Kitabın ismine bakarak aldım ve beklentim bu yöndeydi. Lakin okudukça İslamı değil İran medeniyetinin İslama katkısı konusunda bilgiler vermeye çalışan bir yazar karşıma çıktı. İslamı birleştirici konularında değil ayrıştırıcı konulara değinmiş. Yazarın hala Hz. Ömer'in İran'ın fethine o kadar içerlemiş ki karşısında görse bir kez daha öldürecek.
İslamda saygınlığı herkesçe bilinen şahıslara "hazret " ifadesini bile çok görmüş ve onlardan bahsederken sanki sokaktaki bir adama hitap ediyor. Sonra bunu bir tarihçi gözüyle baktığı için böyle söylediğini savunuyor. Bu durumda bazı insanların rahatsız olacağını baştan biliyor olmasına delalet etmez mi? Sonra Louis Massignon adlı bir Fransız yazarına gelince "prof" ünvanını takmayı ve onu yüceltmek için elinden geldiğince pohpohlamayı erdemlikten sayıyor. Ne büyük çelişki. Bence tamamen kasıtlı bir durum.
Sonuç olarak İslama farklı açıdan bakmak için önemli bir deneyim ama kitapta anlatılanlar İslama ait değilde günümüzdeki siyaset ve ırkçı bakış açısıyla aydınlanmamış tarihi kesitlerden bahsetmesi beni hayal kırıklığına uğrattı.