide Marcelline hastalandığında onunla birinci elden ilgilenen kişi olmasından da olabilir... emin değilim ama farklıydı ve bunu okura hissettiriyordu.
Leydi Clara, Müstakbel Clevedon Düşesi ile yaşananlar çok tatlıydı. Marcelline'in Clara'nın dolabını gözden geçirişi bence kitabın en eğlenceli satırlarıydı. Bir de Leydi Clara, Marcelline'in dükkanına geldiğinde üç kız kardeşin Clara'yı denek gibi incelemesi de öyleydi. O satırlarda çok eğlendiğimi itiraf edeyim.
Küçük Lucie… Marcelline'in altı yaşındaki küçük kızı... bu kitabın bence en sevimli detayıydı. Cidden sanki yanımdaymış gibi sevesim geldi. Lucie'nin Clevedon ile diyalogları falan çok tatlıydı.
Kitabın sevdiğim kadar sevmediğim tarafları da vardı. Bunlardan biri de elbiseler hakkında verilen detaylardı. Anlatımlarda çok muhteşem elbiselermiş gibiydi ama nedense ben o anlatımı gözümde canlandırdığımda bana rüküşlük abidesi gibi geldi. Sanırım yaşadığımız dünyanın farklılığı bilemiyorum ama o satırlar açıkçası bana azıcık sıkıcı geldi.
Bir de edisyonu pek sevemedim. Öncelikle kelimelerde hatalar vardı tamam okurken düzgün okuyorduk falan ama hatasız değildi. Bir de sizlerdeki basım nasıl bilmiyorum ama bendekinde 340'larda falan okuduğum sahnenin aynısı ne yazık ki 360'larda bir yere daha yazılmıştı. Sanırım basımda bir karışıklık oldu. Çok alakasız bir yerde aynı sahneyi okumak açıkçası rahatsız ediciydi. Üstelik kitabım korsan değilken böyle bir şeyle karşılaşmak matbaada sorun oldu diye düşünmeme neden oldu.
Neyse...
Genel olarak kitabı sevdiğimi söylemeliyim. Serinin diğer kitaplarını da okumak isterdim özellikle Sophia'nın hikayesini...
Historical romans severlerin denemesini tavsiye ederim :)
Yazarı uzun zamandır okumamıştım tarzını unutmuştum bu kitap yazarı yeniden okumam için güzel bir seçim oldu çok beğendim kitabı.
Marcelline Noirot ve iki kız kardeşi dolandırıcı bir anne babanın kızlarıdır. Anneleri aslında bir soyludur ama öyle yaşamaz. Anne ve babaları birbirlerini dolandırıp evlenmişler daha sonra gerçekleri öğrendiklerinde ayrılmayıp başkalarını dolandırarak yaşamaya devam etmişlerdir. Dolandırıcılık ile geçen göçebe bir hayat yaşamışlar kızlarını da sık sık akrabalara bırakmışlardır. En son bıraktıkları yerde kadın terzi olduğundan kızlara işi öğretmiş ve eğitimleri ile ilgilenmiştir. Kolera tüm Paris'e yayılıp tanıdıkları hatta Marcelline'nin kocası da ölünce hiçbir şeyleri olmadan İngiltere'e dönmüşlerdir. Marcelline yıllarca kumar oynadıktan sonra kendi mağazasını açmıştır. Ülkenin en iyi terzisi olduğu konusunda da iddialıdır.
Yedinci Clevedon Dükü'nün Clara Fairfax ile doğumlarından itibaren evlenmeleri tasarlanmıştır. Resmi olarak nişanlanmasalar da herkes onların evleneceğini bilir. Düşes düğünün de yeni bir gardırop isteyeceğinden herkesin gözü de düşeste olacağından bu yeni müşteriyi elde etmeye kararlıdırlar. Üst tabakadan leydileri çekmek için büyük bir fırsat olacaktır bu.
Marcelline üç senedir Avrupa turunda olan dükün peşine düşer. Düşesini giydirmek için önce onu ikna etmesi gerektiğini düşünmüştür çünkü faturaları ödeyecek olan dük.
Clevedon Clara'ı çocukluğundan beri sever. Sürekli yazışırlar ve evlenmek için acele etmemeye karar vermişlerdir. Hayatına yön vermek için dönmesine yakın karşısına çıkan terzi ise tüm planlarını bozar.Daha ilk karşılaşma da birbirlerinden çok etkilenirler. Marcelline'nin dükü ikna etmek için uğraştığı dönemde yakınlaşırlar.
Marcelline istediğine sonunda ulaşır elbiseleri yapacaktır hatta ünü yayılmaya başlamıştır. Tabi bunun dışında dük ile olan yakınlığı dedikodularıda yayılmıştır. Fakat mutlu değildir. Hesapta olmayan bir durum ile karşı karşıyadır yeni doğan aşk.
Clevedon ise bir daha asla eskisi gibi olamaz. Ne zaman evlenme teklif etmeye hazırlansa yapamaz çünkü aklında başka biri vardır. Ne kadar yasak olsa yapmamalarının gerektiğin bilseler de birbirinden uzak duramayan bir çift var. Marcelline'nin kendisinden bile kurnaz bir kızı var çok tatlı iki kız kardeşi ailenin kadınları büyük küçük hepsi fena.
Çok güzel bir kitaptı çok sevdim olaylar,karakterler hepsi çok güzeldi. Sıradan hikayelerden sıkıldığım bir zaman da iyi geldi kitap. Çift arasında yoğun bir çekim var bu duygusal anlamda da hissediliyor. Öyle aksiyon dolu bir kitap değil hiç yormadan strese girmeden okunacak bir kitap. Her şeyden biraz var kitapta bu yüzden sıkılmadım. Aslında üç kardeşin başarı hikayesi gibiydi kitap resmen tırnakları ile kazıyarak gelmişler bu günlere. Tabi entrikasız,olaysız gelmediler. Okurken eğlendim diğer kardeşleri de merak ediyorum küçük kız ise ayrı bir olay.