Kalbim Sende Kalmış - (Kayıp Şehir, #4)

En Son Değerlendirmeler

9 puan

http://dilarabook.blogspot.com.tr/2018/01/kalbim-sende-kalms-kayp-sehir-4-selvi.html

Benim kalbim bu seride kaldı.
Kayıp Şehir Serisi sona erdi maalesef. Dördüncü kitap, Ali ve Arya'nın hikayesini anlatıyordu. Ali, kendini bildi bileli tek kadını sevmişti. Ömer ve Gazel çiftinin çocukları Arya. Yıllar boyu Arya'ya açılmak için doğru zamanı beklese de, o Amerika'dan nişanlısı ile dönünce planları tersine döner.
Aslında kitabın içerisinde bu söylediğim ufak olay dışında o kadar çok şey yer alıyor ki. Aksiyon mu dersiniz, komedi mi, pişmanlıklar, aşk...
Ali diğer kitaplarda yer aldığı kısımları şenlendiren bir karakterdi. Bu kitapta ise çoğunlukla sert adam hallerini okuduk ki adam nasıl şen şakrak olsun sevdiği, kendi gözünden sakındığı kadın nişanlanmış... O egosu, kendini beğenmişliği ancak onun üzerine bu kadar yakışırdı. Okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır.
Arya hakkında çok fazla şey söylemek istemiyorum, onun duyguları hep spoiler...Ama kitapta Ali'yi aratmayacak şekildeki planları, aslında tek bir tanesi ile beni benden aldı.
Kitabın komedi kısmının büyük çoğunluğunu Ali'nin babası Adem ve Ömer'e borçluyuz. Birbirleriyle laf yarıştırmaları, söyledikleri şeyler karnım ağrıyana kadar gülmeme neden oldu. Serinin diğer kitaplarında yer alan karakterleri de bol bol gördüm, doydum mu tabi ki hayır.
Aslında kitabı okurken sayfa sayısını biraz garipsemiştim puntolar da çok da büyük olmayınca. Ama kitabı bitirince anladım ki iyi ki bu kadar uzunmuş, hala gözümde tütüyorlar.
Selvi Atıcı'nın o kendine has anlatımı ve akıcılığı, yarattığı karakterleri ile hala tanışmamışsanız bu türü okumanıza rağmen, daha fazla geç kalmayın derim.
Seri Sıralaması : Kimliksiz, Pinokyo'nun Rüyası, Gitme, Kalbim Sende Kalmış

10 puan

http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/11/selvi-atc-kalbim-sende-kalms-kayp-sehir.html


Kayıp Şehir Serisi sona erdi! Bitmeseydi iyiydi... Ne bileyim seriyi uzatmak için çocuklarının da hikayelerini yazılabilirdi. Deryal, Adem ve Ömer'i sevdiğim için onların çocuklarını da ayrı bir sevdim dolayısıyla okumakta ayrı bir zevk oldu benim için :)

Selvi Atıcı'nın kalemini sevdiğimi biliyorsunuz, çıkan her kitabını okuduğum düşünülürse ve Sen kitabının da yeni basımını yakında tekrardan okuyacağımı da düşünsek... kadın sen yaz ben okuyayım diyesim geliyor :)

Neyse, kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, Kimliksiz'den tanıdığımız Adem'in oğlu Ali (aynı zamanda kendisi Gitme kitabında fazlasıyla boy gösterim benim aşırı derecede ilgimi kazanmış oluyor) Pinokyo'nun Rüyası kitabından tanıdığımız Ömer'in kızı Arya ile küçüklüklerinden beri arkadaş olmalarının yanında Ali, küçücük yaşlar henüz kalbini Arya'ya kaptırmış ve onun büyüyüp genç bir kadın oluşunu ve kalbini çalma zamanının gelmesini beklemeye başlamıştır. Ancak Arya bir gün Ali'nin karşısına sevgilisi pardon evlenmeyi planladığı adamla çıkınca Ali'de ipler kopma noktasına geliyor. Kendince planlar yapıp onları ayırıp Arya'nın kalbini çalmaya çalışırken aslında hiç de tahmin edemeyecekleri bir döngünün içerisinde buluyorlar kendilerini. Bir yandan kalbinin sahibi kadını yaşatmaya çalışan Ali, bir yanda sevdiği adamın hayata kalması için çırpınan Arya ve çocuklarının hayatlarından endişe duyan Ömer ve Adem'in bu döngü içerisindeki soluksuz hayatta kalma çabasını okuyoruz.

