Yıkıma Giden Adam sayesinde bilimkurgu ile aramdaki buzları eriten yazarın asıl ününü getiren kitabı es geçmek olmazdı. Yutarcasına okuduktan sonra şunu diyebilirim ki eğer ilk okuduğum bilimkurgu bu olsaydı türün müptelası olurmuşum. Çok yanlış yerlerde gezmişsem demek. Mühendislik diploması alacak kadar teknik dil kullanmadan da, aşırı sembolizmle asıl mesajı ulaşılamayacak kadar derine gömmeden de bilimkurgu yazılabiliyormuş demek. Yani Bester zamanında daha akımı başlatırken konu kilit demiş olayı bitirmiş zaten. Dili kadar akıcı kurgusu ve hiç düşmeyen temposunun yanında düşündürmeyi de ihmal etmeyen bir kitap. Bozuk ağzı dışında her konuda gelişip evrilen Foyle karakterinin “lan domuzlar lan” kükreyişiyle başlayıp “içinizde milyon var ama kuruş harcıyorsunuz” diyerek devam ettiği sövgülerle dolu insanlığa hitabı, kitabın meramını en net ortaya koyan kısım. O günden bugüne tüm dünya genelinde gelişmemiz!! düşünülürse ne kadar haklı olduğu da ortaya çıkar. Ek olarak çizilen galaksi resminin geçmiş ve gelecek animeler arasında daima gönlümde ilk sırada yer alacak olan Cowboy Bebop’a ilham olup olmadığını merak ettim.
Jaunt yaparak uzak mesafelere ışınlanılabilen bir çağda,Gully Foyle'un bir gemi enkazı içinde uzayda hayatta kalmaya çalışmasıyla başlıyor kitap. Tam kurtarılma umudu doğmuşken Vorga adlı geminin onu görmezden gelmesi ile kendini geliştirip kurtarmayı başaran Foyle bir intikam yolculuğuna başlamış oluyor. Bu intikam yolculuğu bize, insanın ne kadar gelişirse gelişsin doğası ne gerektiriyorsa onu yaptığını anlatıyor.
Genel olarak macera dolu olan bu yolculuk zaman zaman anlatım açısından kafa karıştırsa da bir çırpıda okunabiliyor. Bazı bölümlerde ki karakterin yaşadığı kafa karışıklığı ise insan doğasından başka birşey de değil aslında.
#alıntı "Domuz gibi çürüyorsunuz alayınız. İçinizde çoğu var ama azıni kullanıyorsunuz. İçinizde milyon var ama kuruş harcıyorsunuz."
"Size harcatmak için savaş olması gerek. Düşünmeniz için sıkışmanız lazım."