http://morduslerkitapligi.blogspot.com.tr/2016/05/kathryn-kramer-klc-ve-cicek-kitap.html
Birinci kısımı okurken oh süper bir kitap tam benlik bir historical daha buldum diye sevinçle hızlı hızlı okurken ikinci bölüme geçti ve bende bir durgunluk yarattı. Takma dedim belki birazdan tekrar açılır yok. Wolfram saf bir aşkla sözde deidre'ye aşık çok seviyor ama birşey oluyor güvenmiyor ve yapılmadık şey kalmıyor kıza .
Bide bu viking nasıl güçlü ya sadece bir kez birini yenebildi yani .tamam kitabın kahramanı diye herkesi yenmesi gerekmez ama bir tane bile kazanmaz mi insan ya ?
Üçüncü bölüm hele özür dilerim ama biraz daha saçmalanmış gibi geldi .çünkü herkes birbirinden nefret ediyor ama bir birşey oluyor insanlar birbirlerini sevmeye başlıyorlar.ya ezeli düşmanlar onlar he oldu o zaman deyip sadece kötü adamın ölmesiyle barış mi olur .sonu pek tatmin etmedi beni .
http://illekitap.blogspot.com.tr/2016/09/kathryn-kramer-klc-ve-cicek.html
Uzun zaman sonra bir historical romance okumak çok iyi geldi, ama asıl ilginç ve heyecanlı olan ise bir Viking hikayesi okumaktı. Açıkçası filmlerdekilerden daha farklı şeyler okumak ve bunu deneyimlemek müthiş hissettirdi.
Yazarın daha önce hiçbir kitabını okumamıştım ve okuduğum ilk kitabı Kılıç ve Çiçek oldu ki bunda da en önemli sebep de Viking hikayesi olmasıydı. Yazarın kurgu yeteneğini sevdim, entrikalı ve bir bütün içerisinde olan akışı da sevdim. Havada kalan bir olay ya da duygu kalmadı. Bu konuda süperdi.
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, düzenlenen Viking baskını sonrasında kazayla kendisini Viking gemisinde bulan Deidre, baskını düzenleyen ve geminin lideri olan Wolfram ile aralarındaki kıvılcıma karşı koymaya çalışır. Viking topraklarına gidip de hem onların anlatıldığı kadar barbar olmadığını hem de Wolfram'a aşık olduğunu fark eden Deidre mutluluğu yakaladığını sanır ama çok büyük bir oyun vardır ortada... Viking baskını için vatanına ihanet eden İrlandalı ve Wolfram'ın ölmesini dileyen bir Viking vardır ortada. Bütün bu olaylar arasında ayakta kalmaya çalışan bir aşk... birbirlerini bulma ayrılmama çabası veren iki kalp ile entrikalı, aşk dolu, heyecan verici bir hikaye kapılarını bizlere açıyor.
Wolfram'ın bir asil gibi davranıp Deidre'nin kalbini çalmadan ve o istemeden ona sahip olmaması çok güzeldi. Ahh bir de aşklarını gururlarına yedirip de içlerinde tutmak yerine dışa vurmaları paha biçilemezdi.
Erica'nın oyununa gelen Wolfram'ın aldığı kararlara kızsam da sonrasında aşkın kazanması süperdi. Gereksiz uzatmak yerine yerli yerinde kurgu ilerlemesi bence çok daha güzel olmuş.
Zerlina ve Signurd'ın hikayesine biraz daha değinilseydi daha iyi olurdu en azından onlarında mutluluğuna şahit olmuş olurduk ama en azından mutlu olduklarını hayal gücümüz söylüyor ;)
İki farklı inancı olan iki insanın aşkını okuduk bir yandan da aşkın hiçbir engel tanımadığına da tanık olduk diyebilirim.
Çok uzatıp da kitap içeriğine girmek istemiyorum o yüzden kısa keseceğim ama şunu söyleyebilirim ben kitabı beğendim.
Tarihi aşk romanı severlere tavsiye ederim. Bir Viking diyarını ziyaret edin derim ben :)
Uzun zamandan sonra okuduğum bir tarihi aşk romanı olarak iyi geldi bana. Kitap genel olarak bir çok olayın örgüsünde fazla fazla konu içersede, bazı konular kitabın sonunda tam netleşemese de iyiydi.
"Bir yıldızı rahatsız etmeden bir çiçeği yerinden oynatamazsınız."
~
Hem Viking kültürü hem de aşk dolu bir tarihi romanla geldim size! Ben tarihi romanları çok fazla sevmem ama işin içine Vikingler girince olay değişiyor. İşte bunlar hep Ragnar etkisi 🙈
Bir tarafta Viking Wolfram diğer tarafta İrlandalı Deidre sonuçsa onların muhteşem aşkı. Deidre'nin yaşadığı topraklar tam da düğün gününde bir grup Viking'in baskınına uğrar böylece buz ve ateş bir araya gelir. Sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Entrika bir an bile eksik olmadı kitapta. Sürekli ihanet, kavga, intikamla doluydu her sayfa. Normalde okuyabileceğim bir tarz da değil aslında ama içindeki Viking mitolojisi için okudum. Çok fazla da bahsedilmemiş aslında ama benim gibi mitolojik ögelere karşı ilginiz varsa ufak tefek şeyler bile gözünüze hoş gelebiliyor.