Yine Selvi Atıcı ve yine aşkın içerisine kusursuzca harmanlanmış gerilim ve polisiye...

Selvi Atıcı'nın kaleminde bunu seviyorum. Sıradan bir aşk hikayesi yerine içerisine harmanladığı adrenalin yüklü olaylar silsilesi kitabı nefessiz okunmasına sebebiyet veriyor. İtiraf edeyim kitabın neredeyse son 100 sayfasının nasıl bittiğini anlamadım. Sabahladım elimden bırakamadım diyebilirim.

Ali'nin Arya'ya olan aşkı o kadar kusursuzdu ki Ali'ye bir kez daha hayran oldum. Gitme kitabında kalbimi çalan Ali bu kitapta kalbimin tek sahibi oldu diyebilirim. O eğlenceli, enerji dolu, kendini beğenmiş egosu tavanda olan Ali... adam nasıl bir şeysin sen ya :)

Ömer ve Adem'in atışmaları daha da önemlisi dünür muhabbetleri çok eğlenceliydi. Ömer'in tipik kız babası olarak verdiği tepkilerde biraz babamın vereceği tepkiler olarak görsem de Adem'in tavırlarıyla kahkaha attım diyebilirim.

Mirza'yı ve Hayat'ı evli mutlu çocuklu okumak süperdi. Onları bu hikayede bu kadar mutlu göreceğimi düşünmemiştim ama okumak inanılmaz zevkliydi. Hele ki Mirza'nın Hayat'ın üzerine titreyen halleri, Ali'den bile kıskanması... çok eğlendim ki ben Ali - Mirza - Hayat üçlüsünün beraber yaptığı her sohbette. :)

Bir de tabi ki beni asıl eğlendiren Ali ve Arya aşklarını yaşamaya başladıklarında Adem ve Ömer ikilisi arasındaki sohbetlerdi. Adem... adamım... sen... kelimelerle ifade edilemez bir şeysin ve harbiden tam da Ali'nin babasısın yani :D

Nikah günü Selin'le olanlarla kahkaha attım yeminle. Hep Selin'inden şüphelenmiştim mesaj olayında ama beni bu konuda Selvi Hanım öyle bir şaşırttı ki cidden değilmiş dedim. Okuduğum kitaplarda şaşırmayı severim ve bunu Selvi Atıcı çok iyi başarıyor.

Micheal'ın sonuna üzüldüm diyebilirim. Ha, tamam iyi bir karakter değildi belki ama yine de Ali'ye yardım etme çabası ve öldürmek istememesi benim için yeterliydi. Ama tabi ait olduğu dünya ne yazık ki hata kabul etmiyordu. Daniel'a ise oh olsun! Keşke bizimkilerden biri öldürüp üstünü kapatsalardı. Çok mu acımasız oldum ne? :)

Son bölümlerde Ali'nin yaşadıkları... nefesimi tutarak okumama neden oldu. Arya ve Ali öyle büyük bir sınav verdikler ki.. sonunda da mutluluklarını sonuna kadar yaşama hakkını kazandılar.

Çok konuştum sanırım ve sussam iyi olacak çünkü sanırım azıcık uzundan spoiler vermeye başlıyorum. Ama şunu söylemezsem içimde tutarım. Konvoy... konvoy... konvoy... kahkaha attım ya resmen ya :D Ali ve Adem çok fenasınız siz :D

Kitaba bayıldım. Beğendim. Tavsiye ederim. Aslında serinin hepsini okuyun bence siz :D

Bir de kitapta Demir'i okuyacaksınız kim bu Demir demeyin ya da diyorsanız "Sen" kitabını alıp okuyun :D

Neyse ben kaçtım ve kitabı hatta seriyi bir kez daha şiddetle tavsiye ediyorum. Ben çok beğendim tam da Ali'ye yakışan bir kitaptı. Nasıl bir aşktı ki o... okumak bile hissettirdi.

