Kehribardaki Yusufçuk (Yabancı, #2)

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Jamieee <3 <3

10 yıl, 10 ay
7 puan

Kitap güzel ve sürükleyici ... olabilirdi, çevirisi iyi olsaydı.

10 puan

çok güzel bir seri ama bu kadar ingiliz iskoç tarihi içerince kitap uzadıda uzadı .kendi tarihimden çok onların tarihini öğrendim bu tarz kitaplar sayesinde :) ama tarih kısmını atarsak mükemmeldi .jamie ve claire aşkı son gaz devam ,arada çok güldüm ,üzüldüm durumlarına .ama anladığım kadarıyla yeni bir aşk daha okuyacağız serinin diğer kitaplarında .merakla diğerlerini de okumayı bekliyorum.

10 puan

Yazar kahramanlarını acı çeksinler diye yazmış. Ayrıca birbirlerini çok sevsinler ve bu sevgiyi söylemekte hiç çekinmesinler diye. Jamie ve Claire'in sevgisiyle beraber İskoç tarihini de öğreniyoruz. İçim acıyarak okusam da bence güzeldi. Geriye kaldı 5 kitap ne acılar çekilecek bakalım.

10 yıl, 9 ay
9 puan

Kitabın ilk yüz sayfasında Claire'yi yanında kızı Brianna ile okuduğumda yüreğim ağzıma geldi. Nerde Jamie diye sızlandığım sırada Gamze'den hemen tüyoları aldım, rahatladım okumaya devam ettim :P
Kitabın başlarında Claire olayların başladığı yere kızıyla birlikte gelmiştir ve kızına gerçek babasının Frank değil Jamie olduğunu itiraf etmiştir. Brianna babasının Frank olduğu konusunda ısrar ediyor ve dolayısıyla annesine kızgın.. İlerleyen bölümlerde Claire'in neden dönmek zorunda kaldığı yeralıyor, Jamie ile ayrılmaları bölümünde çok üzüldüm. Zavallı Jamie, ne çektin be.. ! :)
Bir an önce seriyi tamamlayıp dizisini takip etmek istiyorum o yüzden şimdi 800 küsür sayfanın özetini uzunn uzun yazamayacağım. Kısaca okumayanlara tavsiye ediyor ve sıradaki kitap Yolcu'ya başlıyorum. 1000 sayfaya başlıyorum :))



***
"Claire'in aziz eşi," diye okumaya devam etti.
"Evet, onu tanıyorum," dedi yumuşak bir sesle, Roger onu zor duyuyordu. "Ben Calire. O da benim eşim." Sonra dönüp kızının yüzüne baktı. Bembeyaz olmuştu ve adeta şoka girmişti. "Ve senin de baban," dedi.

***

"Seni düşündüğüm zaman ilk aklıma gelen kelime 'zarif' değil." Kolunu belime doladı, diğer elide ipek kalplı kolumun üstündeydi. Sıcacıktı.
"Ama seninle ruhumla konuşuyor gibi konuşuyorum" dedi ve yüzümü kendisine doğru çevirdi. Uzandı ve yüzümü elleri arasına aldı. Parmakları şakaklarımı hafifçe kavrıyordu.
"Ve Sessenach," diye fısıldadı, "senin yüzün benim kalbim".

***

Örtüyü tahta küvetin içine koymak için arkamı döndüm ve hiç düşünmeden başka bir şey daha söyledim. "Bacaklarımı da aldırdım".
Hemen ona baktım.
"Bacakların kokmuyordu" dedi.
Döndüm ve eteğimi dizlerimin yukarısına kadar çektim.
"Ama çok daha güzel görünüyorlar" dedim. "Güzel ve yumuşak, kıllı maymun Harry gibi değil".
Kendi kıllı bacaklarına baktı.
"Ben kıllı maymun muyum?"
"Sen değil ben!" sinirlenmeye başlamıştım.
"Benim bacaklarım seninkilerden daha kıllı!".
"Tabi ki öyle olacak sen erkeksin!"

***

"Dougal haklı, bu tek şansımız!"
Çaresiz bir şekilde bana baktı, yüzünde acı ve korku vardı.
"Ne de olsa ben bir ingilizim." dedim.
Hüzünlü bir gülümsemeyle yüzüme dokundu.
"Öyle mo duinne. Ama sen benim İngilizimsin" dedi.

5 puan

ilk 100 sayfa ve son 100 sayfa dışında çok sıkılarak okudum.
ayrıca kitap baştan sona yazım ve çeviri hatalarıyla doluydu.
seriyi, dizisini izleyerek devam ettirmeye karar verdim.

geri ileri