Kurucunun Kızı - Amy Engel
Uzun zamandır distopya türü okumamıştım. Fantastikten sonra en çok sevdiğim tür. Açlık Oyunları tarzında bir seri. Çok harika diyemem ama kötü dersem de kitaba haksızlık etmiş olurum. Kurgusu güzel ve Ivy'i sevdim.
2075'lerdeyiz, insanlık kendi içinde büyük savaşlar vermiş ve kendi elimizle yaşadığımız dünyayı mahvetmiş durumdayız. İnsanlık nüfusu çeşitli savaşlardan dolayı azalmış durumda. Buna bir son vermek adına insanlar bir araya gelerek yeni bir koloni gibi yerleşim yeri kurmuşlar ve burada yaşamaya başlamışlar. Ancak ortada bir sorun vardır, bu yeni oluşumu Lattimer'lar mı Westfall'lar mı yönetecek? Nihayetinde iki aile arasında yaşanan savaşın sonunda Lattimer'lar savaşı kazanır ve başkanlık yapmaya başlarlar. Westfall'lar'a ise shiç bir yetkisi ve mevkii olmayan Kurucu ünvanı verilir. İlerleyen zamanlarda yeniden savaş ve karışıklık olmasın, sürekli barış sağlanmış olarak kalsın diye Westfall'ların kızları Lattimer'ların erkekleri ile evlendirilmeleri geleneği başlatılır. Sürekli barış sağlanmak zorundadır çünkü; artık insanların kaynakları sınırlıdır. Elektrik zorunlu olmadıkça kullanılmıyor, araçlar yok çünkü yakıt yok. Yiyecek bulmak eskisi kadar kolay değil ve sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi bile bir mucize. İnsanlar ne kadar genç evlenirlerse sağlıklı bebek doğurmaları o kadar yüksek oranda oluyor. Gençler kiminle evleneceklerini kendileri seçemiyorlar, onların yerine bir kura yapılıyor ve eşleştiğin kişiyle evlenmek zorundasın.. Yasalara aykırı davranırsan gideceğin yer bir hapishane değil, çünkü zaten yiyecek kısıtlı ve devlet sana para ayırmak istemiyor bu yüzden gideceğin tek yer; yaşam alanını çevreleyen ve ötesinde bin bir tehlikenin olduğu Çit.
Tüm bunların yanı sıra Kurucunun Kızı yani Ivy'miz Lattimer'ların oğlu Bishop ile evlenmek zorunda. Hiç istemese de ailesine karşı gelemediği için evlenmek zorunda. Bu evliliğin çok kısa süreceği söyleniyor ailesi tarafından; çünkü yakın zamanda Başkan Lattimer'ı ve oğulları Bishop'ı öldürüp yerine kendilerinin geçeceğini söylüyorlar. İlk başlarda görevine sadık ve tek isteği annesinin ve diğer zorla evlendirilen herkesin intikamını almak için görevine yani Bishop'ı öldürme plana yardımcı olacak bilgiler toplamaya başlar. Hesap etmediği tek şey Bishop'a her geçen gün bağlanacak ve öldürmesi hiç kolay olmayacaktır.
270 sayfa filan. Akıcı, güzel ve düşündürücü bir hikayesi var. Fırsatını bulursanız okumanızı tavsiye ederim veeee maalesef sonu yine kötü biten bir seri ile karşı karşıyayız. İnşallah ikinci kitap için çok beklememize gerek kalmaz çünkü Ivy'i çok merak ediyorum.. ve Bishop, umarım Ivy'e olan inancını bırakmaz..
"Aşk kanunlaştırabileceğin bir şey değildi. Aşk tablolardan, grafiklerden ve eşleşme oranlarından daha fazlasıydı. Aşk karışık ve karman çormandı ve rastlantısal büyüsünden onu yoksun bırakmak bir hataydı."
***
“Belki özgürlük abartılıyordur. Savaştan önce özgürlüğümüz vardı. Bak bizi nereye getirdi.”