Bir de kitap bence çok fazla Vikingler dizisini andırıyordu. Belki de ben kafamda bağdaştırdım bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki tam olarak çerezlik kitaplardan biriydi. Sonu başından belli olmasına rağmen okunan cinsten. 😄
Kesinlikle alın okuyun diyebileceğim bir kitap değil ama tarihi ve Viking mitolojisi içeren kitapları seviyorsanız tavsiye edebilirim.
Deidre İrlandalı'dır. Yaşadıkları kıyıya baskın yapan kuzeylilerden biri bir Viking olduğu için babası ve akrabaları ondan nefret etmesini söylemiştir. Deidre bunu yapmamıştır çünkü Viking ona göre zalim değildir. O güçlü, cesur, ve hoş biridir. Onu ilk kez akrabaları ellerini bağlayarak konağa sürüklediklerinde on üç yaşındayken görmüştür. Vurulurken engel olmaya, yardım etmeye çalışmış, onu izlemiş, çaldığı ya da kendi payı olan yiyeceklerini getirmiş, onun için göz yaşı dökmüştür. Ailesi ile oraya klan toplantısı için gelmişlerdir ve gittiğinde Viking'ini koruyacak kimse olmayacağından onu kurtarmak ister ve kaçmasına yardım eder. Aradan yıllar geçtikten sonra babası gibi büyük toprak sahibinin oğlu ile evlenmesine karar verilir. Klanları evlilik yolu ile birleştirecek böylece babası daha büyük bir klan lideri olacak daha fazla güç ve saygınlığa sahip olacaktır. Deidre ise gerçekten aşık olmanın ozanların üzerine şarkılar söylediği o harikulade mutluluğu hissetmenin nasıl bir şey olduğunu merak eder. Bir zamanlar bu hissi Viking esirine karşı hissetmiştir. Ama başkası ile evlenecektir ve kendisini buna hazırlamışken düğün gününde düğününü Vikingler basar.
Yiğit Wolfram esaretten kaçtıktan sonra yılları yağmalamak ve seyahat etmekle geçmiştir. Deniz aşırı birçok diyara yelken açmış, baskınlar yapmış hazine peşinde koşmuştur. Bir esir olarak geçirdiği günleri unutup, zengin bir adam olarak geri dönme arzusu bitmemiştir. Bir gün kuzey ülkesine dönüp kendisini esir olarak satan adamdan intikamını alacaktır. Bastığı topraklarda yeni evlenmiş Deidre'den çok etkilenir benim der ve tecavüz edecekken kaçarken ona verdiği broşu görür ve kendisini kurtaran ve senelerdir unutamadığı kadını tanır. Hayatını kurtaran kadına acı yaşattığı için üzülür onu da yanında götürmeyi ister fakat yeterince acı çektirdiğini düşünür. Tam bu düşünceler içindeyken saklanmak için gemisine giren Deidre'i bulur. Onun için önemli olan neden orada olduğu değil onunla birlikte olmasıdır. Tanrılar Deidre'nin kendisine ait olmasını istemiştir. Geri gitmek isteyen Deidre'i götürmez. Böyle bir riski alamazdı baskının haberinin bütün İrlanda'ya yayıldığı kesindir. Dönerse kılıçlar, baltalarla karşılanırdı. Adamlarını böyle bir tehlikeye atamaz.
Deidre ailesine yapılanları unutamaz, üstelik evlidir kalmak istemez. Wolfram için en büyük hazinesi Deidre'dir. Ona sahip olmak için elindeki her şeyi verirdi ama gerek olmadan Deidre onun olmuştur. Hatırladığı çocuk güzeller güzeli bir kadına dönüşmüştür ve artık ona aittir. Deidre'nin yeniden kendisini sevmesini ister. Ona hissettiklerini kendisine hissedene kadar yavaşça kalbini kazanacaktır. Bir başka adamın Deidre'i elde etmesini istemediği için geri dönmemiş, onun kendisinin olmasını istemiştir. Deidre'i kaybetmeye dayanamazdı. Karısı olmasını ister ama Deidre kocasına geri dönmek zorunda olduğunu bilir fakat fazla dayanamaz ve ilişkileri başlar.
Wolfram'ın ailesinin yanına gittikten sonra ölmesini isteyen kardeşi, eski sevgili, Deidre'nin kocası, kaçırılma, ihanet, entrika yok yok.
İlk kez Viking hikayesi okudum genelde güçlü olurlar ama Wolfram nasıl güçlü bir Viking erkeği hep yenildi. Başta Deidre'e kim olduğunu söylememesi saçmaydı ne gerek vardı. Çok çabuk sevdi ayrıca. Deidre'e güvenmemesi de çok kötüydü.