İngiliz edebiyatının önemli şairlerinden olan John Milton'ın klasik kabul edilen eseri. Milton, monarşiye karşı Cromwell'i desteklemiş ancak huzursuzluk dönemi sona erip monarşi tekrar kurulduğunda hapse atılmıştır. Hapiste kör olan şair İngilizce'ye en çok kelime kazandıran kişi olarak da bilinmektedir ( 630 kelime ). Epik tempoda yazdığı serbest vezinli romanında Şeytan'ı demokratik bir lider olarak resmettiği için eleştirilmiştir.
Metin Cehennemin Prensinin konseyi toplayarak fikir alışverişinde bulunmasıyla açılıyor. Ardından yeni yaratılan ırk olan insanların temsilcilerini bulması, Havva'yı baştan çıkarıp yasak meyveyi yedirme çabası ve insanların atalarının Cennet'ten kovulmasıyla gelişen kurgu Mikail'in Adem'e Tufan'ın görüsünü, geleceği göstermesi ve çocuklarına iletmesi gereken uyarılarla kapanıyor.
Her pasajın başlangıcındaki özetler son derece açıklayıcı olmuş. Dipnotlar çok sayıda mitik karakter ve göndermenin yer aldığı metinde göze batacak kadar sık kullanılmamış, göz yormuyorlar. Bazı yerlerdeki ufak çeviri hataları bu kadar karmaşık ve zorlu bir metni ustalıkla çeviren ve lirik tempoya bozmayan çevirmenlere yakışmayacak kadar önemsizler.
Tanrı, monarşiyi ; şeytan ise hükümdeki yeniliği temsil ediyor. Havva'yı narsisist yansıtan yazar tüm metni boyunca cinsiyetçi çıkarım ve yorumlarla dokuyor kurgusunu. Bir çeşit iç tartışma yürüttüğü gözden kaçmıyor yazarın : otoriteye itaat ve itaatsizlik, özgür irade ve kadercilik arasındaki gidiş gelişler bu muhasebeye dikkat çekiyor. Püriten algılara başkaldıran metni cinselliği, arzuları yücelten ( elbette evlilik bağı altında 17 yy. da yazıldığı gözden kaçırılmamalı ) cesur görüşlere de ev sahipliği yapıyor. Metin boyunca "tasarımdan doğan argüman" kullanılmış ve Tanrı'ya methiye ve yergi arasında gidiş gelişler bulunuyor. Doğayı anlayarak Tanrı'nın anlaşılabileceğine dair görüşler çağın çeşitli buluşlarını yapılan göndermelerinde vücut buluyor. Tanrı'nın hükmünü oğlu olan İsa'ya devretmesi monarşi atfı yapıyor ve bu ilişki üzerinden monarşi yergisi sıkça dile getiriliyor. Özgür iradeyle ilgili olarak ket vurucu bir sosyal kontrol tehdidi, itaatın kabülüne sebep oluyor. Günahın Cennet'te anlam bulması ve cisme gelmesi gibi son derece çarpıcı yorumlamalar gözden kaçmıyor. Metinde ciddi tutarsızlık ve mantık hataları göze çarpıyor: Dünya Henüz yaratılmışken melekler ve Şeytan'ın Norveç köpüğünden, İtalya vadilerinden bahsetmesi gibi.
Metin önce isyankar ve sorgulayıcı bir tonda kendini geliştiriyor sonunda ise itaatkar ve kabullenmiş ( aynı zamanda yitik ) olarak kapanıyor. Milton, daha sonraları Tanrı ve din sorgusunda kullanılacak o kadar çok cephane üretmiş ki bilmeden, hayranlık duymamak elde değil. Lirik dili, akıcı kurgusu ve farklı bakış açısı önemli artıları.
Adem ile Havva'nin şeytanın oyunuyla cennetten kovulusunu ele aliyor kitap. Epik şiir türünde yazılmış eserde dini unsurlar konusu itibariyle de oldukca yogun. Seytanin Tanri tarafindan gazaba ugramasi ve deyim yerindeyse örgütlenip kötülüğü yaymak ve tanrinin aksine sürdürdüğü mucadele de kitapta yer bulmus.
Insanoglunun Adem ve Havva ozelinde gunaha egilimini , nefsine hakim olmakta zorlandigini ve her an , boslukta kaldigi takdirde seytanin oyununa gelebilecegini cok net gosteriyot zaten bildigimiz bu yasak meyveyi yemeden dolayi cennetten kovusulus hikayesi.
Benim Adem ile Havva arasindaki diyaloglar cok hosuma gitti. Ilahi kudretin birbirleri icin ve insanlik neslinin devami icin hayat verdigi Adem ve Havva'nin birbirlerine duydugu saf ve temiz aşk yine kitapta cok guzel aktarilmis. Ikisinin birbirlerinin gozunde edindikleri yer ve bunun diyaloglar ile soze gelmis hali etkileyucu, kitabi epik boyutlardan siyrilip duygusal boyuta ceken yerler olmasi itibariyle de ilgi cekici olmus.
Seytandaki kibir, kendini kanıtlama ihtiyaci, kotuluge tesvik edici yonu de yine fazlasiyla yansıtılmış.