yorumum için:
http://egemvekitaplarim.blogspot.com.tr/2015/05/kizil-yukselis.html
http://gamzeninkitapdunyasi.blogspot.com.tr/2015/05/kzl-yukselis-pierce-brown-yorum-alntlar.html#more
"Pirelerle dolu bir masa olduğunu hayal et," diye açıkladı. "Pireler bilinmeyen yüksekliklere sıçrayıp duruyorlar. Sonra bir adam geliyor ve pirelerin üzerine bir cam kavanoz kapatıyor. Pireler sıçrıyor ama kavanozun dibine çarpınca daha yukarı gidemiyorlar. Bir süre sonra adam kavanozu kaldırıyor ama pireler alıştıklarından daha yükseğe sıçramıyor çünkü tepelerinde hala bir cam tavan olduğunu sanıyorlar." Dumanını üfledi. Gözlerinin de yakmacın kor ucu gibi parladığını görebiliyordum. "Biz yükseğe sıçrayan o pireleriz. Şimdi sana ne kadar yükseğe sıçrayabildiğimizi göstereyim."
"Ölüm söylediğin kadar boş bir şey değil. Asıl boşluk, özgürlük olmadan yaşamaktır, Darrow. Boşluk; korku, kayıp ve ölüm korkusu tarafından zincire vurulmuş halde yaşamaktır. Ben o zincirleri kıralım diyorum. Korku zincirlerini kırarsak, bizi Altın'lara, Toplum'a bağlayan zincirleri de kırarız."
http://benherneysemo.blogspot.com.tr/2015/05/kzl-yukselis-pierce-brown-red-rising.html
http://gokhantezcan.blogspot.com/2015/05/kzl-yukselis-pierce-brown.html
Aslında 5 puan vermek istemedim ama 4te haksızlık olacaktı.Uyumsuz serisine 4 verdiysem daha fazlasını hak eder bu kitap.Sonunda açlık oyunları kadar olmasada hoşuma giden bir distopya daha okudum.İyi yazar topladığı malzemeleri bir araya getirerek güzel bir kitap çıkarmış ortaya.Diğer kitabını ciddi anlamda merak ediyorum.Evet hemen gelsin istiyorum.
En son aman tanrım bir türk filmi repliğimi gördüm gibi oldum.
"Söyle nalet olası köpek kızımdan uzak durmak için ne istiyorsun??" Ahaha neyseki öyle bir şey yok.Evet güzeldi,distopyalar arasında 2 numaraya yerleşti.Belirtmek istediğim bir şey de hayır "Boynuz kulağı geçemedi"
Diğer kitabının goodreads puanına bakıncada deli heyecan kapladı içimi inş bu sefer -üzerinden 6yıl geçmesine rağmen aynı şekilde hayranım açlık oyunlarına- açlık oyunlarının tahtına ortak olacak bir distopya serim olacak.
Kitaba,karakterlere,yerlere,isimlere,olaylara genel itibar ile her şeye alışmam uzun sürdü ancak sayfalar ilerledikçe konu açtı renkler anlaşıldı karakterler belirginleşti.2. ve 3. kitapta olaylar zaten had safha da .Her kitap sonu yazar öyle bir yerde bitiriyor ki devam kitabını okumamak için elden hiç bir şey gelmiyor.Mecburen okuyorsun.Gece gündüz aklına giriyor.Son yılların en harika serilerinden bir tanesi.Dostluklar pekişiyor,ayrılıyor ,sırtından bıçaklanıyor ihanet had safha da ama yine de her daim iyilerden de kötülerden de ölenler oluyor.Ve hepsine üzülüyorsun.Çünkü hepsinin sebepleri var.Kendilerince doğruları.
Diyeceğim o ki Pegasus'un pahalı fiyatlarına rağmen kesinlikle okumanız gereken bir seri.
nasıl da muhteşem bir kitaptı.distopya okumayı çok seviyorum ve bu okuduğum en iyi distopya kitaplarından biriydi.açlık oyunları ile kaşılaştıranlar varmış,açlık oyunları bu kitabın yanında bir hiç benim gözümde.zaten çok sevmediğim bir seri açlık oyunları.ama kızıl yükseliş gerçekten mükemmeldi.altın oğul hatta morning star için sabırsızlanıyorum.hemen altın oğula geçicem
Hangi kelimeyle başlasam daha muhteşem bir yorum yapabilirim diye beş dakikadır düşünüyorum. Çok fazla beklentiyle uzun süredir okumak istediğim bir seriydi. Bu yüzden hiçbir bilgi ve spoiler da almadan sıfırdan alıp okudum. Hikaye her ne kadar Açlık Oyunları ile kıyaslansa da çok fazla farklılıklar mevcut. Mevcut düzeni yıkmak? Evet, fakat nasıl yıkıldığına bağlı. İlk 20-30 sayfası her ne kadar sıfırdan bir dünyaya alışmak zor gelse de -gerçekten zorlanarak okudum- sonradan su gibi akıp gitti. Darrow'un zekası, 'çakallığı' ve dahiyaneliği karşısında afalladım. Karakter işlenişleri harikaydı. Kitap içeriğinde verilen mesajlar oldukça etkileyiciydi. Harry Potter serisine gönderilen selamlar da hoşuma gitti. Pax'a ve Sevro'ya bayıldım. Son 20 sayfasını dehşet ve şaşkınlık içinde okudum. Fazlasıyla duygu yoğunluğu vardı kitapta ve bu yıl okuduğum en etkileyici kitaptı diyebilirim.
Her şeyden önce, Açlık Oyunları'nın Mars'a konulmuş hali olduğunu kabul ediyorum. Açlık Oyunları'nı okumadım, filmlerinden bildiğim kadarıyla da yazar belki bu noktadan bir yola çıkmış olabilir- bu benim için kabullenilebir. Bazı olaylar da diğer seridekilere göre oluşturulmuş, bunlar devam ederse işte bu benim için kabul edilemez.
Bir -özellikle kurgu- kitabın tam olarak içine girebilmeniz için geçen sayfa sayısı bu kitapta benim sınırlarımın ötesinde. Sanırım bir 200 küsür sayfa. Ben zaten başladım başlayalı kitabın başına konulan haritadaki isimler geçti mi diye her geçen garip isimde başa döndüm ve haritayı kullanabildiğim yerde (200 sayfa sonra) kitap akmaya başladı.
Kitabı sevdim mi? Bütün olarak belki değil. Diğer kitaplarda Açlık Oyunları'nın gölgesinden çıkabileceği umuduyla hoşlandığım yönlerini düşünmeye çalışıyorum. Misal Sevro ^-^ Auuu :)
Keyifli okumalar :)