"Kocanin, pasalarinki kadar çok parasi olsun demedim. Her kadin kendi için birseyler yapmali. Geliri olmali. Kocasindan gizli bir birikimi olmali. Yoksa, karsindakine yapisik bir parazit gibi yasarsin; her seyini karsilayan, seninde rahatini sagladigin birinin üzerinde parazit olursun. Iste hem ona boyun egersin hem dayak yersin hem de bunlar yetmezmis gibi boynuzlanir, üstüne de tesekkür etmek zorunda kalirsin."
"Ailenin tek kurtulusu Selanik'ten göç etmek olmustu. Oradan ayrilip önce Taso Adasi'na geçmislerdi, sonra da Bodrum'a... Daha sonra da Izmir'e gelip buraya yerlesmislerdi. Gittikleri her yerde ayni seyler olmustu.
Yahudilerin, Ermenilerin, Türklerin, Fransizlarin, Hollandalilarin, Cenevizlilerin, Avrupali Frenk Levantenlerin, Katolik Ermenilerin yasadigi Izmir, onu da kabul etmisti."
"Basini biraz da pudraya ovduktan sonra, kadini sorgulamaya baslamislardi. Nereden geliyorsunuz, kaç tane çocugunuz var, kocaniz ne isle mesguller, evi satin mi aldiniz yoksa kiraci misiniz? Tipki köpeklerin, ilk karsilastiklarinda birbirlerini tanimak için koklasmalari gibi onlar da onu koklamislardi."
"Onu gösteris ve lüks ilgilendirmiyordu. Safirli mücevherlerin yerine bir tepsi baklavayi tercih ederdi. Cok da iyi bir ev hanimiydi. Yeni evi temizlikten isil isil parliyordu. Diger hanimlardan çok daha beyaz tenli olabilirdi ama, sonuçta o da bir Izmirliydi. Izmir, tütünü, zeytinyagi, inciri ve becerikli ev hanimlariyla meshurdu."
"Efharisto Vlasto Bey, bilgili ve tecrübeli olabilirdi ama ona ekmegini kazandirabilecek bir diplomasi, meslegi yoktu. Ne doktor, ne avukat, ne mühendis ne de Yunanca ögretmeniydi. Etnoloji okumustu. Ne ise yarayacaksa? Ama paralarinin oldugu zamanda iyi yapmisti etnoloji okumakla. Bu tür bilim dallarini da birilerinin okumasi gerekir. Ancak sadece zenginler okuyabilir bunlari. Sadece, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarinda olan zenginler felsefe, tarih ya da ilahiyat okuyabilirler. Bütün bir gün yari uzanir bir sekilde oturup konusurlar filozoflar. Bir sürü gerekli gereksiz konusmalarin arasinda da arada bir bazi bilgelikler çikar ve böylece bilimde ilerleme olur."
"Gün bitmek üzereyken, o hâlâ kitabi okumaya devam ediyordu. Ögle yemeklerini yedikleri masada, sag elinde açik olan kitapla oturmus ve ekmegini okuyarak yemisti. O anda, ne Siryo ne Konstantino vardi onun için. Sadece bu hikâyeyi anlatan Zola Bey vardi. Ne kadarda güzel anlatiyordu. Paris'e hiç gitmemis olmasina ragmen, Katina kendini orada hissediyordu. Kitaptaki kizin basina gelenlerden etkileniyor, bazen sinirleniyor bazen de gülüyordu. Kitaplar ne kadar da gûzeldi!"
"Bütün insanlar ayni. Eger komik birsey söylersen gülerler, onlari korkutursan korkarlar, eger vurursan canlari acir. Hangi tanriya inanirlarsa inansinlar, dünyanin neresinde ve hangi renkte olurlarsa olsunlar sonuçta vücut ve ruh aynidir. Attarti Ana onlarin ruhlarina inaniyor."
Izmir büyücüleri - Mara Meimaridi
Çok beğendim, baştaki konu ile ortalarda ki konu birbirinden öyle koptu ki... Anlatım dilini de beğenmedim.
Hayatımda tabiki sıkıcı kitaplar gördüm. Ama bu kitap bambaşka sıkıcı. Bir defa konuya hakim olmak çok zor; sürekli farklı geçişler var; anlamak zeka işi değil aslında kitabı ve sonunuda tahmin etmek çok kolay. Çünkü ortada bir öykü yok.
Yarım bırakmamak için çok dayandım ama; yok yapamadım. Okumak isteyenler sabırlı ise okusunlar. Çünkü ben o sabrı gösteremedim. Çok dayandım ama olmadı. 1 aydır doğru düzgün kitabı elime almadım resmen.
Okuyacak arkadaşlara kolaylar gelsin :)
yıllar önce okumuştum ve elimden bırakamadığımı hatırlıyorum. sanki o dünyanın içinde o yıllarda ben de oraya yaşıyormuşum gibiydi. okumak isteyenler için biraz karışık anlatımlı ama okunmaya değecek güzel bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Eski İstanbul ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. Çok sürükleyici, etkileyici bir roman.
Hikaye merak uyandırıncı. Kurgu ve tercüme kötü ve karışık.Kitabı sanki iki kişi yazmış gibi, yarısına kadar ki kısmı sanki deneyimsiz birinin elinden çıkmış gibi.
18.yy da bir yunanlı kadının gözüyle İzmir'i tanımak. Ancak bu kadın çirkin ve yoksul. Büyü ile elde ettiği 4 kocası oluyor. Kitabın sonu büyününde ötesinde bitiyor.
Oldukça karışık anlatımlı, hemen hemen bütün karakterlerin ikişer adı var. Fakat beni en çok rahatsız eden şey içinde bol miktarda ırkçı söylem içermesi.