Bu ayki Harlequin Historical sayısının hikayesi harikaydı..Bayıldım
Mallory Fitzhugh ilk kocasını gerdek gecesinde kalbinden hançerleyerek öldürmüştü..Vahşi ve cahil bir kadındı...Babası ona hiç değer vermemişti..Sadece babasımı çevresindeki insanların tümü neredeyse..Kral onu bağışlamıştı..Ama o dönemlerde kadınlar kendi mülklerine sahip çıkamıyordu..BAbası öldükten sonra Kralın emri ile tekrar evlenmesi gerekiyordu..
Hemde aralarında kan davası olan bir ailenin oğlu ile..O olmasa başkası ile evlendirilecekti..
Geoffrer De Burgh kardeşleri arasında en bilgili,aklı selim kişidi..Mallory ile evlenmek çekilen kura da ona düşmüştü..
Ailesinin selameti için bunu yapacaktı...Evleneceği kadın daha önceden gerdek gecesi başka bir erkeği öldürmüş olsa bile ailesi için bu fedakarlığa girişecekti..
Vee evlendiler..başından itibaren çok sıra dışı bir evlilikti..Evliliklerinin ilk gecesi Geoffrey canını korumak için tetikte uyumuştu..Çünkü karısı vahşi bir kedi gibiydi..Ama zamanla birbirlerini tanıdıkça birbirlerine güvenmeyi,konuşmayı,anlamayı öğrendiler..Özellikle Geoffrey'in engin sabrı ile birbirlerinin arasında yakınlaşma da doğmaya başladı..Tüm evreleri yavaş yavaş emin adımlarla geçmeleri.birbirlerine alışmaları..Çok anlamlıydı....
Mallory başta onun öldürürse yine başkası ile evleneceğinden korkuyordu..Ama zamanla kocasına güvenmeye başladı..Zamanlada sevmeye..
Özellikle Geoffrey'in Mallor'nin saçlarını tarama sahnesi çok anlamlı,duygusal,baştan çıkarıcıydı..