Batılı anlamda yazılmış ilk roman olarak bence kesinlikle kaliteli bir eser. Gerek döneme ait verdiği dolaylı bilgilerle,karakter tahlilleriyle basarili bir eser ortaya koymus edebiyatimizin yetkin yazarlarından Halit Ziya. ✔
Konusuna gelirsek eğer; son derece temiz yaradılışlı,eğitimli,kötülüğü yapamayacak kadar iyi ve hayati hep tersliklerle süregelen bir gencin -Ahmet Cemil'in- hazin yaşamını görüyoruz.
Bu noktada, şu soruyu sorma gereği duyuyorum. Neden yazarlarimiz bu denli karamsarlığa sürüklüyor okuyucuyu? Bu tip sürekli karamsarlık içeren, hep yarıda kalan hikayeler, gerçekleşmeyen düşler acaba onların halet-i ruhiyesinin mi tezahürü yoksa dönemin etkisi ya da halk mi bunu istiyor ,seviyor diye düşünmüyor degilim. Okurken siz de bana katılacaksınız eminim. Birçok noktada yap artik şunu, söylesene , hayır boyle yapmamalıydın diye soyleneceksiniz. 👍 Hayatta kaybedenler icin, hep mağlup olmak icin kullanılmış loser kelimesi var tam tamına uyuyor Ahmet Cemil icin. Tabiri caizse kazandığı yarış yok. Kardeşinin evliliği, aşkı , meslek sevdası, ölümler , uğradığı haksızlıklar vs vs hep sönük kaldi. O beklenilen patlamayı yapmadı bence. Bir tokat sahnesi var, sanirim orda tüm birikmisliklerin dışa vurumu, bir patlama noktası idi. Aslinda o noktaya bırakmaması, birçok anda o patlamayı yapmalıydı diye düşünmüyor degil insan. 🧐
Velhasıl kelam ; mai düşler , ici dolu, umut vadeden düşler simsiyah bir gecede son buldu. Bence yine yanlışı seçti. Mücadele sahasını bırakıp kaçtı. Aslinda bu yanlis da hayatında yaptığı diger yanlışlıkların bir sonucu idi. Yanlışlar, yanlışa götürdü vesselam. 😞
Son derece karamsar, iç burkan bir eser okuyacaksınız. Şimdiden söylemesi. 🌿📖
Uşaklıgil'in dili oldukça ağır olmasına rağmen Özgür Yayınları'nın kutucuk içindeki tercümeleriyle okumanız kolaylaşıyor. Osmanlı'nın son dönemlerindeki basın hayatını anlatması bakımından oldukça güzel bir romandı,yer yer sıksa da.
Çok çok beğendim. Geç kalmışım okumaya.İkbal ismini bi yerlerde gördüğümde bile içim buruluyo hala.