ilk defa okuyorum ahmet büke yi. arkadaş tavsiyesi üzerine okumaya başladım. bir izmirli olarak öyle sardı ki hikayeleri, bir anda kendimi izmir sokaklarında dolaşırken buldum. çok etkileyici bir dili, benzetmeri var zannımca ahmet büke nin. hikayelerinin büyük bir çoğunluğunda sonunda derin hüzünlerle baş başa bırakıyor ahmet büke bizleri. içimizde bir yerler kopuyor gidiyor adeta. dünden beri o kadar çok hüzünlendim ki hikayelerinin ardından, anladım o zaman gerçekçi tavrını da yazarın. hep bizlerin içindeki bir yerlerden yakalayıp yarattığı karakterlerle dışa vuramadığımız benliğimizi ortaya koymuş yazar. hep birer parça buldum kendimden satır aralarında. bir de hikayenin geneline hakim olan kediler dikkatimi çekti. kediler yazarların vazgeçemedikleri hayvanlar zanırım :) herkesin okuması tavsiyesiyle :)