Ben beğendim. Ateizmin olmadığını anlatıyor. Allah'ı arayışını, onun olduğuna inanışı, ama inandığı, bulduğu, hissettiği şeyleri hristiyanlıkta bulamayışını anlatıyor
İnsanı sorgulamaya iten türden bir kitap.
İnsana "neden?" sorusunu yönelten cinsten bir kitap.
Hangi dine veya mezhebe sahip olduğunuzun hiç bir önemi yoktur.
Kitap sizi sorgulamaya teşvik edecektir.
Her yetişkin bireyin okuması gereken bir çeşit hayat reçetesi. Tolstoy yaşamış, düşünmüş, yazmış, ölmüş. Hayatının özünü ise bu kitapla geleceğe bırakmış. Okunmalı.
İnsanın günahlarını yazmak için bir meleğe ihtiyaç yok aslında ,demişliğim bu kitapla kesinleşirken Tolstoy'un cesaretine şöyle bir hayran hayran bakıyor insan..Ben baktım , insan mıyım neyim yoksa?:)
yaşamak ve intihar arasındaki çizgide bir kitaptır kendisi.
felsefi kitaplardaki kitabı kapatıp atma isteği ve sonrasında alıp bırakmadan okumak durumunu çok yaşadığım bir kitap..
defalarca okunan kitaplardandır. çünkü yalnız kalemle değil aklı başında fikirlerle yazılmıştır.
tolstoy'un hiç bir kitabını okumayıp sadece bunu okusanız yeterlidir bence. "hayatın anlamı nedir?" sorusuna cevaplar aramakta yaşadığı sıkıntıları anlatır. güzel de anlatır.
"Şimdi elimden gelen, geçip giden ve beni ölüme götüren günü ve geceyi seyretmektir."
Eğer Tolstoy gibi düşünüyorsanız evet güzel bir eser. Özellikle sözlerle süslemesi eserin kalitesini nitelendirmiş.
Kitap çok ince olmasına rağmen bir çok konuya değinmiş. Okurken her sayfada başka düşüncelere dalarken buldum kendimi. Klasik bir eser olmasına rağmen okumakta zorlanmadım ve de keyifle okudum.
Tavsiye ederim.
Çok samimi bir dille yazılmış. Samimi şekilde hayatı sorgulayan ve cevaplarını arayan bir bilge olan Tolstoyla dertleşmek için müthiş bir kitap...
Eğer sevdiğiniz bir yazar ise Tolstoy ve onun hayat hakkında düşüncelerini samimi arayışlarını, duygularını ve Din ile olan ilişkisini kendisi ağzından bizzat dinlemek istiyorsanız mutlaka okumalısınız bu kitabı...
Tolstoy'un her şeyden önce iyi bir dindar ve son derece Hümanist bir insan olduğunun kanıtıdır bu kitap.
Müslümanların da mutlaka okuması gereken harikulade bir şaheser
Tam da ben de varoluşu ve neden yaşıyorum'u sorguladığım bu dönemde okudum kitabı. Tolstoy da zamanında benim sorguladığım her şeyi sorgulamış. Yolun sonunda inanca varması da benim vardığım noktayla aynı. Cidden de insanın inanacağı bir şey yoksa boşluğa düşüyor.
Insanin yasama amacını sorgulayan tolstoy dini insanın dusecegi umutsuzluğa ve boşluğa karsi yegane kurtarıcı olacagini 50 yıllık bir donemde yazdığı satırlarla açıklıyor
Tolstoy bir hayal kırıklığından öte bir şey uyandırmadı kitapta.sirf hayatta kalmak için bir tanrı yaratmak fikrini oldukça zavallı buldum
Tolstoy arayış içinde... bazı sorulara cevap arıyor. *hayatın amacı ne? * hayatın anlamı ne? *niçin yaşıyoruz? *yaşamanın faydası ne? * nasıl yaşamalıyım? *kimim ben?
Hayatı anlamaya çalışan, hayatı sorgulayan, sorularının yanıtını bilimde bulamayan, aradığı cevabı insanların içinde bulan,inancı sorgulayan,dinin aklı inkar etmesini istemeyen,tanrıyı arayan,tanrısız yaşamayan bir tolstoy görüyoruz.... Lev Nikolayeviç tolstoy, 18 yaşında inancını kaybetmiş.
S. Adındaki -zeki ve dürüst- bir adamın inanmaktan nasıl vazgeçtiğinin öyküsü, schopenhuerin,süleymanın,sokratın,hint bilginin,budanın felsefeleri,öfkeli hayvandan kaçıp kuyuya giren; kendisini yemeye hazırlanan hayvani görüp kurtulmaya çalışan adamın öyküsü çok hoşuma gitti.
İtiraf etmeliyim ki hiç felsefik kitap okumadım. Anlamak da zorlandım. Bir paragrafı iki kere okuduğum zamanlar oldu. Beynimi yakan bir kitaptı.
Kitap; 1880 yılında yayımlanmış. 1884 de yasaklanmış.
Tolstoy'un hayati sorguladigi, neden yaşıyorum diye surekli dusundugu, yarim asir gecen inancsiz yasamindan sonra inanci nasil buldugunu samimi sekilde anlattigi eser.. Zaman zaman ben neden yasiyorum, sonrasinda ne olacak gibi sorularla arayışa girdiği hayatinin surekli bir arayis icerisinde gecen yillarindan dem vurmus. Yaşamı, felsefe üzerinden anlamlandirmaya cabalamis, inanclar uzerinden sorgulamış..Tolstoy'un ozellikle kuyu hikayesinin Said Nursi'den aldığı, bu örneği Said Nursi kitabından verdigi ifade ediliyor ama ne kadar dogru araştırmak gerek.
Yine hayatinin son döneminde Islam'i seçtiği yönündeki soylentiler de teyite muhtaç.
Tolstoy'un keskin zekasinin disavurumu bu eserle bir kez daha cikmis ortaya.
Hayati sorgulayis bicimi,hayat uzerine sordugu sorular insanin zihnini bulandiran cinsten.
Yine insanlari gozlemlemesi, hayatinin buyuk bölümünü belirli bir une sahip olmasina ragmen arayis icerisinde gecirmesi ve surekli intiharın esiginde bir yasam sürdürmesi insani,okuyucuyu karamsarliga sürüklüyor. Ucurumun kenarinda sürdürülen bir hayat. Boşluğa düşmüş büyük Tolstoy'un hayata tutunma cabalari...Kuyu hikayesi benim de cok hosuma gitti. Kuyuya duserken dala tutunan adamin asagida kendini bekleyen ejderha ile yukarda kendini bekleyen vahsi hayvan arasinda kalan durumu,ustelik tutunduğu dalin fareler tarafindan kemirilmesi...Uretilen metafor,hayattaki konumunu ifade acisindan harika olmus.. Zevkle okudum,Tolstoy'un hayatini gozler onune seren psikolojik gitgellerini anlatmasi yönüyle de her zaman icin ozel bir kitap olacaktir.