Bu arada kapak tasarımı muhteşem olmuş. Ön tarafta erkek arka tarafta kadın figürü süper bir şey olmuş. Kapak bence oldukça iyiydi :)

10 puan

Kayıp Şehir serisinin beşinci kitabı #kalbimsendekalmış ı da serinin diğer kitapları gibi aynı büyük keyif ve beğeniyle okumuş bitirmiş bulunuyorum. Bu kitapta Adem 'in oğlu Ali ile Ömer 'in kızı Arya'nın muhteşem çekişmeli, komik, sabır isteyen macera dolu aşkını okuyacaksınız. Tabi bu ikilinin yanında olmazsa olmazları yani Deryal'ı , Ömer 'ı , Adem 'ı , ve onların muhteşem aşkları olan Burcu, Şirin ve Gazel 'i de okuyup kitabın keyfine varın derim ben 😉😉 .@selviatici daha bir çok kitaplarınızı okumayı ümit ediyorum, yazacaksınız değil mi? Tadı damakta kalan roman buna denir kanımca 😀😊. ..

10 puan

"Ali kendini bildi bileli ona aşıktı. Nasıl ileri gitmesindi ki? Hayata dair başka hiçbir planı yoktu. Sadece Arya! Gördüğü, bildiği, duyduğu, hissettiği... İstediği her şey oydu. Sadece o!" ~

Size Arya ve Ali'nin büyük aşkını anlatan Kalbim Sende Kalmış'ın yorumuyla geldim. Sadece yukarıdaki alıntı bile size o aşkın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor zaten. Kitabı okurken hem heyecanlı hem de biraz buruktum. Çünkü kitap Kayıp Şehir serisinin son kitabı ve ben Ali'nin hikayesini okumak için sabırsızlanıyordum.

Kitabı okurken bir yandan da Selvi ablanın bu bölümleri internetten yayınladığı ve benim büyük bir merakla beklediğim zamanlar geldi aklıma. O kadar garip bir duygu ki anlatamam yani. Peki, hikayeyi bilmeme rağmen tekrar okumak sıkıcı mıydı? Asla! Her sayfasında yine aynı heyecanı, merakı hissettim. Ali zaten canım 💕 Deryal'den sonraki aşkım olur kendisi.

Öhöm neyse gelelim konuya, serinin önceki kitaplarını okuyanlar bilir Ali Adem'in oğlu ve Arya da Doktor Ömer'imizin biricik kızı. Bu ikili çocukluktan beri hep bir arada büyüyorlar doğal olarak. Önce birbirlerini birer yük gibi görüyorlar ama zamanla hisler değişiyor, olaylar büyüyor.

Kitap boyunca yüzümde minik bir tebessüm vardı. Başta Ali'nin kibirli ve aynı zamanda sevimli tavırlarıydı bu tebessümün sebebi sonrasındaysa Adem ve Ömer'in muhteşem atışmaları.

Selvi ablanın kitapları benim bıkmadan usanmadan tekrar tekrar okuyabileceğim kitaplardır. Yani her ne kadar bitmiş olsa da aslında benim için Kayıp Şehir serisi bitmedi. Onları özlediğimde açıp yeniden yine aynı heyecanla okuyabilirim. Bu arada söylemeden edemeyeceğim kitabın iç ve dış tasarımına ba-yıl-dım! ❤️ Hele bölüm başlarındaki tavşan ve aslan detayları... Çok güzel olmuş.

Son olarak eğer hala okumayanınız varsa Selvi Atıcı kitaplarını şiddetle öneriyorum.

8 puan

Ali ve Arya da beklentim çok yüksekti. Daha fazla aksiyon beklerken çoğunlukla ikili ilişkiler vardı. En güzel sahneler ise babalarının Adem ile Ömert'in ikili diyaloglarıydı.

