Evvela önsöze dair birkaç kelam etmek gerekirse; Shaw’ın 20 sayfalık bu önsöz tercümesini okurken yazarın hikayeden yana yaptığı tercih olmasa, önsözün vaktiyle genişletilerek felsefi yahut teolojik bir kitap haline getirilebilecek yeterlilikte olduğunu belirtmek gerek. Bu önsözde Shaw’ın, hikayelerinin alt metinlerine içirdiği düşüncelere dair endişeli ve belki de eseri okumadan evveli için fazlaca erken açıklamalar yaptığı söylenebilir. Elbette bu, dipnotlarla bezeli halde okura ulaştırdığı fikirlerinin doyuruculuğundan yana kendisine minnettar olmamıza mani olmasa gerek.
Shaw bu bağlamda, daha ilk sayfada şu satırlara yer vermekte; “Bütün gerçeklerin Tanrı’dan geldiği tezini savunurum: ama dış ve iç gözlemlerim sayesinde, esin veren gücün oyuncağı olan aletin çok kusurlu bir alet olabileceğini ve mesajını çok gülünç bir duruma düşürebileceğini de bilirim.” İnsanların tüm olumsuz tepkilerine rağmen yeni görüşlere susayan bir güruhun var olduğuna inanan yazar Kara Kız’da; bu görüşlerin sıklıkla olmasa da talipleri tarafından zaman zaman yeni baştan keşfedilirliğine değiniyor.
Kimi hikayelerde edebi üslup, verilmek istenen mesaja baskın gelse de, bir kısım uzun hikayelerde metinlerin hayli sağlam ve düşünsel katmanlılığı, birer felsefi metin olarak edebi tada baskın geliyor. Kitapta yer alan hikayelerin odak merkezinde; fetişleşen inançlar, ruhban sınıfının değerleri deforme edip onlardan nemalanması ve rantları uğruna yeni hurafeler üretmesine yönelik dahiyane hicivlerin yer aldığını söylenebilir. Öte yandan Kara Kız’da; bireysel insan -daha çok da sanat sevicilerinin- zaaf ve buhranlarına değini ve yergi, son olarak da aşk ve evlilik gibi konularda monolog ve diyaloglar üzerinden fikir teatilerine yer veriliyor.
...
Kitap nihayete ererken okurun payına düşense, iç burkuntusuyla Shaw’ın vicdanlara ve zihinlere sapladığı kimi satırların altını çizmek ve kenarlarına mimler koymaktan öte bir şey değildir. Muhtelif yerlerde Shaw, toplumsal mevziden yakınlara, insanın bireysel zaaflarına kalemini batırdığında okurun yaralanması da muhtemeldir. Yazarın eserini irdeleyen kimi mütefekkirlere de, bir münazarada hikaye kahramanının ağzından ettiği kelam dikkate değerdir: “Dinliyor musunuz? Biliyorum, bütün bu konuştuklarımızı nasıl toparlayıp, bir makale haline koyacağınızı düşünüyorsunuz şimdi.” Bu satırların ardından kalemi ele alıp kitaba dair bir şerh düşmek hayli zor olsa da, Kara Kız; ezberin konforundan sıyrılmak için fikri çarpışmalara açık okur kitlesi için ender eserlerden biri olarak okurunu beklemektedir.
Hep okumak istediğim Bernard Shaw'ın kalemiyle epey geç de olsa nihayet tanıştım.
Kara Kız bir hikaye kitabı. Yaklaşık yirmi sayfalık Bernard Shaw'ın önsözünden sonra on dört hikaye yer alıyor.
Kitaba ismini veren Kara Kız en uzun iki hikayeden biri ve benim de tüm hikayeler içindeki favorim 👌
Nerede arayacağını değil de nerede aramayacağını çok iyi bilen Kara Kız'ın Tanrı'yı arama hikayesi. Etkilendiğim ve izi kalan bir hikaye oldu benim için.
Kara Kız'dan #alıntı
* 'Tüfeklerimiz sizi insan yiyen aslandan, insanları ezen filden kurtarmadı mı?
'Onlardan kurtarıp, insan döven esir sürücüsünün, insanları ezen efendinin eline teslim etti,' dedi kara kız. 'Aslan ve fil, toprağı bizimle paylaşırdı. Onlar bedenlerimizi yedikleri ya da ezdikleri zaman, ruhlarımıza dokunmazlardı. Yeteri kadar yediler mı, daha fazlasını istemezlerdi. Ama sizin açgözlülüğünüzü hicbir şey doyuramaz...'