http://birumuthayal.blogspot.com/2018/05/ty-mazer-lacivert-safir.html#more
Ah ahhh bu sıralar ev taşımaydı, boyaydı, derken kitap okumaya ara verdim gibi bir şey oldu. Kitabı okuyalı haftalar oldu ama ancak yorumlamaya fırsat bulabildim. Bu sıralar nedense hedeflediğim sayıyı tutturamıyorum. Kitap okumak içimden hiç gelmiyor ve bu durumdan bir an önce sıyrılmayı umut ediyorum.
Stokholm sendromuna yakalnmış bir kadın karakterle soğuk adamın hikayesinin devamı. Bu ilk kitaba görebr tık daha iyi olsada bu gelgitler beni yordu. Keşke aksiyonu daha bol ve kişikikleri oturmuş karakterler olsaydı daha çok sevebilirdim. Seri üçleme sadece devamında ne olacağını merak ettiğimiçin son kitabı da okuyacağım ama çok matah değildi. 2019/4
http://illekitap.blogspot.com/2019/05/t-y-mazer-safir-lacivert-2.html
Son sürat Lacivert serisine devam eden ben bu ay bitmeden serinin ikinci kitabını da okurum. Resmen okumamı tekrardan hızlandırdı bu seri çünkü uzun zamandır iki günde bir kitap bitirmiyordum bu seri ile tekrar aynı hızıma kavuştum diyebilirim.
T.Y.Mazer'in yayınladığı ikinci kitap aynı zamanda dediğim gibi Lacivert serisinin de ikinci kitabı. Seri birbirinin devamı niteliğinde o yüzden karmaşık okunamaz, sırayla okumanız gerekmektedir.
Lacivert - Safir'de Beren ve James'in hikayesi kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabın sonunda Beren, Onur'un elinde esir kalmış onun hastalıklı deneyleriyle karşı karşıyayken kitap bitmişti. Bu kitapta da Beren'in Onur'un elinden kurtulmasını ve sonrasında olan olayları okuyoruz. Operasyon hala devem ediyor ancak Beren ve James'in arasındaki ilişki ilk kitaptakinin yanında boyut değiştiriyor. Bütün duygular ortaya dökülüyor. Sırlar... hisler... dokunuşlar... tam bir çift oldular derken aslında çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya geliyor ve bu da bu kitabın sonu. Şu yorumdan sonra hemen üçüncü kitaba başlayacağım :) Yoksa meraktan ölebilirim.
Öncelikle kitaptan sevmediğim şeyleri söyleyeceğim sonrasında sevdiklerimi. Çünkü benim nazarımda kitap ilk kitap kadar iyi değildi. İlk kitaptaki bilinmezlik miydi çok daha iyi yapan bunda her şeyi biliyor olmamız mıydı bir tık daha aşağıya düşüren bilemedim. Ancak benim nazarımda eksik olan kısımlar vardı. Bunlardan bahsetmek istiyorum öncelikle.
Beren'in Onur'un elinden kurtulma sahneleri... ben daha şaşalı bir şey beklerdim. Daha detaylı anlatım daha detaylı bir plan vs. iki gün Onur'un elinde kaldı kız ama sanki beş dakikada kurtulmuş gibi geldi.
Bir de James'in ben hiçbir şey hissetmiyorum sahneler... Beren'in önünde girdiği o kriz... bana mı öyle geldi bilemiyorum ama biran için gözümde Christian Grey ile Ana'nın sahnesi canlandı. Belki çok alakasız oldu ama o satırlar okurken aklıma Christian ile Ana'nın gelmesi... bilemiyorum...
Benim tek eleştirebileceğim şeyler bunlardı. Bunun haricinde sevdiğim fazlaca satırlardı vardı ama özellikle takdir ettiğim şey bir yazar kelimelerle, cinselliğe girmeden sevişme sahnesini bu kadar mı güzel anlatır. Evet o an James ile Beren'in birlikte olduğunu biliyoruz ama kelimelerle o kadar güzel anlatılmış ki tensel uyumdan ruhsal uyumu ön plana çıkararak anlatma... muhteşemdi çok beğendim.
James ve Beren'in laboratuvarda başına gelenler... sonrasında yaşananlar ise... işte Onur'un elinden kurtulmada da böylesine bir detay isterdim. Böylesine ihtişam... Laboratuvar sahnesine bayıldım.
James ile Beren'in aşık halleri çok sevimliydi bunu kimse inkar edemez ama hala favorim Mike :) çok sevdim bu haylazı ben :)
Kitabın sonundaki o sahne... işte beni şoke uğratan satırlardı. İlk kitapta Onur detayı beni şaşırtmıştı. Bu kitapta da o son sahne... Cidden ben o şahsiyetten bir şey bekliyordum ama böylesi bir şey beklemedim itiraf edeyim. Kim neyi neden niçin yapıyor gibi sorulara cevap veremem çünkü çok fena spoiler olur. Hatta spoilerın dibi olur ama şunu söylemeliyim ki o son...
İlk kitaptan daha çok merakta bıraktı o son beni, bu yüzden hemen elime üçüncü kitabı alıyorum.
Ben bu seriyi sevdim, cidden beklediğimden çok daha farklı ve güzel çıktığını itiraf etmeliyim.
Sizlere de tavsiye ederim.