Uzun ama renksiz bir yaşam mı istersiniz, yoksa kısa ama renkli bir yaşam mı? sorusunun cevabı en iyi bu kitapta verilmiştir.
Kapağını beğendiğim için aldığım bu kitabı iyi ki almışım.
Çoğu şeyin engel tanımayacağını bu kitapta çok rahatlıkla görebilirsiniz.
“ Belki de en büyük özrümüz önyargılarımızdır… “ tüm kitabın ana düşüncesine denk niteliktedir.Anlayana !!!
Değinilmeyen bir noktaya değinmiş yazar, engelliler ve aşkları. Üstün Dökmen, güzel ve farklı biri. Anlatımına ve yüreğine sağlık... :) Tavsiye ederim okumanızı...
Üstün Dökmen her zaman ki gibi basit, kolay, yalın bir dille yazmış. Ancak aynı şeyler çok fazla tekrarlanıyor kitapta. Bu yüzden biraz sıkılmadım değil hani. Ama ince ve bir gün de bitecek bir kitap. İnsanın engellilere bakış açısında bir fark yaratabiliyor.
Kitabı yarıda bırakıp,beğenmediğimi söylemek benim hatamdır belki ancak ben hayatımda sadece üç kitabı yarıda bıraktım...Anlatım bana yapmacık geldi.Ama Türkiye'de Üstün Dökmen'in çok büyük bir hayran kitlesi olduğunu düşünürsek;bu kitap benim yorumlarıma aldırış edilmeden okunmalı :)
Okuduğum ilk ve tek Üstün Dökmen kitabı. Çok sevdim. Hayatta karşılaşabileceğimiz olayları abartısızca ve etkileyici bir üslupla anlatmış. Engelli iki insanın aşk hikayesine değiniyor. Çevresindekilerin engel oluşturan zihinlerine rağmen birbirlerine tutkuyla sarılmaları... Toplum olarak sahip olduğumuz anlamsız kalıp yargılarımız açığa çıkıyor. Bu konuda farkındalık yaratıyor. Bu kitabı alın, okuyun ve sahip olduğumuz ancak farkında olmadığımız engelli düşüncelerinizi ortaya çıkarın. Onları yok edin.
Özür denilen bedeni engelleyen sınırlar sadece kafada başlayan ve biten olgulardan ibaret. Ve insan şu hayatta eğer isterse tek bir şey olarak da her şey olabilir. Yol uzun, yapılacaklar listesi uzun, asıl güç içimizde bir yerlerde ve ön yargılar her zamanki gibi insanı saçmalığa sürükler.
Yazarımız; engelli insanlara sadece acımaktan vazgeçip, engelli olmayan insanlar gibi aşık olabileceklerini, cinsel yaşamlarının olabileceklerini, özürlü olduklarını bizim kadar takmadıklarını bir yerden sonra kabullenip espri bile yapabileceklerini yalın ve gerçekçi bir dille anlatmış. Asıl engelin bedenlerde değil zihinlerde olmaması gerektiğini, kalıplaşmış önyargılarımızı bir kenara bırakıp insanlara beden değil yürek ve karakter olarak bakmamızı sağlıyor. Kelebeklerle de, ömrümüzün ne kadar olacağını asla bilemeyeceğimizi ve bu ömrü yaşarken kendi değerimizi bilip, anlamsız istekler uğruna kendimizi heba etmememizi anı yaşamamız gerektiğini anlatıyor..
Kitaptan altını çizdiklerim:
-Vazgeçmeyin. Bir şeyden ilk kez vazgeçtiğinizde rahatlarsınız; ikinci kez vazgeçtiğinizde alışkanlık olur.
-Bir aileyi ayakta tutan şey, gülümseyen yüzlerin ve çatılan kaşların dengesidir.
-Aşk önce düşünmektir sonra dokunmak..
-Kısa ve renkli bir ömrü, uzun ve renksiz bir ömre tercih ederim.
-İnsanlar ellerinde güç varsa korkuturlar..Sevmezler iletişim kurmazlar ne yaptıracaklarsa severek, anlaşarak değil korkutarak yaptırırlar.
-İnsanlar, birisini sevdiklerinde veya sevdiklerini sandıklarında üçüncü bir kişide açmayacakları yara yoktur.
-Yapabilenler yaparlar, yapamayanlar öğretirler, öğretmeyi de beceremeyenler yönetirler, yönetmeyi de beceremeyenler eleştirirler, teftiş ederler.
-Elindekini görmeyip, görünmeze bakan aptaldır..
-Sen dert etmezsen söyleyip söylememek önemsiz olur gözünde.
-Unvanları altında ezilmeye başlayan insan, acı çeker, acı çektirir.
- Bu dünyada zayıfın varlığı güçlünün tablosunda bir nokta gibi görünür.
Yazarımız; engelli insanlara sadece acımaktan vazgeçip, engelli olmayan insanlar gibi aşık olabileceklerini, cinsel yaşamlarının olabileceklerini, özürlü olduklarını bizim kadar takmadıklarını bir yerden sonra kabullenip espri bile yapabileceklerini yalın ve gerçekçi bir dille anlatmış. Asıl engelin bedenlerde değil zihinlerde olmaması gerektiğini, kalıplaşmış önyargılarımızı bir kenara bırakıp insanlara beden değil yürek ve karakter olarak bakmamızı sağlıyor. Kelebeklerle de, ömrümüzün ne kadar olacağını asla bilemeyeceğimizi ve bu ömrü yaşarken kendi değerimizi bilip, anlamsız istekler uğruna kendimizi heba etmememizi anı yaşamamız gerektiğini anlatıyor..
Kitaptan altını çizdiklerim:
-Vazgeçmeyin. Bir şeyden ilk kez vazgeçtiğinizde rahatlarsınız; ikinci kez vazgeçtiğinizde alışkanlık olur.
-Bir aileyi ayakta tutan şey, gülümseyen yüzlerin ve çatılan kaşların dengesidir.
-Aşk önce düşünmektir sonra dokunmak..
-Kısa ve renkli bir ömrü, uzun ve renksiz bir ömre tercih ederim.
-İnsanlar ellerinde güç varsa korkuturlar..Sevmezler iletişim kurmazlar ne yaptıracaklarsa severek, anlaşarak değil korkutarak yaptırırlar.
-İnsanlar, birisini sevdiklerinde veya sevdiklerini sandıklarında üçüncü bir kişide açmayacakları yara yoktur.
-Yapabilenler yaparlar, yapamayanlar öğretirler, öğretmeyi de beceremeyenler yönetirler, yönetmeyi de beceremeyenler eleştirirler, teftiş ederler.
-Elindekini görmeyip, görünmeze bakan aptaldır..
-Sen dert etmezsen söyleyip söylememek önemsiz olur gözünde.
-Unvanları altında ezilmeye başlayan insan, acı çeker, acı çektirir.
- Bu dünyada zayıfın varlığı güçlünün tablosunda bir nokta gibi görünür.