7 puan

Deryal'le başladığımız Kayıp Şehir Serisi Demir,Ömer ve Mirza'nın ardından Ali'nin hikayesiyle sona eriyor.Tabi bir de Adem var onu da unutmamak lazım. Bu serideki Kimliksiz ve Gitme favori kitaplarım arasında. Ben Selvi ATıcı'nın kalemini seviyorum.Okunması gereken başarılı kalemlerden biri olduğunu düşünüyorum.Eğer romantik komedi ve biraz da aksiyon seviyorsanız seriyi tavsiye ederim.
Gelelim Ali'nin hikayesine. Açıkçası Tunç'un hikayesinden sonra Kalbim Sende Kalmış biraz yavan geldi.Tunç beni öyle etkilemiş ki kalbimi onda bırakmışım;)) Ne bileyim ukala,zıbır,komik Ali karakteriyle belki daha çok gülmek istedim belki aşkından acı çekmesini istediğim için beklentimi yüksek tuttum bilemiyorum Gitme deki tadı alamadım. Aksiyonun olduğu bölümlerde biraz olmamış geldi.Ama yine de güzeldi.

7 puan

Bu kitapla, Kayıp Şehir Serisini tamamlamış oldum, yazarın gerçekten iyi bir kalemi var, çıkacak olan kitapları mutlaka takip edilmeli, gerçi iki kadın karaktere takmış durumdayım ve son kitabın kurgusunu biraz zayıf buldum ama bu yazarın güçlü bir kalemi olduğu gerçeğini değiştirmiyor....

Ali ve Arya çocukluktan beri arkadaşlar, zira aileleri çok yakın dostlar, Ali'nin babası Kimliksiz kitabınındaki Adem, Arya'nın babası ise Pinokyonun Rüyası kitabındaki Ömer karakteri, bu iki genç zamanla birbirlerine karşı arkadaştan öte duygular hissetmeye başlıyor, aslında bu duyguları ilk hisseden Ali oluyor, fakat yanlış anlaşılmalar ve bir türlü birbirleriyle yüzleşememeleri sonucu aşklarını bir türlü yaşayamıyorlar, Arya yurt dışında okumaya giderken Ali kendisini "Kayıp Şehir Kulübündeki" işine veriyor ama arkadaşlıkları her zamanki gibi yakın devam ediyor, ta ki Arya'nın ülkeye kesin dönüş yaptığı gün yanında nişanlım diye getirdiği Daniel devreye girene kadar, işte ondan sonra Ali artık ipleri eline alması gerektiğini anlıyor...

Girişte de söylediğim gibi serinin diğer kitaplarına göre kurgusunu birazcık zayıf buldum, bunda Arya karakterini sevmemiş olmamın payı büyük, zira kendisini bildi bileli tutkuyla Ali'ye aşık bir kadının, sırf kendisini güldüren, iyi bir adam diye Daniel' le evlenmeye kalkması, bunun için ailesini karşısına alıp herkese baş kaldırması, ama akabinde sanki bunları yapan kendisi değilmiş gibi onu istemediğini söyleyip ayrılmaya çalışması hiç hoşuma gitmedi, adamı resmen kullandı, tamam Daniel sağlam papuc değildi, hatta pisliğin tekiydi, ama iyi biride olabilirdi, bu kullanılmış olduğu gerçeğini değiştirmiyor, ne istediğini bilmeyen, aşkına sadık olamayan kadınlar bende sinir gazı etkisi yapıyor, bu halleri bana aşklarının tutarsızlığını gösteriyor, sonunda hatalarını anlamaları yada telafi etmeye çalışmaları bile bende sempati uyandırmıyor, zira bir adamın evlilik teklifine evet demek o adamın hayatına, yatağına evet demek anlamına gelir, ama tutkuyla sevdiği tek bir kişi var oda Ali, bu durumda Arya ikisini de aldatmış oluyor bana göre :)

geri ileri